Yazdan kalma bir hafta sonu geçirdik. En güzeli sessiz ve sakin geçti.
Bursaspor – Beşiktaş maç öncesinde Polise bile satırla saldırdıkları bir hafta sonu yaşanırken Çarşamba’ da sıcak havada vatandaşlar aileleri ile sokaklara döküldü.
Şimdi ne yazalım.
Böylesi sessiz ve sakin bir hafta sonunda…
Aslında yazılacak o kadar çok konu var ki… Siyasette söylem kirlilikleri sürerken,
Ana muhalefetin oy oranını yükselttiği ve AK Partiye inat iktidara yürüdüğünü ısrarla söylediği bir dönemde.
MHP yi ısrarla baraj altına itmeye çalışanların söylemlerinin olduğu, BDP lilerin bağımsız olarak seçime girerek baraj problemini aşma hırsının yanında alenen terör örgütü ile birlikte çalıştığı bir dönemde,
Ve en önemlisi herkesin beklediği gibi Mart sonuna kadar silah bırakma safsataları akabinde Tunceli, Bingöl, Hakkâri, Şırnak gibi illerde terör olaylarının arttığı süreçte.
Konu sıkıntısı yok.
Ama biz hani yerel basınız ya’.
İşte o nedenle ülke ve dünya gündeminden dönelim İlçe yani yerel görevimize.
Bu noktada dikkatimi çeken olay şu.
Siyasi parti Milletvekili adayları sürekli ilçeye gelip gidiyorlar. En fazla ve gözde mekânları önce STK lar oluyor sonra da kurumlar.
Bu kurumlar arasında çoğu siyasi partilere teşekkür ediyoruz.
En azından onlar yerel basın olarak Haber Expres Gazetesini unutmuyorlar.
Yani gücü olanın eyvallahı olmadığı gibi iktidarı isteyenler Gazetenin de bir kurum olduğunu en azından 50- 100 oy kullanacak bir güç ayrıca haberleri ile daha büyük bir güç potansiyeli olduğunu ve buna bağlı olarak haberlerimiz ile etkili bir kurum olduğumuzu hatırlıyor.
Ama üzülerek söyleyeyim iktidarda ki milletvekilleri 8- 9 yıldır parmaklarımızla sayılacak şekilde geliyor bu gazeteye.
Mesela Mustafa Çakır. Bizi yalnız bırakmazdı. Bizi en azından ziyaret ederek gönlümüzü alırdı, hoş birkaç dakikalık sohbet ederdi.
Sonra yiğidi öldür hakkını yeme.
Zorda olsa birilerinin yüzünden yanımıza uğramayan Fatih Öztürk bile bu kapıyı açtı. Oturdu çayımızı içti. İkramlarımızı kabul etti. Ölmedi ama listeye alınmadı.
Birde bunlara Cemal Yılmaz Demir’i eklerim.
Demir belki de en sessiz ve sakin isim ve her defasında bizlerin halini hatırını sorar.
Ya diğerleri.
Aklıma takıldı.
Neden veya niçin gelmezler.
İktidar partisine mensup herkes biz Türkiye’nin partisiyiz diyor ya!.
Kimsenin veya birilerinin değil halkın, vatandaşın partisiyiz diyor ya.
İşte bu noktada halkın gazetesi olan Haber Expres Gazetesini ziyaret etmemelerini kendilerini büyük görmelerinden mi, yoksa birilerinin oraya gderseniz beni yanınızda bulamazsınız egosundan mı?
Merak ettim.
Bu konuyu gereken yerlere ilettik.
Ve söz verildi.
Birileri bizi sevmese de inanıyorum ki Milletvekilleri adam ayrımcılığı, kurum ayrımcılığı yapmadan bu kuruma da artık uğrayacaklar.
Oysa en fazla İktidar vekillerimiz yerel basına sahip çıktıklarını dile getiriyorlardı. Ama onlar yerel basına gelmiyor. Lazım olduğunda gelenler, sonrasında neden yerel basını unutuyor. Bu gazete sevenini de sevmeyenini de kucaklayarak bağrına basıyor.
Mevlana’nın dörtlüğünde dile getirdiği gibi:
"GEL, GEL, NE OLURSAN OL YİNEDE GEL. İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel. Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel..."
"Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol."Anlayana biz bu kadar anlatıyoruz.
Gerisi anlaması gerekenlere sanırım…