İş adamı Fahrettin Ulusoy tarafından protokol ve iş adamlarına kahvaltı düzenlendi. Sevgi Cafe’de düzenlenen kahvaltıya Samsun Valisi İbrahim Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, İl Jandarma Komutanı J.Kd.Albay Ünsal Ağaoğlu, Sahra Sıhhiye Okl.ve Eğitim Mrk.Komutanı Piyade Albay Sedat Bulut, İl Emniyet Müdürü Vedat Yavuz, Atakum Belediye Başkanı İshak Taşçı, Tekkeköy Belediye Başkanı Hasan Togar, Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş adamları katıldı.
İş adamı Fahrettin Ulusoy’un teşekkür konuşmasının ardından söz alan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, “Ülkemiz içerisinde bulunduğumuz süreç içerisinde sanki bundan bir sene önce buna benzer bir sorunu yaşamıyorduk. Şimdi farklı bir şeyler yaşıyoruz. Ondan iki sene önce sanki hiçbir sorun yokmuş gibi, herhangi bir problemimiz yokmuş gibi algılıyoruz. Çünkü dünü siliyoruz, unutuyoruz. Halbuki, bu ülkede yaşayan herkes Cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılından bu yana hep sorunları çöze çöze gelmişler. Her dönemde kendine özgü, kendine ait, o dönemin şartlarındaki problemleri yaşaya yaşaya bu insanlar bu döneme gelmişler. Bu coğrafyayı dedelerimiz bedel ödeyerek bize emanet etmişler” dedi.
“Yangın bize sıçramasın diye Suriye’deyiz”
Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye neden girdiğine değinen Başkan Yılmaz, “1998 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı Ateş Paşa vardı. Ateş Paşa bir gün Suriye sınırında açıklama yaptı. ‘Artık tahammülümüz kalmadı. Her an Suriye’ye girebiliriz ve bunun bedelini de size ağır ödetiriz’ diye açıklama yapmıştı. 18 sene önce bir Kara Kuvvetleri Komutanımızın sabrının son noktaya getirmiş olduğu hain saldırılara karşı söylemiş olduğu bir söz vardı. Belki de o zaman girmemiz gerekiyordu. Ama o gün dünya konjonktürü buna el vermiyordu. Allah razı olsun hükümetimizden, karar veren büyüklerimizden zamanı geldi ve Suriye’ye girildi. Kuzey Suriye’de yanan bir ateşin bizim evimize de yansımasını engellemek için girildi. Bitişiğinizdeki ev yanıyor, o yanan evin sizin eve yansımaması için araya ya izolatör koyarsınız ya da itfaiyeye sizin evin duvarını soğutturursunuz. Şuanda Kuzey Suriye’de yapılan şey, hainlerin odaklandığı yerde olacak olan yeni bir hadisenin, yeni bir olayın bizim ülkemize yansımasını istemediğimiz için biz oradayız” diye konuştu.
Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunların içerisinden çıkmasının tek çaresinin zenginleşmek olduğunu ifade eden Başkan Yılmaz, “Zengin bir ülke olalım, bu etrafımızdaki olayların hepsi hizaya gelir, bunların hepsi bize elini uzatır. Onun için bölgemizde güçlü bir ülke olma mecburiyetimiz var. İran gücünü ispat etmek için nükleer enerji ve nükleer silah işine girdi. Amerika buna kızdı ama İran dünyaya posta attı. ‘Ben yapıyorum, gel durdura bilirsen durdur’ dedi. Şimdi de 30-40 yıllık düşmanı İran’a Amerika elini uzattı” şeklinde konuştu.
