OYUM NEYSE BEN OYUM... Dostlarım;
Önümüzde ki Pazar günü milletçe büyük bir sınavdan geçeceğiz. Çoğu insanımızın seçimlerde oy kullanmayı sıradan bir olay olarak kabul ettiğini biliyorum. Bazı insanlar ise oy vermeyi kutsal bir görev olarak kabul eder. İşte bende onlardan biriyim. Cenab-ı Hak ayet-i celilerinde, siz neye layıksanız öyle idare edilirsiniz diyor. Bu ayetin anlamını çok düşünürüm, oy verirken ellerim titrer. Seçim gününden sonra verdiğim oyun muhasebesini yaparım. Çünkü benim oyum dünya’ya verdiğim mesajdır. Çünkü benim oyum imanımın dile gelerek dünyaya haykırışıdır. İsterseniz oy vermek için sandığın başına gittiğimde içimden kopup gelen heyecanı size de anlatayım.
Ben bu Dünyada boşu boşuna gelmedim. i-la-yi kelamatullahı yaymak için vazifeliyim. Ben bu Dünya’da iktidara gelmek için doğmadım. Zafer Allah’ın vereceği bir nimettir. Onu dilediğine verir. Ben seferle mükellefim. Sefer görevimi; emanet olarak gördüğüm canımın son nefesine kadar ifa etmeye devam edeceğim.
Bu dünya’da hakikatin peşinden gitmeyi iyilerle ve doğrularla beraber olmayı ülkü edindim. Üç kuruşluk menfaat için inandıklarımdan taviz veremem. İmanımın ve aklımın kabul etmediği kalabalıklarla berber olmak zorunda değilim.
Bin yıl önce Anadolu ve onun hinterlandınla tevhit için savaşan atalarımı hiç unutmam. Onları inkâr edenin ise yanından bile geçmem. Kuran’ı rehber, Hazreti Muhammed’i kendine Önder olarak kabul edenleri ararım.
Oy vermek benim için: hesap gününde ki sorulardan birinin cevabıdır. Kime vekâlet verdin, diye sorulduğunda, oy verdiğim insanları işaret ederek ve göğsümü gererek, işte bunlara vekâleti verdim diyeceğim…
Oy verdiğim partiye ve o partiyi idare edenlere söyleyeceklerim var; Ey vekillerim, her Türlü kutsal bildiğim değerlerimi, size emanet ediyorum. Özgürlüğümün korunmasını size veriyorum. Benim imanım sizin imanınızdır.
Vatanımın idare edilmesi için sizi münasip gördüm, siz benim dinimi imanımı koruyacaksınız. Namusum size emanet olsun Devletin imanı adalettir. Siz bu adaleti sağlayacaksınız. Ben hangi değerlere inanıyorsam, seçeceğim insanda aynı değerlere inanmalıdır. Çünkü ben nasılsam öyle idare edilirim.
Pazar günü seçim var. Seçim günü imtihan günüdür. Kalabalıklar bir yerde toplanmış, herkes bir partiye gidiyor diye onlarla birlikte akıp gitmek, beni sorumluluktan kurtarmaz. Ben vicdanımın sesine kulak vermeliyim. Öylede yapacağım.
Kitabı benimde kitabım olan, Nebisi benimde nebim olan insanları buldum. Yıllardır her türlü makamı, mevkiyi reddeden sadece Allah’ın rızasını kazanmak için siyaset yapan insanları buldum. Necip Fazıl’ın dediği gibi “Durun kalabalıklar gittiğiniz yol çıkmaz sokak.” Demek için Muhsin Yazıcıoğlu’un dava arkadaşlarına vekâletimi vereceğim. Haram ellerin değmediğini iyi bildiğim Büyük Birlik Partisi’ne oy vereceğim. Muhsin Başkan’ın rahle-i tedrisatından geçmiş Yalçın Topçu’ya vekâlet vereceğim.
Anadolu’nun yunmuş, yıkanmış tertemiz Alperenlerine oy vereceğim. Alpaslanın, Fatih’in, Abdülhamit’in gerçek torunlarına vekâlet vereceğim. Kim nereye giderse gitsin, Ben vicdanımın sesini dinleyip Dünya’ya haykıracağım. Hilal İslam’dır. Gülde ise Nebi’nin kokusu var. Mührü hilal ve gülün altına basacağım.
BBP diyeceğim.
Benim oyum hesap gününde ki yapılacak sınavda sorulan soruya cevaptır. Söyle cevap vereceğim; Allah’ım Muhsin Başkan’ın arkadaşlarıma oy verdim Vekâletimi iyi insanlara verdim. Sizde benim gibi vicdanınızın sesini dinleyin, huzur içinde olursunuz.
Saygı ve dualarımla…