Sevgili dostlar;
Çoktandır rahmetli MUHSİN BAŞKAN ile ilgili bi yazı yazacağım diyordum, bir türlü kalemim yazmak istemiyor. Ancak son günlerde rahmetlinin şehadeti ile ilgili gelişmeler oldu; ihtimaller, eksikler şüphelerimizi daha çok arttırıyor. Bu durum benim gibi rahmetlinin ölümüne yüreğinden bir parça kopmuş gibi üzülen insanları daha çok kahrediyor.
Gelin biz on yıl öncesine gidelim; rahmetli başkanım efsane bir adamdı . 28 şubat 1997 müdahalesinde herkes korkudan kaçacak delik ararken o ankaradan haykırıyodu.
-Namlusunu millete çevirmiş bir tankı selamlayamam diyordu. Bu gür ses, bütün oyunları bozuyordu. Yeni darbelere karşı kanının damlasına kadar direnecekti. Darbeciler mesajı almışlardı. İşte hikaye böyle başladı.
TUZAKLAR KURULMAYA BAŞLADI
Helikopter kazasına gelmeden önce meydana gelen bazı olayları birlikte inceleyelim.
Şemdinli baskını oldu, zorla görevden aldıkları hakim BBP li dediler. Hakimin Muhsin beyin adamı olduğunu her tarafa yaydılar.
Trabzonda, samsunda rahip cinayetleri oldu Alperenlerin parmağı var dediler.
Danıştay cinayeti oldu; Alparslan Aslan Alperen ocaklarında yetişti dediler. Hiç doğru değildi. Ardı ardına tuzaklar kuruyolardı. Her taşın altında MUHSİN BAŞKANI arıyolardı. Çünkü, ondan çok korkuyolardı. Tankları durdurucak tek adamdı. Darbeciler onu çok iyi biliyolardı. Anlaşılan onu yok etmek istiyolardı.
En son Hrant Dink cinayetinde ise olayı tamamen Alperen ocaklarına ve büyük birlik partisine yıkmaya çalıştılar. Zaten onun içinde özel çalışmalar yapmışlardı. Alperen ocaklarına sızarak bir takım gençleri alet olarak kullanmışlar. Rahmetli Muhsin Bey olayı Trabzonda yerinde inceledi ve basına şööle bi demeç verdi;
Bizim tarlayı sürmüşlerde bizim haberimiz olmamış. İşte bu sitem dolu cümle daha sonraki olacak olayların habercisi gibi idi. Karanlık işler çevirenler, Alperenleri ve Büyük Birlik Partilileri bu kirli işleri bulaştırmak istiyorlardı. Tarlamı sürmüşler demek çok şeyleri anlatıyordu. Muhsin Bey o yıllarda peş peşe tuaf kazalar geçiriyordu
Bir defasında plakasız bir araba, onun arabasına vurup kaçmak istemişti. Olaylar ard arda gelişiyordu. Ne oluyor Başkan dediğimizde, Allah ne isterse o olur dedi.
HELİKOPTER KAZASI
Yerel seçimlere az kalmıştı. Hangi ile veye ilçeye gitse takip ediyordum. Kazayı adeta naklen izledim. 25 mart 2009 daki kaza geldi çattı olanlar oldu. Sevgili Başkanımız şehadet şerbetini içti. İki yıla yakın bir zaman geçti , aylar geçtikçe kazaya ait şüpheler dahada artıyor. Bizde kaza olduğuna kendimizi inandırmak istiyorduk. Fakat türk milleti Muhsin Bey’in birileri tarafından yok edildiğine inanıyordu. Hatta kaza olmuş demiş olsak bize gülüyolardı, sizide kandırmışlar diyolardı. Geniş kitleler olayı böyle yorumluyolardı.
DEVLET DENETLEME KURULU RAPORU
Cumhurbaşkanlığı tarafından denetleme kurulu olayı bütün çıplaklığı ile ortaya serdi. 800 sayfa tutan bu raporun özeti şöle idi:
Raporda insanı dehşete düşüren tesbitler vardı. En dikkat çekici ayrıntı ise, helikopterin düşmesi sonrası, bölgede alçak irtifada uçtuğu belirlenen çeşitli hava araçlarının varlığı. Rapora göre kazadan hemen sonra bölgeye ulaşan bir yada birkaç helikopterden inen kişi yada kişilerin, olay yerinde henüz ortaya çıkmamış eylemler gerçekleştirdikten sonra düşen helikoptere ait olan ve yer belirlemeye yarayan GPS cihazlarınıda alarak yanlarında götürmüşlerdi. Bu tesbit helikoptere neden 48 saat sonra ulaşılabildiğini söylüyor.
Hayatta olan iki kişiden cep telefonu sinyalleri gelmesine rağmen ısrarla başka yerler aranmış özellikle helikopterin olduğu bölge aranmamıştır.
Nereden bakarsanız bakın, eğer devlet denetleme kurulunun yaptığı bu tesbit doğru ise tam bir dehşetle karşı karşıyayız demektir . sevgli dostum Hüseyin KÖZ olayın kaza olduğunu söyleyenlere çok sert tepki veriyordu. Hüseyin KÖZ Muhsin Bey’i çok yakından tanıyanlardan biri idi. Ne kadar haklı imiş şimdi daha iyi anlıyorum. Onu herkez tanıdıda bir tek bazı eski arkadaşları tanıyamadı.
Şimdi sıra savcılarda ve mahkemelerde. Biz bütün Alperenler, Büyük Birlik Partililer olayı sonuna kadar takip ediyoruz. Kanımızın son damlasına kadar şehidimizin hakkını koruyacağız.
Son günlerde tarlamızı sürmüşler demişti; demek oluyor ki tarlasını sürenler canınada kıydılar.
Koca reis için yazdığım şiirin son dörtlüğü ile yazımı tamamlıyorum
Topuzoğlu derki; gül dikensiz olmaz!
Muhsin Bey gibi olmak, çilesiz olmaz.
Razıyız çileye biz, vatansız olmaz
Hepimiz Muhsiniz, Alperensiz olmaz!
Selam ve dualarınızla
Hasan TOPUZ