Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan “1. Su Şurası”nı değerlendiren Prof. Dr. Yusuf Demir, “Bugün ülkem adına sevinçliyim. Dünyada çeyrek asırdan fazla süredir ele alınan, ülkemizde de benim gibi su gönüllülerince 15-20 yıldır gündeme taşınmaya çalışılan su ve küresel iklim etkisi çalışmaları nihayet 2021 yılında kamuoyunun gündeminde yer almaya başlamıştır. 22 Mart Dünya Su Günü’nde 11 büyükşehir ve bir o kadar diğer il belediye başkanlarının katılımı ile İzmir’de yapılan ve kamuoyuna açıklanan su manifestosu bu alanda önemli bir adımdır. Ülkemizde 81 ilimiz ve tüm yerel yönetimlerimizin konuyu bu duyarlılıkta ele alması ve sahiplenmesi artık bir zorunluluktur” dedi.
“Tarım, Su ve Çevre Bilim Kurulu kurulmalı”
Cumhurbaşkanı’nın himayesinde, Tarım ve Orman Bakanlığınca düzenlenen 1. Su Şurası’nın çok önemli ve özel bir adım olduğunu vurgulayan Demir, “Bu çalışma bizleri 83 milyonluk ülkemiz ve geleceğimiz adına hem sevindirmiş hem de umutlandırmıştır. Özellikle Şurada Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmalarında çok önemli noktalara vurgu yapılmış, konunun önemi en temel noktalar dikkate alınarak kamuoyu ile paylaşılmıştır. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın altını çizdiği ‘…su yönetimindeki yetki çatışmalarını önlemek amacıyla Meclis’te bir su kanunu…’ çalışmasının başlatılmış olması oldukça önemlidir. Ancak buna ek olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde bir ‘Tarım, Su ve Çevre Bilim Kurulu’nun kurulması, hem çıkacak kanunun ilgili ve yetkili organlarca tartışılabilmesi hem de önümüzde ki 20-30 yılın en temel sorunlarının başında gelecek tarımsal üretim, su ve çevre konularının vakit geçirilmeden ele alınması ve pandemi sürecinde olduğu gibi etkin çalışan bir kurul olarak görev yapması ivedi ve önemlidir. Bu oluşturulacak kurulun alt kurulları, bölgesel ve iller bazında ilgili valilik ve belediyelerce kurulup işlerlik kazandırılmalı, yukarıdan aşağıya koordineli bir ülkesel politika uygulanmalıdır. Aksi takdirde çıkarılacak yasanını içeriği ve uygulanması bu gün yaşadığımız pek çok sorunu çözmede yetersiz kalabilir” diye konuştu.
“Su ve çevre’ dersleri zorunlu hale getirilmeli”
"Su ve çevre" derslerinin ilkokullarda zorunlu hale getirilmesi gerektiğini ifade eden Demir, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi su ile ilgili ülkemizde yapılan çalışmalar ve yatırımlar yatsınamaz nitelik ve boyuttadır. Ancak bu çalışmaların istenilen faydaya dönüşebilmesi toplumsal duyarlılık ve bilgilenmeyle mümkündür. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasında vurgu yaptığı hedeflere ulaşabilmek için suyun, sadece problemlerin yaşandığı dönemlerde ele alınması değil, 83 milyonun bilgilenip, sahip çıkması ile mümkün olacaktır. Bu amaçla şura sonucunda başlatılması gereken en önemli çalışma, ilkokullardan başlayarak toplumun her kesiminin bilgilendirilip eğitildiği ve sürekliliği olan bir kampanyanın başlatılmasıdır. İlkokullarımızda ‘su ve çevre’ dersleri zorunlu hale getirilmeli, görsel ve yazılı basın ile sosyal mecralar başta olmak üzere yayın ve faaliyetlerinin belli oranını bu alanda yapılacak bilgilendirme ve eğitim çalışmalarına ayırmaları sağlanmalıdır. Yerel yönetimler çalışmalarının belli bölümlerini bu alanda yürütülecek araştırma, geliştirme çalışmalarına, eğitim ve uygulama projelerine yönlendirmelidir” şeklinde konuştu.
Mücadelede başarının sırrı
Prof. Dr. Yusuf Demir, şöyle devam etti:
“Dünyada 8 milyar insanın pandemi ile mücadele ettiği dönemde, mücadelenin başarısı sağlık çalışanlarının ve doktorların gayret ve özverilerine bağlıdır. Pandemide olduğu gibi geleceğimizi daha fazla tehdit eden gıda güvenliği, tarımsal üretim, su kaynakları, su kıtlığı ve küresel iklim etkisiyle mücadelede başarının sırrı konunun ‘su doktorları, sulama mühendisleri ve çevre mühendisleri ile ziraat mühendislerine’ emanet edilmesinden geçmektedir. Konuyu uzmanlarına emanet etmediğimiz sürece başarıyı yakalamak hayal olacaktır. Birinci su şurasında ortaya konulması düşünülen hedefler ve belirlenen konular eksikliklerine rağmen sevindiricidir. Belirlenen hedeflere ulaşılabilmesi ve konuların tüm yönleri ile ele alınması konunun tüm paydaşlarının sürece dahil edilmesi ile ancak mümkün olacaktır. Oluşturulan yapı ile ancak mevcut uygulama şartlarında kurumsal problemler ele alınarak belirli çerçevede tartışılabilir.”
“Bu şura çok önemli bir başlangıç”
“Bu şura çok önemli bir başlangıçtır” diyen Prof. Dr. Yusuf Demir, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Özellikle kurumlar arası koordinasyon eksikliklerinin giderilebilmesi, meclisten çıkarılması planlanan su kanunun içeriğinin olgunlaştırılması, su ve sulama yatırımlarının planlanması, kuraklık, küresel ısınma, iklim etkisi ve çevre kirliliği konularının ele alınıp tartışılması ve çözümlerinin uygulamaya konulması, suyun sadece insanlar için değil tüm canlılar için temel bir kamusal hak olduğunun kabul edilip uygulamaya konulabilmesi açısından önemli bir dönüm noktasını oluşturması şuranın en önemli sonucu olacaktır. Konunun şurada tartışılarak raporlarda kalmaması çok önemlidir. Bu konuda milletimizi umutlandıran konuya bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın sahip çıkmasıdır."
Prof. Dr. Demir: “1. Su Şurası' çok önemli başlangıç”
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, “1. Su Şurası”nın çok önemli bir başlangıç olduğunu, “su ve çevre” derslerinin ilkokullarda zorunlu hale getirilmesi gerektiğini söyle