Ondokuz Mayıs Üniversitesi Personel Daire Başkanlığı tarafından, Hizmet İçi Eğitim Yönergesi çerçevesinde, üniversitemizde görev yapan idari personele yönelik olarak; etkili iletişim becerisi kazandırmak, kamu hizmetinin sunumunda kaliteyi artırmak, kişisel gelişimde bilgi ve beceri kazandırmak amacıyla, "Kişisel Gelişim ve İletişim" konulu seminer düzenlendi.
OMÜ Tepe Otel’de, Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışma Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Sardoğan tarafından verilen seminerde Sardoğan şunları söyledi: “Toplumsallaşma süreci içinde bulunan birey, kişiler arası ilişkiler yoluyla içinde yaşadığı toplumun değer yargılarını ve rol beklentilerini öğrenmektedir. ‘Toplumsallaşma, sadece çocukluk dönemi ile ilişkili bir süreç değil, bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.’ O halde insan ilişkileri bireyin doğumundan ölümüne kadar yaşamının bütün boyutlarını etkileyen önemli bir değişkendir. Birey, toplum içinde gelişim ve gerçekleşim ihtiyaçlarını karşılayabilmek, başkalarıyla duygu ve düşünce alışverişinde bulunabilmek, kısaca çevresiyle sağlıklı bir uyum içinde olabilmek için, insanlarla kurduğu ilişkiler açısından yeterli beceri düzeylerine sahip olmalıdır. Çevresi ile iletişim kuran insan, yalnız kalma duygusundan kurtulacak ve psikolojik açıdan mutlu olacaktır. İnsan ilişkilerinde, karşımızdakini anlayarak ona karşılık verme becerisi, iki insan arasında veya bir grubun üyeleri arasında birbirini destekleme ve birbirine güven ortamının oluşturulmasında etkili bir işlev görmektedir.
Karşımızdakini anlama ve tepki verme yaşam boyu sürüp gitmektedir. Bu temel öğelerden karşılıklı ilgi, insanların birbirleriyle ilişkilerinin temelini oluşturur. İnsanlar arasındaki ilişkilerin olumlu ve dengeli bir biçimde ve bir amacı gerçekleştirecek şekilde kurulması, karşılıklı ilginin doyurulmasını ve planlı bir çalışma yaşantısını gerekli kılmaktadır. Toplumsal yaşayışın her aşamasında (meslek, aile, arkadaşlık vb.) insanlar birbirlerine karşı ilgi göstermek zorundadırlar. Başka bir deyişle; karşılıklı ilgi göstermek zorundadırlar. İnsan ilişkilerinin ikinci temelinde ise insanı kendine özgü niteliklerle donanmış bir bütün olarak kabul etme kavramı yatmaktadır. Yeryüzünde birbirine tam olarak benzeyen iki kişi olmadığına göre, insanların benzer çevre koşullarında yetişmelerinde bile farklı kişilik özelliklerine sahip olmaları doğaldır. O halde bireyler kurdukları ilişkilerde diğer bireyleri kendine özgü bir varlık olarak kabul etmektedirler.
Dünyanın çeşitli bölgelerinde etnik, ırksal, ulusal ve ideolojik gruplar arasındaki çatışmalar ve anlaşmazlıklar hızla artmaktadır. Bu çatışmalarda insanlık dışı yöntemlerin kullanılması, toplumsal bunalımlara neden olmakta, insan ilişkileri ise kişisel ve toplumsal düzeyde insanlığın geleceğini tehdit eden bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Toplumların yaşayışında görülen birçok aksaklıkların kökeninde insan ilişkilerinin bozukluğu yatmaktadır. Günümüzde insan ilişkileri rastlantıya bırakılmayacak kadar önemlidir. Bu açıdan ilişki becerilerinin geliştirilmesi gerekir. Bu güne kadar ilişki becerilerini geliştirmek için sistematik olmayan birtakım eğitimler yapılmıştır.
İlişki becerilerinin okulda, işyerinde, evde ve topluluk içinde şansa ya da rastlantıya dayalı olarak kazanılması her zaman mümkün görülmemektedir. Bu yaşantılarda beceriler yeterli bir düzeyde kazanıldığı gibi, yetersiz ve zayıf bir düzeyde de kazanılabilmektedir. Becerilerin ayrıntılı olarak tanımlanması, insanların ilişki becerileri alanında eğitilmesi ve ifade edilmesi anlamına gelmektedir. İlişki becerileri tanımlandığında sahip olunan yetersiz becerilerin düzeyini ölçmek için girişimlerde bulunulabilir. Bu ölçme sonucunda ilişki becerilerinin düzeyi hakkında birtakım bilgiler edinilebilir. Böylece birey daha iyi ve değişik ilişki kurma yollarını öğrenebilir. İşte bu aşamada insan ilişkileri becerilerini geliştirebilmesi amacıyla, bireylere profesyonel bir yardımın verilmesi gerekli olabilir.
HABER MERKEZİ