“Sanayi çalışanı servisle değil, tramvayla gelebilir”
Sanayi sitelerinde çalışan işçilerin servis araçları ile değil, tramvaylarla da gelebileceğini ifade eden Başkan Yılmaz, “Raylı sistemi Tekkeköy’e kadar getirdik. Önümüzdeki 2017 yılı içerisinde sanayicilerimizin hepsi kiraladıkları otobüs ve servis sözleşmelerini iptal etsinler. Çalışanlarınızı raylı sisteme yönlendirin. Tekkeköy İstasyonu’ndan binen bir kişi üniversitenin altına kadar 75 dakikada gidiyorken, otobüsle 85 dakika, minibüsle 80 dakikada gidiyor. Bizim yavaş gibi gözüken trenimiz son derece güvenilir, gazetenizi okuyarak, otobüsten ve minibüsten daha kısa sürede varıyor. Son derece konforludur. 2017 yılında trenimizi üniversitemize çıkaracağız. Üniversitemizin yeni yönetimi göreve gelir gelmez, trenleri yukarı çıkartmak istediler. Biz de şartları zorlayıp, İller Bankası’ndan 70 milyon TL’lik kredi başvurusunda bulunduk. İller Bankası’ndan aldığımız bu kredi ile birlikte trenimizi üniversitenin yukarısındaki yurtlara kadar giden ve oradan dönen bir sistemi kuruyoruz” ifadelerini kullandı.
Vali Şahin: “Amerika’dan İsrail’e selam”
Samsun Valisi İbrahim Şahin ise yaptığı konuşmada, “Birleşmiş Milletler (BM) İsrail ile ilgili bir karar almıştı. Buna inanılmaz bir tepki oluştu. Medyada bu tepki pompalanıyor. Dün gece geç saatlerde Amerika’nın yeni başkanı da BM’lerini bu kararından dolayı değil ama kararın peşinden hemen BM’yi eleştirdi. ‘BM misyonunu tamamlamıştı, gereğini yapamıyor’ gibi bir cümle ile daha önce karşıymış gibi durduğu İsrail’e ya da Yahudi lobisine bir selam gönderdi. Çünkü 15 Ocak itibariyle Amerika’nın yeni başkanı makamına geçecek. Onun için de işini kolaylaştırıyor” dedi.
“Amerika ile İran hep kavga ediyormuş gibi gözüktüler”
Türkiye’ye dost gibi gözüken İran’ın kendi sporcularına Türkiye’ye gitme yasağı koyduğunu belirten Vali Şahin şöyle devam etti: “Yurt dışında Türkiye ile ilgili inanılmaz bir dezenformasyon var. Şu anda ülkemizde bir savaş hali olduğunu, kesinlikle gidilmemesi gerektiğini ısrarla vurguluyorlar. Hatta kendisine bakmaksızın bizim ‘dost’ diye bildiğimiz ve dost zannettiğimiz İran bile kendi sporcularına gitmeme tavsiyesi değil, Türkiye’ye gitme yasağı koydu. Senin ülken perişan, darmadağınık sen tutuyorsun güya bizim ülkemizdeki güvenliği kendince sorguluyor. Onun için hep böyle Amerika ile İran kavga ediyormuş gibi gözüktüler. Onlar el altından biraz zaman kazandı. İran nükleer santralleri ya da uranyumun zenginleştirilmesi konusunda bir fırsat tanıdı ve mesafe aldı.”
“Rusça temelli imam hatip”
Canik ilçesinde Rusça temelli bir imam hatip okulunun inşaatının devam ettiğini ifade eden Vali Şahin açıklamasını şöyle tamamladı: “Rusça konuşan ülke insanı sayısı 350 milyonu dahil. Biz bu kadar kalabalık bir kesimi ihmal edipte 350 milyonluk Amerika’ya ulaşalım diye binlerce kilometre yol kat etmek zorunda kalıyoruz. Gemiler oraya gidene kadar 6 ay geçiyor. Halbuki buradan yürüttüğümüz bir gemi 8 veya 12 saatte Rusya’ya yükünü boşaltıyor. Cumhurbaşkanımız Samsun’a geldiğinde bizim imam hatip projemiz vardı. Burada Arapça ve İngilizce eğitimi yapıyordu. Canik’te yapılan büyük bir kampüsü de orada Rusça temelli bir imam hatip yapabileceğimizi söylemiştim ve çok ilgisini çekmişti. Canik’te o okulun inşaatı devam ediyor. Biz orayı Rusça dilli bir okula dönüştürürsek, çocuklarımız Rusça öğrenir hem de Rusya Federasyonu’ndan buraya yavrularımızı alırız. Karşılıklı iletişim olur. Bunu mutlak suretle sağlayacağız.”