Tüm şüphelilerin “darbeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davada, usulsüz dinlemelere ilişkin emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer’in bin 924, Erol Demirhan’ın 5 bin 734 yıla kadar hapsi isteniyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, paralel yapı iddialarına yönelik “casusluk ve yasa dışı dinleme” soruşturması kapsamında 23’ü tutuklu 143 polis hakkında açılan davanın görülmesine yarın başlanıyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde beş gün boyunca görülecek dava dosyasına ilişkin ilk operasyon 22 Temmuz 2014’te gerçekleşti. Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy tarafından yürütülen soruşturmada, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın da aralarında bulunduğu 143 polis hakkında 26 Ekim 2015 tarihinde iddianame hazırlandı.
FETHULLAH GÜLEN’İN DOSYASI ANKARA’YA GÖNDERİLDİ
Savcı Özsoy, soruşturma dosyasında paralel devlet yapılanmasının örgüt lideri olduğu iddia edilen Fethullah Gülen ile örgütün yöneticisi olduğu 31 şüpheli hakkındaki dosyayı ayırarak, PDY'ye yönelik ana soruşturmanın yapıldığı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 721 sayfalık iddianamenin kabul kararı ile birlikte yargılamaya ilişkin ilk duruşmaların 15 Şubat Pazartesi gününden başlamak üzere 5 gün boyunca ardı ardına yapılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca ilk duruşmada iddianamenin okunması amacıyla TRT'den iki spikerin gönderilmesi için yazı yazılmasına hükmetmişti.
İŞ ADAMLARI, GAZETECİLER, BÜROKRATLAR KOD İSİMLE DİNLENİLDİ
Paralel yapı iddialarına ilişkin 143 şüpheli hakkında hazırlanan “yasa dışı dinleme” iddianamesinde, birçok ismin kod isimle dinlenildiği anlatılarak şikayetçilerin ve şüphelilerin ifadelerine yer verildi.
FETÖ (Fethullahçı terör örgütü)’nün hiyerarşik yapısı, Gülen’in fetvaları, şüphelilerin dinleme yöntemleri, örgütün kendilerine nasıl eleman buldukları anlatılan iddianamede, yasa dışı dinlenilen iş adamları Aydın Doğan, İnan Kıraç, Adnan Polat, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, gazeteciler Fatih Altaylı, İbrahim Karagül, Fikret Bila, Hüsnü Mahalli, Müge Anlı ve Oray Eğin, eski MHP milletvekilleri Ümit Özdağ, Özcan Yeniçeri, AK Parti Milletvekili Metin Külünk, eski TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, eski emniyet müdürleri Emin Arslan, Sabri Uzun ve Hanefi Avcı, emekli Orgeneral Edip Başer, Gençlerbirliği Spor Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, öldürülen iş adamı Üzeyir Garih'in kızı Dalia Garih, eski manken Deniz Akkaya’nın da aralarında bulunduğu 266 kişi "müşteki" ve “mağdur” olarak yer alıyor.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNE ÖRTÜLÜ VE AÇIKTAN SAVAŞ İLAN ETTİĞİ…”
İddianamede, örgütün amacının Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm anayasal kuramlarını (yasama, yürütme, yargı erklerini) ele geçirmek olduğu anlatılıyor.
İddianamede, örgütün elinde bulundurduğu tüm kurum ve kuruluşların sayısı ve büyüklüğü, ulaştığı mali güç ve topladığı para göz önüne alındığında dünya çapında bir istihbarat örgütü haline geldiği, Türkiye Cumhuriyeti Devletine gizli, örtülü ve açıktan savaş ilan ettiği, devletin kurum ve kuruluşlarıyla mücadeleye giriştiği ve elinde bulundurduğu medya gücüyle psikolojik harp taktik ve tekniklerini uyguladığı belirtiliyor.
“MEVCUT SİSTEMİ YIKMAK YERİNE DEVLETİN TÜM KURUMLARINI ELE GEÇİRMEYİ HEDEFLEMİŞTİR”
Fethullah Gülen’in ruhani liderliğe soyunduğu kaydedilen iddianamede örgüt ve Gülen hakkında şu değerlendirmelerde bulunuldu;
“Gülen, ilk etapta devlete karşı savaş vererek hedeflere ulaşmanın yıpratıcı olacağını teşhis etmiş; bu nedenle mevcut sistemi yıkmak yerine devletin tüm kurumlarını ele geçirmeyi hedeflemiştir. Dünya siyasetine şekil vermeye çalıştıkları, örgüt liderinin kendisini dünya imamı olarak gördüğü, dünya Müslümanlarının ruhani liderliğine soyunduğu, Hıristiyan aleminin ruhani lideri olan papa ile siyasi birliktelik oluşturup Müslümanlarca kutsal sayılan yerlerin idaresinin dahi üç dinin temsilcisine verilmesi gibi BM'ye önerge verebilecek seviyede dünya çapında dini ve siyasi argüman organize etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı paralel yapılanma teşkil ettirdikleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel siyasetlerine aykırı siyaset geliştirip uygulamaya koymaya çalıştıkları göz önüne alındığında paralel devlet yapılanmasının gücü ve boyutları daha iyi anlaşılacaktır.”
143 ŞÜPHELİNİN TAMAMINA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
İddianamede aralarında eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan ile eski istihbarat şube müdürleri Özgür Nikbay, Halil Hilal Seyfi, Serdar Güldalı'nın da bulunduğu 143 şüpheli hakkında ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması talep ediliyor.
YILMAZER HAKKINDA BİN 924, DEMİRHAN HAKKINDA BEŞ BİN 735 YILA KADAR HAPİS
Sanık Yılmazer hakkında 56 şikayetçiye yönelik “silahlı örgüt kurmak veya yönetmek veya üye olmak, siyasal veya askeri casusluk, resmi belgede sahtecilik, iftira, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmek" suçlarından 616 yıldan bin 924 yıla kadar, sanık Erol Demirhan için de aynı suçlardan 175 şikayetçiye karşı eylemlerinden dolayı bin 743 yıldan 5 bin 735 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, diğer 141 sanığın da benzer suçlardan 35 yıldan 878 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.