Kalp hastalıkları içerisinde en ölümcül olanın kalp krizi olduğunu anlatan Aydın, şu bilgileri verdi:“Göğüs ortasında baskı şeklinde ağrı varsa özellikle bu ağrı yokuş çıkarken, başlayıp, kişi dinlendiğinde geçiyorsa, ilk aşamada kalp hastalığı düşünülmemelidir. Kalp krizi, kişi hiç hareket etmediği halde çok şiddetli ağrının başlamasıyla ortaya çıkar. Beraberinde nefes darlığı, sol kol ağrısı, soğuk terleme ve bulantı görülebilir. Ayrıca, kalp krizi esnasında önemli oranda ani ölümler de görülmektedir. Kalp hastalarının öncelikle kilo almaması gerekir. Koroner arter hastası olan, kalp krizi geçirmiş kişiler yağlı ve kolesterolden zengin yiyeceklerden özellikle kaçınmalıdır. Katı yağlar, kırmızı et içeren yiyeceklere dikkat etmelidir. Bunun yanında spor yapmak özellikle, yürüyüş, yüzmek, bisiklete binmek, koşmak kalp sağlığı için idealdir.”
Sıcak havalarda oruç tutan kalp hastalarının karşılaşacağı sıkıntılar hakkında bilgi veren Aydın, şunları söyledi: “Kalp hastaları için Ramazan ayında hem kalp sağlığı hem de sıcak havalarda oruç tutabilmek için bazı önlemler almak gerekebilir. Çünkü, hava sıcaklığının 30 dereceyi nemin yüzde 60’ı aşması ile birlikte sıcağa bağlı olumsuz etki gözlenmeye başlar. Vücudun sıcaklık artışına karşı ilk tepkileri terleme ve derideki damarların genişlemesidir. Nem oranı yükseldiğinde terleme ile olan sıvı kaybı azalmaya başlar ve böylece sıcak çarpması ihtimali artar. Aşırı sıcak ve nemle birlikte artan su ve tuz kaybının karşılanması halinde kan koyulaşması ve pıhtılaşması eğiliminde artış ile birlikte kalp krizleri tetiklenebilir. Kalp yetmezliği olan hastalarda sıcağa uyum zorluğu ile birlikte hayati organlara kan akımında azalma meydana gelir. Bu durumun sonucu hayatı tehdit edici durumlar yani kalp krizi, ritm bozukluğu gibi rahatsızlıklar gelişebilir”
SICAKLARDA KALP ÖNLEMİ
Aydın, kalp hastalarının sıcak havalarda çok dikkatli olması gerektiğini söyledi. Aydın, aşırı sıcaklarda kalp hastalarının alabileceği önlemleri ise şöyle anlattı: “Sıcak ve nemin yüksek olduğu saat 11:00-16:00 arasında dışarı çıkılmamalı veya kısa süreli dışarıda kalınmalıdır. Açık renkli bol, rahat, terlemeyi artırmayan kıyafetler giyilmeli, ağır, yağlı, yüksek kalorili yemeklerden kaçınmalı, sebze ve meyve tüketilmeli. Öğünler, az miktarda olmalıdır. Sıvı kaybını azaltmak için günde 2-3 litre su içmeli, soda, kola, kahve gibi içecekler, kan basıncını ve kalp hızını artırabileceği için tüketilmeli. Özellikle alkol hiç alınmamalıdır. Aşırı sıcak ve nemden vücut metabolizması etkilendiğinden kullanılan ilaçların etkinliklerinde farklılık olabilir. Özellikle tansiyon ilaçları, idrar söktürücü kalp hızını etkileyen, kanı sulandıran ilaçların kullanımlarını yeniden değerlendirmeli. Bazı ilaçların aynı dozları, yaz aylarında daha fazla tansiyon düşmesine ya da nabızda daha fazla düşmelere yol açılabilir. Aşırı terleme nedeni ile idrar sökücü ilaç gereksinimi azalabilir.”
KALP DİYETİ
Aydın, kalp hastalarının uygulayacağı kalp diyetinin zor olmadığını belirtirken, kalp diyetini sağlıklı kişilerin de uygulayabileceğini ifade etti. Kalp diyetinin Ramazan ayında öneminin daha da arttığını vurgulayan Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
“Sağlıklı kişilere de sağlıklı yaşamlarını sürdürmeleri için tavsiye edilen bir beslenme tarzıdır. Bu beslenme tarzı Ramazan ayında daha bir önem kazanmaktadır. Tereyağı, sakatatların yağları, koyun etinin içerdiği yağlar ve sığır etinin görünen yağlar ile margarinlerden arındırılmış, güzel, tatmin edici bir beslenme tarzını benimsemeyi tavsiye edebiliriz. Ramazan ayında da genel olarak tüm vakitlerde aşırı kalorili yiyeceklerden kaçınmak gereklidir. Özellikle Ramazan ayında iftarda hızlı yememek gerekli.”
Aydın, iftar ve sahurda kurulan sofraların menülerinde alınacak gıda ve tüketilecek sıvıları ise şöyle anlattı:“İftarda öncelikle çorba veya hafif bir yiyecekle oruç açılmalı. Mümkünse kısa bir ara vererek, hafif gıdalarla devam edilmelidir. Asit salgısını artıran baharatlı gıdalar mümkünse hiç alınmamalıdır. Sahurda ise aşırı yemek, ‘uzun süre tok tutar’ düşüncesi yanlış bir kanaattir. Ne kadar çok yenirse ve ne kadar hızla akan şekerini yükselten tatlılar yenirse o kadar çok acıkılır. Sahur sofraları kahvaltı gibi hazırlanmalıdır. Su ve mineral ihtiyacını karşılayacak gıdalar yanında ölçülü, miktarda yumurta, süt yoğurt, peynir veya lifli gıdalar yani sebze yemekleri hem kan şekerinin yavaş yükselmesini sağlar. Hem de aşırı mide salgısına neden olmazlar ve acıkmayı geciktirirler. Koroner kalp hastalığı tanısı almış ilaç kullanmakta olanlar, ilaçlarını iftar ve sahur arasında dengeleyerek oruçlarını tutabilir. Ayrıca kalp hastalarının iftarda hızlı ve aşırı yemeleri, kalp yükünü artıracağından hafif ve uzun sürede yemelerinde fayda vardır.”
ORUÇ TUTAMAYACAK HASTALAR
Aydın, insülin kullanan kalp hastalarının ise oruç tutmalarının sağlık açısından tehlikeli olabileceğini belirtti. Kalp yetersizliği olan hastalar genellikle vücutta artan tuz ve suyu azaltmak için idrar söktürücü ilaçlar kullandığını kaydeden Aydın, bu tür hastaların ise hekimlerinin kontrolünde oruç tutmalarını önerdi. Aydın, hipertansiyon hastalarının ise ilaçlarını düzenli kullanmaları durumunda rahatlıkla oruç tutabileceğini sözlerine ekledi.