ORHAN TAMTÜRK HABER EXPRES TV'YE KONUŞTU

Bu haftaki röportajımızda ZİLE’den bir şairimizle Orhan TAMTÜRK’le birlikteyiz. Kendisi hakkında bilinmeyenleri ve şiire dair düşüncelerini konuştuk. Buyurun o halde röportajımıza.

Remzi ÖZKAN: Değerli hocam öncelikle röportajımıza hoş geldiniz. Röportajlarda genellikle hiç değişmeyen ilk soru vardır ya hani…o soruyla başlayalım. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Orhan TAMTÜRK:1966 yılı Zile / Tokat doğumluyum. Zile Endüstri Meslek Lisesi mezunuyum. Askerlik görevimin ifasından sonra 1990 – 2010 yılları arası 20 yıl Tekel sigara fabrikasında görev yaptım. Evli ve 2 çocuk Babasıyım fabrikamızın özelleşmesinden sonra 6 yıl Milli Eğitimde görev yaptıktan sonra 2016 yılında emekli oldum.

Remzi ÖZKAN:Şiirle ne zaman ve nasıl tanıştınız? İlk şiirinizi yazma kararı nasıl oluştu?
Orhan TAMTÜRK:1983 te bir dörtlükle şiir hayatım başladı ilk izdivacımın olduğu
16.5 yaşında Damat çıktığım işte o gün başlamış oldu.

ÇOCUKLUĞUM

Yıl, bin dokuz yüz seksen üç
Aylardan Nisan.
Cumartesi damat çıkmışım,
Baktım bir an.
Uçuyordum sevinçten sanki;
Bilemezsiniz.
Bitmişti çocukluğum,
Farkına varamadan ...

Remzi ÖZKAN:Şiirlerinize ilham veren şeyler nelerdir? Günlük yaşamınızda sizi etkileyen belirli olaylar veya kişiler var mı?

Orhan TAMTÜRK:Her konu da 35 yıldır şiir yazabilme çabası içindeyim. Tabi ki şiirlerimde yaşanmışlıklarda var hayal ettiklerim de var daha çoğunlukla da gözlemlediklerim var. İlham veren, beni etkileyen olaylar mutlaka olmuştur hayatımda. İlk eşimden ayrıldıktan sonra şiir hayatım başladı diyebilirim.

Remzi ÖZKAN:Yayımlanmış olan kitabınızdan da bahsedelim mi biraz? Kitapta kaç şiiriniz var ve hangi tür eserlere yer verdiniz?

Orhan TAMTÜRK:‘’ AŞIK MISIN? ‘’ İsimli ilk şiir kitabımı 2003 yılında 90 adet şiirleçıkarttım. Şu an en az 3 adet Şiir kitabı olacak kadar eserlerim var olup insanlarımızın şiir kitabı okuma alışkanlığının az olması münasebetiyle çıkarmıyorum. Kitap çıkartma hevesim,bu sebeple azalsa da yine de ileri ki günlerde güzel kalıcı bir eser çıkartabilirim.

Remzi ÖZKAN:Aktif olarak şiir şölenlerinde sıklıkla görülüyor ve eserlerinizi yine kendi sesinizle ve yorumunuzla dinleyicilerinize sunma gayreti içinde bulunuyorsunuz. Bağlı olduğunuz bir edebiyat derneği var mı, var ise derneğinizin gerçekleştirmekte olduğu projelerden bahseder misiniz?

Orhan TAMTÜRK:Bağlı bulunduğum derneğimiz vardı. Tokat Kültür Derneğimiz bazı nedenlerden dolayı kapattık ama Tokat Kültür Platformu olarak halen devam ediyoruz. 2008 den bu yana bu platformda şair yazar dostlarımızla her Cuma günü Tarihi Yüksek Kahvede kendi aramızda program yapıyoruz.

Remzi ÖZKAN:Şiirlerinizde kullandığınız dil ve üslup hakkında bilgi verebilir misiniz? Belirli bir üslup veya teknik üzerinde mi çalışıyorsunuz?

