Çocukların nasihate değil kendilerine örnek olacak rol modellere ihtiyacı vardır. Hatta yetişkinlerin de. Çünkü inandığı ve düşündüğü gibi yaşayan insanların sözü de, ameli de, hareketi de etkilidir. Ne diyor Mevlana Celaleddin Rumi: “Güneş gibi ol şefkatte, merhamette gece gibi ol, ayıpları örtmekte akarsu gibi ol, keremde cömertlikte ölü gibi ol, öfkede asabiyette toprak gibi ol, tevazuda ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!”
Adam kırk yıl önceki ilkokul öğretmenini görünce, utanarak yanına yaklaşıp “Hocam beni tanıdınız mı?” dedi. İhtiyar öğretmen tanımadığını ifade etti. Adam “Hocam nasıl tanımazsınız, ben ilkokul öğrencinizim.” Öğretmen tanımaya çalışır gibi baktı onca öğrencisi arasından nasıl hatırlayacaktı? “Hocam ben Ahmet, Isparta Ülkü ilkokulundan. 179 Ahmet hani sınıfta bir arkadaşımın saati kaybolmuştu. Ben almıştım. Siz de “Herkes kalksın ellerini tahtaya dayasın, arama yapacağım.” Demiştiniz. Ben utanmış ve çok korkmuştum. Sizin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım diye soğuk terler döküyordum.
Sizden bir komut daha geldi: “Şimdi herkes gözlerini kapasın.” Ortalarda bir yerdeyim. Aranma sırası bana gelmişti. Saati cebimden sessizce almış, devamlı aynı sessizlik içinde son arkadaşa kadar aramayı sürdürmüştünüz. Sonra bizi yerimize oturtup bana hiç kimseye hiçbir şey söylemeden saati sahibine vermiştiniz. Büyüdükçe içimde büyüttüm bu davranışınızı, hocam ben şimdi elli yaşındayım. Düşünüyorum da şu hayattaki en büyük dersi, o gün almıştım. Her aklıma gelişinizde sarsıldım ve her aklıma gelişinizde kendimi sizden kalan erdemin koruyucu gölgesinde hissettim. Hani bir söz vardır ya ‘Utancı bilerek yaşamak korkunç, daha da korkuncu bilerek yaşamak’ diye, hocam siz bana bu utancı yaşatmadınız. Yaşasaydım unutur muydum, doğrusu bilmiyorum. Ama beni utandırmamanızı hç unutmadım. Hocam… şimdi hatırladınız mı beni?
İhtiyar öğretmen yan yana oturdukları bankta öğrencisine yaslanarak; “O olayı ertesi gün unutmuştum ben. Şimdi sen anlatınca hatırladım. Sizlere gözlerinizi kapatın dediğimde ben de gözlerimi kapatmıştım. O yaştaki her çocuğun düşebileceği hataya düşen öğrencime karşı içimde bir yargı oluşsun istememiştim. O sen miydin? Bilmiyordum, nasılsın?”