Rahim ağzı kanseri, dünya genelinde kadın kanserleri içerisinde en sık görülen ilk 10 kanser türü arasında yer alıyor. Hasta farkındalığı ise rahim ağzı kanserinden korunma ve erken teşhiste önemli bir yer tutuyor. Hasta farkındalığının sağlanması ise, öncelikle risk faktörlerinin tüm kadınlar tarafından bilinmesinden geçiyor. Doç. Dr. Emre Günakan, serviks kanseri olarak da bilinen rahim ağzı kanserinin risk faktörleri ve tedavisi ile ilgili bilgi verdi.
Rahim ağzı kanseri önlenebilir bir hastalıktır
Rahim ağzı kanserinin, rahim ağzındaki hücrelerin anormal bir şekilde büyümesi sonucu oluştuğunu belirten Medicana International Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Günakan, “HPV enfeksiyonu bu kanserin başlıca nedenlerinden biridir. Düzenli tarama ve aşılama ile serviks kanseri önlenebilir bir hastalıktır” dedi.
Risk faktörlerine dikkat!
Erken yaşta cinsel ilişki, çoklu partner, sigara içme, çeşitli hastalık veya ilaç kullanımı gibi bağışıklık sistemini zayıflatan durumlar, çok sayıda doğum veya düşüğün rahim ağzı kanserinde risk faktörü olarak değerlendirildiğini bildiren Doç. Dr. Günakan, kadınların bu konuda duyarlı olması gerektiğinin altını çizdi.
Rahim ağzı kanseri belirti vermeyebilir
Rahim ağzı kanserlerinin en önemli sebeplerinden birinin HPV enfeksiyonu olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Emre Günakan, partnerinde veya kendisinde HPV enfeksiyonu tespit edilen kadınların, jinekolog takibine girmesinin önemine işaret etti. Rahim ağzı kanserlerinin herhangi bir belirti göstermeden de görülebileceğini söyleyen Günakan şöyle devam etti:
“Rahim ağzı kanseri semptomsuz da karşımıza çıkabilir ki bu nedenle rutin jinekolojik takip çok değerlidir. Bunun yanında rahim ağzı kanseri çeşitli semptomlar da verebilir. Cinsel ilişki sonrası kanama, menopoz öncesi veya sonrası her türlü beklenmeyen kanama, vajinal akıntı ve akıntının kokusunda değişiklik, idrar yapmada zorlanma ve idrar alışkanlığında değişiklikler, kabızlık, ağrılı gaita yapma ve gaita yapma alışkanlığındaki değişiklikler gibi pek çok semptom rahim ağzı kanseri ile ilişkili olabilir. Kadınların bu konuda dikkatli olması ve hastane başvurusunda gecikmemesi önemlidir.”
Smear ve HPV testleri hayati önem taşır
Doç. Dr. Emre Günakan, son derece basit ve ağrısız bir kanser tarama yöntemi olan smear ve HPV testlerinin, rahim ağzı kanseri teşhisinde hayati önemde olduğunun altını çizdi. Aktif cinsel yaşamı başlamış tüm kadınların smear testi yaptırması gerektiğini aktaran Doç. Dr. Günakan, smear testi normal tespit edilen hastalarda başka bir risk faktörü yoksa belirlenen rutin periyotta, şüpheli durumu olanlarda ise daha sık aralıklarla bu testin yapılması gerektiğini kaydetti.
Tedavi kanserin evresine göre belirlenir
Rahim ağzı kanserinin tedavi sürecine ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Emre Günakan, “Rahim ağzı kanseri tedavisinde cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapi yöntemleri tek başına ya da birbirleri ile kombine edilerek kullanılabilmektedir” diyerek şöyle devam etti:
“Kanser öncesi lezyon, dokunun derinliğine geçmediyse rahim ağzında tuttuğu bölge kolposkopi ile belirlenebilir. Bölgenin cerrahi yöntemle alınması ile kanserleşebilecek alan ortadan kaldırılarak, hastada yüksek oranda iyileşme sağlanır. Basit bir cerrahi işlemle hasta aynı gün taburcu edilebilir. Eğer kanser invaziv hale gelmişse, yani doku derinlerine kadar inmişse, iki tedavi seçeneği bulunur. Bu durumda geniş kapsamlı ve uzun zaman alacak zor bir ameliyat olan ‘radikal histerektomi’ yapılır. Aynı zamanda kanser hücreleri pelvik bölgedeki lenf bezlerini tuttuğu için onlar da çıkarılır. Alternatifi ise kemo-radyoterapi; kemoterapi ilacıyla o bölgedeki kanser hücreleri ışına karşı duyarlılaştırılır, akabinde hastaya radyoterapi uygulanır ve takibe devam edilir. Eğer kanser geç evrede yakalanmışsa hastaya kemoterapi verilir. Ancak bu hastalarda iyileşme oranı düşer.”