Bir süredir inzivaya çekilmiş kendimi dinlemeye çalışıyordum...
Mümkün olduğunca haberleri dahi takip etmeme gayreti içerisindeydim...
Bir dostum arayıp özlediğini belirtip kahve içme teklifinde bulundu...
Bende özlemiştim onun sohbetini ve teklifine "olur" deyip buluştuk...
Kahvelerimizin gelmesinin ardından sohbete başladık…
"Uzun zamandır ünlü fındıkçıların ve ortaklarının paralelci ve uyuşturucu kaçakçısı olduğunu yazdın…
Bunları yazarken belgen var mıydı" dedi…
"Kısmen vardı" dedim…
Gülümsedi ve telefonunu masanın üzerinden eline alıp, bir ses dosyasını açtı dinlemem için…
Önce pek önemsemeden kulak verdim konuşmalara…
Ses kaydında, aslen paralelci olan, uyuşturucu baronu fındık tüccarı ve ortaklarının Samsun’un Çarşamba İlçesi’nde üstlenildiğine vurgu yapılarak başlandığını duymamla birlikte bahse konu ses kaydına dikkat kesildim.
Bahse konu ses kaydında, fındık tüccarı görünümündeki şahıslar ve ortaklarının, güvenlik güçlerinin Çarşamba’daki yardımlaşma derneklerinden, işadamları derneklerine kadar birçok kurum ve kuruluşu ellerinde tuttuklarını belirtiyordu.
Söz konusu ses kaydında konuşan şahıs; Fındıkçılar, (ismi bende saklı) bir belediye başkanı ve paralel yapılanma nedeniyle aranan Muharrem Durmuşoğlu adına, ses kaydında isimlerini nüfuz ettiği Çarşamba’nın tanınmış ailelerine çanta ile para taşıyıp onlardan karşılığında boş senetler aldığını belirtiyordu.
Yine aynı şahıs Çarşamba' da S.A. isimli bir işadamına fındık tüccarı tarafından önce 850 Bin TL. para verdiğini daha sonra kendisinin çanta içinde belgesiz, kayıtsız şekilde 150 bin lira para götürdüğünü öne sürüyordu.
Ses kaydında konuşan kişinin, fındıkçılar, Muharrem Durmuşoğlu'nun para transferlerini gerçekleştiren çantacısı olduğu anlaşılıyordu…
Paralel yapılanma mensubu olduğu kanısı hakim uyuşturucu baronu fındık tüccarının Çarşamba'nın tanınan isimlerinden C.A. isimli şahsı, Bank Asya üzerinden sıkıştırdığına vurgu yapıyordu.
Çarşamba’nın tanınan isimlerinden C.A.’nın mal varlıklarını fındık tüccarına devr ettirirken, C.A. isimli şahıs S.A isimli büyük bir iş adamının üzerine kredi çekmek isteniyor. Bunun üzerine fındık tüccarı aracılığı ile Bank Asya'dan yüklü miktarda kredi çektirilmek istenirken mal varlığını ipotek olarak Bank Asya'ya vermesi sağlanıyor.
Daha sonra bu bina Bank Asya'ya fındık tüccarının aracılığı ile kredi bahane yapılarak Bank Asya fındıkçının talimatı ile sıkıştırılarak C.A.'nı binayı satışa zorluyor. Fındık tüccarının bu yolla dolaylı dolandırıldığına vurgu yapılıyordu.
Yine Çarşamba’nın tanınan isimlerinden işadamı M.S.’ye, Muharrem Durmuşoğlu’nun boş senet imzalaması karşılığı 50 bin dolar para verildiğini belirtiyordu…
Muharrem Durmuşoğlu’nu bulmak isteyenin sağda solda aramaması gerektiği belirtilen ses kaydında, Durmuşoğlu bulunmak isteniyor ise vergi rokertmeni fındıkçıya bakılması gerektiğine vurgu yapılarak, “Durmuşoğlu yurtdışına falan çıkmamıştır. Bodrum açıklarında ABD bayrağı çekilmiş bir tekne ile gezmektedir. ABD bayrağı olduğu için teknede arama yapılmamaktadır ve zor durumda kalınması durumunda Yunanistan'a kaçma planı yürütülmektedir. Durmuşoğlu’nun saklanmasına Çarşamba’daki fındık baronları yardımcı oluyor.
Durmuşoğlu’nun Samsun Ticaret Sanayi Odası Meclis Başkanı seçilmesinde AK Partili bir vekil aracı oldu. STSO üyelerini tek tek arayıp "Durmuşoğlunu seçeceksiniz" dedi. Durmuşoğlu ele geçirilmiş olsa, Samsun ve Çarşamba’daki tüm paralel yapılanma anında çözülecektir. O yüzden Durmuşoğlu’nu gizliyorlar” diyordu. (Kayıtta ismi geçen vekil o dönem İl Başkanı olarak AK Parti'de görev yapıyordu)
Fındıkçıların devletin istihbarat örgütü ile bağlantılı çalıştığını ve güçlerini istihbarat örgütündeki bağlantıları sayesinde aldıklarına değinilen ses kaydında, “Bahse konu yapının dün Menteşoğlu ailesini bitirdiğini, bugün ise Metro Holding Sahibi Galip Öztürk’ü bitirmişlerdir. Galip Öztürk’ün başına çorap örenler bunlardır” deniliyor. (Ses kaydından, paralel yapılanmanın halen istihbarat örgütünde bağlantılarının çözülemediği ve aynen yollarına devam ettikleri anlaşılmakta!)
Galip Öztürk’ün başına çorap örenlerin, aynı taktiği daha önce Menteşoğlu ailesi için yaptığına vurgu yapılarak devam eden kayıtta, Öztürk’e çorap örenlerin arasında bir Büyükşehir belediye başkanı, bir ilçe belediye başkanı, iki vergi rekortmeni fındıkçı ve Muharrem Durmuşoğlu’nun olduğuna değinilmiş.
"Fetöcü arıyorsa devlet, FETÖ bunlar.
Ben Samsun’da para transferlerini yapıyordum. Samsun’da toplanan tüm parayı ABD’ye taşıyan isim Muharrem Durmuşoğlu’dur!." Vurgusu da yapılmış. 12 dakika 30 saniyelik ses kaydını bir solukta ağzım açık dinledim.
Suratımdaki ifadeye bakan dostum gülümsedi.
"Daha 50 dk.'lık olanı da var" dedi.
"Yok midem kaldırmaz daha fazlasını" dedim ve kahvede kalan son yudumumu çekip kendisinden ayrıldım.
Ses kaydından anladım ki Samsun’da halen paralel yapılanmanın (P) sine bile girilebilmiş değil..
Dipnot: “Her ne kadar Galip Öztürk ile davalı olsak da, kendisine önerim yanındaki yakın ekibine dikkat etmesi olacaktır.”
Bir sonraki yazımda buluşmak umuduyla…