Orta Karadeniz Üniversiteleri Güç Birliği Yaptı
Orta Karadeniz Üniversiteleri Akademik İşbirliği Platformu (OKÜP) İşbirliği Platformu imza töreni Samsun’da yapıldı
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), Amasya Üniversitesi, Giresun Üniversitesi, Sinop Üniversitesi, Ordu Üniversitesi, Çorum Hitit Üniversitesi, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi ve Canik Başarı Üniversitesi’nin tüm fiziksel ve teknolojik alt yapısını ortak kullanma amacı taşıyan protokol, Canik Başarı Üniversitesi Fehmi Yıldız Kültür Merkezi’nde imzalandı.
İmza töreni öncesi açılış konuşmasını yapan Canik Başarı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Bekdemir, “Bu birliktelik, uzun zamandır devam eden rektörlerimizin bölgelerdeki toplantıları ile gelişen bir birliktelikti. Amacımız üniversitelerimizce sahip olan akademik, fiziki ve diğer bütün imkanların bir sinerji oluşturacak şekilde bir arada kullanılmasıdır. Bütün imkanlarımızın yapacağımız platform çerçevesinde merkez laboratuvarlarımızda, sanayi-üniversite işbirliğinde, araştırma projelerin oluşturulmasında geliştirilmesinde ve bölgesel kalkınmada bir itici güç olacağına inanıyoruz. Çünkü bu kadar üniversitenin bir araya getirdiği akademisyenlerin toplam entelektüel kapasitesi, Ar-Ge imkanlarının toplam kapasitesi görülmeye değer. Bütün bu imkanları kaynak israfına da yol açmadan daha etkin ve verimli kullanılması adına bu platformun çok şey yapacağına inanıyoruz” dedi.
ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ
Üniversite eğitimlerinde özellikle araştırma konusunda israfların olduğunu ama işbirliğinin olmadığının altını çizen OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan şöyle konuştu: “Tüm rektör arkadaşlarımız ile bir araya geldik ve böylesine bölgesel işbirliğine zorunlu olduğumuzun altını çizdik. İlk toplantıda lisansüstü yapabilecekleri eğitimleri konuştular. Bugün burada ikinci toplantıda ise tüm üniversitelerin araştırma merkezleri, laboratuvarları, teknolojik üniversite sanayi işbirliği merkezleri yani araştırmaya yönelik tüm birimlerin yöneticileri bir araya gelecek ve ortak birlikte neler yapılabiliri konuşacaklar. Bir Türk vatandaşı rahatlıkla bu ülkede aç kalmadan sıcak çatı altında hayatını tamamlayabilir. Türkiye’nin omuzlarında çok fazla yük var. Dünya insanlık tarihine baktığımda mağdurun ve mazlumun yanında olan bir devlet, güçlü bir devlet yok. Bu görev Türkiye’nin üzerinde düşüyor. Bunu gündelik bir hayatta da görüyoruz. Uluslararası politikada Türkiye’nin politikası yine mezhebine, dinine ve ırkına bakmadan ezilenin yanında yer alması gerçekleşiyor. Dolayısıyla Türkiye’ne oynaması zorunlu olduğu bu rolü bu ülkenin bir parçası üniversiteler olarak da bizler üzerimize düşeni yaparak desteklemeliyiz. Özellikle üniversite eğitiminde özellikle araştırma konusunda israf var, işbirliği yok. Aynı cihaz birkaç üniversiteye alınabiliyor ve çok da iyi kullanılmıyor. Amaçladığımız bu 8 üniversite birbirinin cihazlarını ve laboratuarlarını kullanabilsin. Böylece gereksiz kamu kaynaklarını israf etmeyelim. Bir araya gelip ortak projeler geliştirilsin. Burada asıl vazife öğretim üyelerimize düşmekte. Biz idareciler ve rektörler olarak sadece yerim dar diyene yerini genişletme vazifesini yerine getirebiliriz. Bundan sonra tamamen öğretim üyesi ve akademisyenlerimizin işidir. Onlar çalışacak, bir araya gelecek ve üretecek. Onlar ürettikçe de üniversitelerimiz parlayacak. Üniversite sanayi işbirliğimiz gelişecek ve Türkiye bu sayede daha da güçlü bir ülke haline gelecek.”