Orhan TAMTÜRK:Şiirlerim gayet yalın ve açık, herkesin anlayacağı bir dilde yazmaya gayret ediyorum. Teknik olarak hece vezni kullanıyorum. Serbest şiir olarak çalışmam çok az. Hecenin tüm tekniklerini şiirlerimde uygulamaya çalışıyorum.

Remzi ÖZKAN:Şu anda üzerinde çalıştığınız bir proje veya yeni bir şiir kitabı var mı? Gelecekteki projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Orhan TAMTÜRK:Şu an için yok. İleride belki. Zaten şu an çıkartayım desem, en az iki üç kitap çıkartabilecek kadar eserlerim var. Nasip diyelim.

Remzi ÖZKAN:Şiir sizce nasıl olmalı hocam?

Orhan TAMTÜRK:Bunu açılamakbirazcık uzun olacak ama bu biraz derin bir konu. O yüzden yıllar önce kaleme aldığım şiir ile ilgili bir söyleşimi paylaşarak duygularımı buradan iletmekisterim.

ŞİİRLE İLGİLİ BİR SÖYLEŞİM …

Şiir yazmak duygu işidir. Kişinin içinde saklayıp da söyleyemediği duygularının bir tür dışa aktarımı, kaleme alımıdır ki, kötü insan şair olamaz. Çünkü duygusuz insanlar duygularını anlatamayacak, aktaramayacak özür nispetinde kalem tutamayan ellerdir. Yürek ne kadar yoğunsa kalem o kadar özgürce coşar, akar, akar, akar’ da akar.Her babayiğidin harcı da değildir. Duygu yoğunluğu, güçlü bir dil, kafa ve konsantrasyon gerektirir. Şiir yazmak için âşık olmak da önemli sebeplerden biridir. Herkes şiir yazmayı denemeli bence. Şiir yazmıyorsak bile en azından şiir okumalıyız. İlham dediğimiz olgu çok önemlidir bu konuda. Yazmaya başlarsınız fakat ilerledikçe mutlaka bir şairin limanına giriverirsiniz. Yani, etkilenme söz konusudur. O da amatör boyutlarda olur ilk önceleri bu. Şiir yazmak, aşığım dediğin her anda kaleme sarılıp, acı çektiğini belli etmek değildir bazen. Başka şeylere de şiir yazılır. Şiir yazmak, birçok insanın duygularını yaşıyormuş gibi mısraları peşi sıra dizebilmektir. Şunu da eklemek isterim ki şiir yazmak aşka da özgü değildir. Çünkü insan duygusu sadece âşık olmakla kısıtlanamaz. Eğer böyle bir yanılgı içindeyse insan zaten hiç âşık olmamıştır. Şiir yazmak hayatı bilmekle eşdeğerdir. Şiir yazabilmek tüm insanların aklına acaba sorusunu koyabilmektir. Bu yüzden biraz dikkat! Şiir yazıyorum değil de şiir yazabilme çabasındayım demek çok daha doğru bizler için..."Şiir şeytanın şarabıdır" demiş Saint Augustine" “tüm şairler delidir" demiş Robert Burton"görünen nesnenin yansıtılmasında şair, ressamın oldukça altında kalır; görünmeyenin yansıtılmasında müzisyenin altındadır" diyor Leonardo da Vinci...Düşüncelerin, hislerin, yaşanmışlıkların, kalemle kâğıdınbirleştiği yerdir ŞİİR.Yine de yazmak için çok okumak gerekir.Yazacak o kadar çok konu var ki ama genelde aşka, ayrılığa, hüzne şiir yazılır. Başkaldırır, sever, nefret eder, işte böyle şeydir şiir yazmak!Şiir yazmak için mısralar sıralamak yetmez. Okuyan kişide bir etki bırakması gerekir. Şiirin içinde ruh vardır, his vardır, çoğu zaman keder vardır. Özet olarak denilebilir ki; şiir yazmak yazmış olmak için değil sadece içinden döküldüğü için yazılan çoğu zaman da yazılmayan sadece kalbin derinliklerine akıp orada kalan, herhangi bir kafiye ve redif zorunluluğu olmayan, insanın kalbinde başlayıp bilinç üstünde son bulan uhrevi bir faaliyettir.Genellikle mutsuz olunca bir anda tüm dünyanın yükünü taşır gibi hissedip bunları kağıtlara sığdırmaya çalışma çabasının ürünüdür.Rahatlamanın en güzel yoludur şiir yazmak, şiir okuyup bir nevi rahatlamak …

