Cennet ülkemin güzel insanları,ölüm varsa hayatımızda küçük şeyler için kalp kırmamak lazım.
Bir kalp kırmak Kabe’yi 70 defa yıkmaktan daha büyük günah derlerdi büyüklerimiz.
İki ay sonra seçime gidiyoruz, ama demokrasi bayramı olması gereken bu günler bazı kesimlerce savaş havasına sokulmakta. AKP’li,CHP’li,İYİ Parti’li, MHP’li, Saadet’li hepsi bu milletin evladı.
Kimse kimseden daha çok müslüman,ve milliyetçi değil herkesin tek hedefi aday olduğu İl'e ilçe'ye daha iyi hizmet vermek.Burada Sayın Erdoğan,Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli,Sayın Akşener,Sayın Karamollaoğlu’na çok büyük ve görev düşmektedir. İnsanlarımızı birbirine düşman edecek birbirlerine nefretle baktıracak söylemlerden uzak durmaktır. Bu insani en önemlisi İslami bir görevdir.
Yunus; Yaratılanı severiz, Yaradan’dan ötürü dememiş mi?
Mevlana; Gel, ne olursan gel, hatta ateşe tapsan da,bin kere tövbeni bozsan da gel dememiş mi?
Burdan AK Parti’li kardeşlerime soruyorum?
Allah aşkına Ankara’yı Mansur Yavaş kazansa dünyanın sonu mu?
CHP’li kardeşlerime soruyorum; İzmir’i Zeybekçi kazansa Türkiye’nin sonu mu?
MHP’li kardeşlerim; Kocamaz Mersin’i İYİ Parti’den kazansa ülkemiz batacak mı? Tabi ki hayır.
Seçime katılacak her Türkiye Cumhuriyeti evladı değerli,kıymetli ve özeldir.
Demokrasinin güzelliği seçilene saygı duymak,tebrik etmektir,demokrasi kültürünün yerleştiği ülkelerde böyledir.
Benim tek itirazım vatanlarına bile faydası olmayan, kendi ülkesinin kaderini belirlemekten kaçan 53 bin Suriyeli’nin benim illerimin ilçelerimin kaderi için oy kullanmasıdır.
Bunu kabul etmemiz,anlayış göstermemiz mümkün değildir.
Bu ülkeyi sevdiğini söyleyen Sayın Erdoğan, bunlara oy hakkı vermekle bu millete en büyük kötülüğü yapmaktadır.
On yıl sonra bu Suriyeliler başımıza PKK’dan daha büyük dert olacaktır.
İktidarının devamı için bunu görmeyenler ya beceriksiz ya da bir planın parçasıdır.
Genel seçimler parti ismi, lideri, parti politikası ile kazanılırken, mahalli idarelerde kişiler ön plana çıkmaktadır.
Ülkenin neresinde olursa olsun, çalışmaları ile öne çıkmış isimler milletimizin her kesiminin takdirini kazanmıştır. Bir Sarıgül,Büyükerşen,Altınok,Talip Kaban ve hatta Ovacığın Komünist başkanı Maçoğlu…
Güzel cümlelerle anılmak her başkan için çok güzeldir. Çalışkan, güler yüzlü ama en özeli dürüst deniyorsa bu o insanın gururudur.
Ama seçilen Belediye Başkanı seçildikten sonra manevi anlamda rozetini çıkarıp seçildiği il de ilçe de oy veren vermeyen herkesin başkanı olabiliyorsa, herkese eşit hizmet verebiliyorsa en güzeli özelide budur. Yüce Allah, hangi siyasi partiden olursa olsun, seçildikten sonra herkesin başkanı olacaklara nasip etsin inşallah. Birbirimizi kırmaya, üzmeye, yaftalamaya değmeyecek üç günlük dünya için gönül yıkmayalım,kalp kırmayalım.Kimse bizim düşmanımız değil sırf partilim diye beceriksiz,çapsız, liyakatsiz birini seçmektense dürüstlüğü tek ön şart olmak kaydi ile projeleri ve kültürü ile kendini yetiştirmiş biri seçmek hem ülkemize hem de yaşadığımız yere yapacağımız en büyük iyilik olur. Hem ülkemiz gelişir, kazanır hem yaşadığımız yer. Hep sorulan soru kim kazanır. Benim tahminim Üç büyük il Ankara,İzmir farkla İstanbul kıl payı Antalya,Eskişehir,Mersin,Denizli, Balıkesir Aydın,Edirne, Çanakkale,Tekirdağ,Kırklareli,Samsun, Erzurum,Adana Muhalefet partilerinin alacağı iller orta anadolu da çok yer bıçak sırtı. Kıl payı güneydoğu,HDP’li olur. Karadeniz bir iki sürpriz belki ama AK Parti orada hala güçlü. Adil dürüstçe yapılsın da bu seçim, Kim alırsa alsın başımız gözümüz üstüne cennet ülkemin güzel insanları dünya boş…
Ey siyasetçiler; makamlar,iktidar gelip geçici arkanızda şunu söyletebiliyor musunuz?
Dürüsttü adildi işte mesele bu dedim ya ÖLÜM VAR, SAATİ YOK