AVLU dizisi, Mihrez-2 ve 3, Ammar-3, Semur-4 ve daha birçok sinema filminden tanıdığımız değerli bir oyuncumuz bu haftaki röportaj konuğum. Oyunculuk dışında daha birçok yeteneğe sahip aslında. On parmağında on marifeti barındıran çalışkan ve pes etmeyen bir kişiliğe sahip Jale AK. Kendisiyle sıcacık, sevgi dolu, enerjisi, motivasyonu yüksek bir röportaj gerçekleştirdik.
Remzi ÖZKAN: Söyleşimizin başlangıcında öncelikle size teşekkür ediyor, hoş geldiniz demek istiyorum. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız Jale Hanım?
Jale AK: Öncelikle bu keyifli röportajı benimle yaptığınız için Haber Expres ailesine çok teşekkür ediyorum. Hoş buldum saygılar. Ben 2 Nisan 1980 Elâzığ doğumluyum. Oyunculuk hayatım ilköğretim yıllarında okulumuzun tiyatro etkinliklerinde başladı. Komşuların, politikacıların, şarkıcıların taklidini yapar arkadaşlarımı güldürürdüm. Gülmeyi ve güldürmeyi çok seviyorum. Koç burcu olduğumdan sanırım.2010 yılında İstanbul’a yerleştim. İstanbul’da kuaför ve make up eğitimleri aldıktan sonra kuaförlüğe başladım. Kuaförlüğü bırakıp oyunculuğa yöneldim. Müzikle de ilgilenen arkadaşlarımın ısrarıyla 4 tane single şarkı çıkardım. Şarkı sözü ve şiir yazmayı da çok seviyorum. Şu an oyunculuğa devam etmekteyim.
Remzi Özkan: Aslında on parmağında on marifeti olan insanlara daha yatkınım diyebilirim. Bu kişiler her zaman favorim olmuştur. İtiraf etmek gerekirse sanatın birçok dalında faaliyet gösteren sizin gibi değerli insanlara soru sormak çok daha zorlaşıyor. Çünkü o kadar çok soru geliyor ki aklıma. Format gereği on soru sorabiliyorum ve konuşamadığımız birçok konu kalıyor geriye. Peki hocam; bugüne dek kaç filmde rol aldınız? İsimleri nelerdir? Bu filmlerden kısaca bahseder misiniz?
Jale Ak: İlk projem Avlu dizisi oldu. Ezilen, acılar çeken, haksızlıklarla mücadelen eden kadınların hapishane hayatlarını anlatan çok anlamlı bir diziydi.Bu diziden sonra birçok sosyal sorumluluk içeren kısa filmlerde rol aldım.Kadına şiddeti ve otizmli çocukları konu alan Sessiz Çığlık isimli okul tiyatrosunda oynadım.Şu ana kadar 10'dan fazla sinema filminde rol aldım.Birçoğu vizyona girmedi henüz. Vizyona girenlerin isimlerini söyleyeyim size.
“Kitap 1820” bu filmde Miray karakterine can verdim. Real karneyi konu alan gerilim filmiydi.
“Poşetten Kanatlar”filminde de Gülşah karakterine can verdim. Burada da engelli bir çocuğu olan anneydim. Engelli çocuğun hayatını, hayallerini anlatan dram konulu bir filmdi.
“Karışık İşler” sinema filmde Hülya karakterine can verdim. Komedi içerikli sahneleri yoğun bir film. İnşallah yakında vizyona girecek.
“Mihrez 2” sinema filmde de Hatice karakteriyle cinli bir kızın annesini rolünüaldım.
“Motelde Katliam” filminde Leyla karakterine can verdim. Bu da korku içerikli bir filmdi.
Yine korku serisinden “Ammar 3”, “Semur 4” ve “Mihrez 3” sinema filmlerinde de ana cast oyuncu olarak rol aldım.
“Ben Babayım” sinema filminde kocası kumar oynayan bir kadını canlandırdım. Dram sahnelerim dolu dolu geçti.
Remzi ÖZKAN: Peki Jale Hanım, rol aldığınız ve yakın dönemde vizyona girmesi plânlanan filmler hangileri? Yakında sizi hangi filmlerde görecek seyirci?
Jale AK: “Kanlı Gece” sinema filminde bir mafya adamının sevgilisi rolünde oynadım. Bu filmin çekimleri yeni bitti. Önümüzdeki günlerde sevenlerimle buluşacak. Rol aldığım başka bir yapım ise “Sahib-ul şer”. Bu filmin vizyona gireceği tarih 05 Nisan 2024 olarak belirlendi.
Remzi ÖZKAN: Başarılarınız sınırsız, gişeniz bitimsiz olsun yeni filminizde. Peki, sinema yolculuğunuz nasıl başladı? Bu sektördeki asıl hedefiniz nedir?
Jale AK: İlk sinemaya Serkan Güler ve Deniz Deniz arkadaşlarımın korku sineması çekmeye karar vermesiyle başladım. Senaryosunu Deniz Deniz'in yazdığı Kitap 1820 sinema filminde Deniz Bey bana “Jale tam sana göre bir karakter yazdım. Süslü, bakımlı, çeşit çeşit takılar takan, her fırsatta fotoğraf çeken, Miray isminde ana karakteri sen oynar mısın” dedi? Rol bire bir bana yazılmıştı sanki. Ben de severek kabul ettim. İlk sinema filmim Kitap 1820 oldu.
2024 yılının benim şanslı yılım olacağına inanıyorum. Hedefimi ve hayallerimi asla küçük tutmadım. Hep büyük hayaller kurdum ve en iyi yerlerde olacağıma inanıyorum.