Sevda kuyusunda tebessümdür. Sabır ve tevekkülle beslenen dirayettir. Aktin hebasında hikmet. Alın-yazısında kıyamet. Baş tacı edilen çiledeki heybet. Bir yudum ümit, bir akşam hayret! Katre’den deryaya uzanan muhabbet…

Remzi ÖZKAN:Şair olmanın en büyük zorlukları sizce nelerdir? Bu zorluklarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Orhan TAMTÜRK:Toplumda ne yazdığımız eselerin ne de bizlerin değer görmemesi beni en çok üzen şey. Yaşarken dünyada bir yerimizin olmadığını biliyorum. Bizler için en büyük zorluk hem maddi hem de manevi …

Remzi ÖZKAN:Şiir yazmaya yeni başlayanlara veya yazarlık yolunda ilerleyenlere vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?

Orhan TAMTÜRK: Yazmak çok güzel bir duygu herkes yazmalı bence yazmak için çok okumak en büyük şartlardan birisi. Karşılarına bazı zorluklar, engeller çıksa da yılmamaları kendilerini hangi konuda yazacaklarsa geliştirmeleri önemli konulardan da birisi.

Remzi ÖZKAN: Değerli hocam ne iyi ettiniz de söyleşimize katıldınız. Ben bu güzel sohbete doyamadım. Biliyorum ki takipçilerimiz de bu konuda bana katılıyorlardır. Fakat her güzel şeyin de mutlaka bir sonu oluyor ve notlarıma baktığımda sorularımın sonuna gelmiş olduğumu görüyorum. Gerek kişiliğinizde ve gerekse yazdığınız o müthiş şiirlerinizde değişmeyen bir duruşunuz var ve ben bu duruşunuza çok saygı duyuyorum. Sizi yıllardır tanıyor olmaktan ve sizin gibi harika bir dostla, değerli bir kalemle röportaj yapmış olmaktan onur duyuyorum. Sorularımı içtenlikle yanıtladınız. Çok teşekkür ediyorum. Umarım ki yine güzel ülkemin bir köşesinde karşılaşalım ve sohbetimize kaldığımız yerden devam edebilelim.

Orhan TAMTÜRK:Çok teşekkürler güzel dost kalemdaşım beni onore ettiniz, var olunuz. Şiir adına faydalı olabilmiş isem ne mutlu bana. Kalbi sevgi ve saygılarımla başarılar dilerim .

O vakit bir şiirimle sizlere veda edeyim .

ÇOK AKILLI DELİLER …

Hayaller gergefinde çok dokudum ben kilim
Boğuştum ihtirasla kaldım zamana gebe
Sancı üstüne sancı hiç susmadı şu dilim
Heceler doğdu erken şaşırdı birden ebe

Petekte baldı sırrım bal arının özünde
Kalem isyan ederken tufanlara tutuldum
Boğulurken heceler baktım suyun yüzünde
Sandım bir an kendimi balıklara yutuldum

Bilmedi dilim yalpa ne sağa ne de sola
Titremedi kalemim gerçeği yazar iken
Ne var ise yürekte kuvveti verdim kola
Kimine gül bahçesi kimine oldum diken

Yük değildi sırtıma olsa da heybem ağır
Türlü koku saçardı sevgi dolu şu bahçem
Ederdim gözümü kör kulağı bazen sağır
Değişmedi yine de ne çizgim ne de lehçem

Bir beyin fırtınası bıraktı bizi çölde
Aydınla aydınlandık çizerken aklı yorduk
Su içtik paylaşarak hep beraber şu gölde
Yazdı kalem doğruyu şiirden hesap sorduk

Karışırsa samanlar ayırt etmek zor sapla
Hecelerin vezninde yorulur yürekliler
Sunulur Şairlere bazense altın kapla
Biz aslında düşünen çok akıllı deliler .

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

RÖPORTAJ Haberleri