Yapılan açıklamada, “Bölgenin kalkınmasının önüne geçmeye çalışan bir grup sözde çevreciler kara propagandaya devam etmekte ısrar ediyorlar. Bu karalama çalışmasını sürekli yalan maddeler ortaya atarak yapmaktan bıkmayan bu grubun yalanlarını ortaya çıkarmaktan biz bıktık ama onlar halkı kandırmaktan bıkmadılar maalesef. Önce kül yağacak diye halkı kandırmak istediler. Oysaki Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlilerinin yaptığı açıklamada biyokütle tesisinin çevreci bir santral olduğu, bu tesislerden havaya çıkan maddenin su buharı olduğu ve havayı kirletmeyecek yeni bir teknoloji olduğu açıklandı.Arkasından tarım bitecek dediler. Oysaki tarımın gözbebeği Çukurova ve Balıkesir’i görmezden geldiler. Bu tesislerin olduğu ve veriminden bir şey kaybetmeyen toprakları unuttular. Buraları gezmeye giden Çarşambalı çiftçi kadınlar ise gezip gördüklerini diğer çiftçilerle paylaşınca bu sefer teyze kelimesini aşağılayıcı ifade olarak kullanıp çiftçi kadınları aşağıladılar. Ağır yazılar yazdılar. Sırf Çarşambalı kadınlar “tesisin zararı yokmuş gidip gördük bize tarafsız bir şekilde anlattılar” dediler diye.
Gerçekler bir bir Çarşamba halkının gözü önüne serilmeye devam ettikçeağır bir kan kaybı yasayan bu sözde çevreciler bu sefer de ODTÜ’yü arkalarına almaya çalışarak ODTÜ’den bilirkişi heyeti geliyor diye yalan maddelerine birini daha eklediler. İşin acı yani bu heyetten ne Adalet Bakanlığının, ne ODTÜ’nün ne de sözde heyetin haberi vardı. Koskoca Adalet Bakanlığı böyle bir heyetin olmadığını açıklamak zorunda kaldı.İşin komik yanı sonradan ODTÜ’yüarkasına almak isteyen bu grup "Sehven yazılmıştır” diye kendi kendini yalanladı.
Bugün ise tesisin teşvik almak içinne kadar acele ettiği, 30 milyon dolar için bu kadar uğraştığını anlatan bazı haberler yapılmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki burası bizim ne ilk tesisimizdi ne de son tesisimiz olacaktır. Bizler yerli ve milli üretimi desteklemek adına, ülkemizin kalkınmasında bir nebze de olsa katkı sağlamak adına bu işin içindeyiz. Ayrıca şunu da önemle vurgulamak isteriz ki devlet bu teşvikleri doğaya zarar vermeyen bir sistem olduğu için vermektedir. Dolayısıyla sözde çevreci arkadaşların bugüne kadar iddia ettikleri tüm olumsuz algı süreci de böylece kendini yok etmiş olmaktadır.
Şimdi bu durumda bütün bu yalanların ne için yapıldığını, bu yatırımın hangi sebeple engellemeye çalışıldığını ve arkasındaki sebebi bizler öğrenmek istiyoruz. Bu kadar yalan üzerine kurulmuş, bilimsellikten uzak ve maksatlı açıklamalarınyapıldığı ve zora gelince sehven yapılmıştır diye hemen konuyu kapatmaya çalışan bir odanın asıl varlık nedeni nedir? Kime ya da kimlere hizmet etmektedir?Özetle ideolojik karşıtlık yüzünden bilimi inkar eden, yalanlar söyleyen ve bu yalanları ortaya çıktıkça başka bir yalana başvuran ve en acısı da halkı galeyana getirerek kaos yaratmaya çalışan ve bundan beslenen bu sistemi bizler kınıyoruz.Ülkemize, milletimize, değerlerimize, çevremize, ekonomimize, bu ülkenin gençleri ve çocuklarına hizmet etmeye devam edeceğiz. Bizler ortaya koyduğumuzsosyal faydalarla, önümüze bakarak ve ilerleyerek, yalnızca Türkiye için enerji üretmekle kalmıyor aynı zamanda Çarşamba içinde birçok katma değer yaratıyoruz.” Denildi.