Remzi Özkan: Siz çok yönlü bir sanatçısınız. Sinema, müzik ve olmazsa olmazınız sanırım şiir. Peki herhangi bir enstrüman çalıyor musunuz?
Remzi ÖZKAN: Size tek seçenek bıraksalar ve icra ettiğiniz sanat dallarından sadece biriyle iştigal etmek mecburiyetinde kalsanız, hangi sanat dalı kalırdı geriye? Niçin?
Jale AK: Tabii ki şiir. Şiirden asla vazgeçemem. Akşamları kahvemi yudumlarken defter ve kalemi elime alıp, o an içime dolanlarım ısralara dökmek kadar psikolojime iyi gelen hiçbir şey yok. Söz unutulur, âmâyazı unutulmaz. Kısa kısa yazıp çekmecelere attığım çok şiirim var.
Remzi ÖZKAN: Filmlerinizi incelediğimde genellikle korku türü olduğunu görüyorum. Özellikle korku filmlerini tercih etmenizdeki etken nedir?
Jale AK: Aslında karanlıktan korkan birisiyim. Korku filmlerinde o korkunç makyajla beyaz ya da siyah elbise giyip saçımı dağıtıp, gece mezarlıkta ya da issiz yolda,yıkık bir evde,karanlık ormanda yürümek bana eğlenceligeliyor. O an tüm korkularımı unutuyorum, korkutan moduna geçiyorum
Remzi ÖZKAN: MİHREZ’e gelmek istiyorum. Sinema filmlerinde seriyi devam ettirebilmek oldukça zordur. Bunun için o filmin belirli bir başarıyı yakalaması lazım. Siz MİHREZ-3 ‘ü de buluşturdunuz seyirciyle. Serinin devamı gelecek mi? Mihrez filminin ortaya çıkması nasıl oldu? Sinema adına beklentilerinize cevap verebildi mi bu film?
Jale AK: Seride tekrar oynayan tek oyuncuyum. Ben ve Levent Çakır hariç tüm kadro değişti. Mihrez'de gösterdiğim başarıdan dolayı, serinin devamında da Mihrez'in yapımcısı beni Mihrez 3 ' ün kadrosuna dahil etti. Mihrez 3'teki rolüm çok daha ağır bir rol. Bebeği cinler tarafından kaçırılmış bir anneyi canlandırdım. Aklı ara ara gelip ama genelde gidik bir kadın karakter. Kucağında yastıkla dolaşıp onu bebeği sanan, yüreği yanık, aklını yitirmiş ama tek unutmadığı bebeği olan bir anne rolü. Mihrez izlenme sayısı, oynadığım diğer filmlerden çok daha fazla olan bir sinema filmi oldu. Mihrez 3'ün de gişede rekor yakalayacağına eminim.
Remzi ÖZKAN: Hep sinemadan konuştuk. Aslında tiyatro oyunculuğunuzun da olduğunu biliyorum ben. Sizce tiyatro oyunu oynamak mı yoksa kameralar önünde rol yapmak mı daha keyifli?
Jale AK: Tiyatro apayrı bir dünya. Sahneye alkışlarla çıktığın an, kalp atışların seyircinin alkışlarını kulaklarında bastırıyor. Ve o an canlı canlı seyircinin gözlerinden iyi mi kötü mü performans sergilediğini görüyorsun. Kamera ani oyunculukta bu duyguları görüp yaşayamıyoruz.
Remzi ÖZKAN: Biraz da müzik konuşalım isterseniz. Peki müzikle buluşmanız nasıl oldu? Klipleriniz yayınlanmaya devam ediyor. Benim dikkatimi çeken bir şey oldu. Arabesk ve pop okuyorsunuz ama ağırlıklı olarak şarkılarınız hep hareketli parçalardan oluşuyor. Bunu neye bağlıyorsunuz? Jale Ak çok hareketli, kıpır kıpır biri midir?
Jale AK: Müzik dünyasından çok arkadaşım var. Şarkı söylemeyi de çok seviyorum. Aranjör bir arkadaşımın ısrarıyla "Jale tam sana uygun bir şarki var, kıpır kıpır Bunu okur musun? Demesiyle hiç düşünmeden evet dedim. Ben öğrenmeye aç bir insanım. Dünya’da bir insan yapabilmişse ben de yaparım, diyerek her konuda çekinmeden adım attım. Evet Jale Ak neşeli, kıpır kıpır bir insan.
Remzi ÖZKAN: Sanat yaşamının dışındaki Jale Ak nasıl bir kişiliği barındırıyor?
Jale AK: Hayvanları çok seviyorum. Özellikle kedileri çok seviyorum. Bir tane sokak kedisi sahiplendim. Evde onunla oynuyorum. Müziğiçokseviyorum. Temizlik yaparken pop müzik dinliyorum.
Remzi ÖZKAN: Şiirlerinizi nasıl yazıyorsunuz? Yazarken beslendiğiniz kaynaklar nelerdir?
Akşam yemekten sonra kahvemi alıp özgün müzik açıp şiir yazıyorum.Özgün müzikler bana ilham veriyor,pop müzikte enerji.
Remzi ÖZKAN: Efendim renk kattınız. Takipçilerimiz de inanıyorum ki bu söyleşiden hoşnut kalmışlardır. Çok teşekkür ediyorum size. Umut ediyorum ki başka bir zaman yine yollarımız kesişir ve doya doya sohbet edebilmenin keyfini çıkartırız.
Jale AK:Ben teşekkür ederim. Keyifli bir sohbet oldu benim için. Sanatışığıaltında tekrar görüşmek ümidiyle…