Ramazan ayı dolayısıyla sağlıklı beslenme önerilerinde bulunuldu. Ramazan ayının bu yıl sıcak yaz günlerine denk gelmesi dolayısıyla kişilerin sağlıklarına ve beslenmelerine daha fazla dikkat etmeleri gerektiğinin altını çizen uzmanlar, Ramazan’ın Haziran-Temmuz aylarında yaşanmasıyla açlık süresinin de uzadığına, gün içinde 18 saat civarında bir açlık periyodu geçirildiğine dikkat çekti. Bu açıdan oruç tutanların tükettikleri besinlere biraz daha özen göstermeleri gerektiğinin altını çizen uzmanlar, “Ayrıca zorunlu olmadıkça, güneş sıcaklığının en belirgin olduğu 11.00-15.00 saatleri arasında dışarıya çıkılmamalıdır. Çocuklar, yaşlılar, kalp ve şeker gibi kronik hastalığı olanların buna özellikle dikkat etmeleri gerekir. Önemli sağlık sorunu ve kronik rahatsızlığı olan bireylerin, diyabetlilerin, hamile ve emziren kadınların, karaciğer, kalp ve böbrek hastalığı olanların, ağır enfeksiyon geçirenlerin, tansiyon hastalarının oruç tutmak istemeleri durumunda hekimlerine başvurmaları gerekir” dedi.
“BOL LİFLİ VE POSALI YİYECEKLER TERCİH EDİN”
Ramazan ayında sağlıklı bireylerde de bazı sıkıntılar ve sağlık sorunları yaşanabileceğine işaret edilirken, özellikle kabızlık, mide yanması, uyku hali, unutkanlık, dikkatsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, kan şekeri düşüklüğü ve kilo artışı gibi sıkıntılar görülebileceğini kaydetti. Bu sıkıntıların yaşanmaması için sağlıklı beslenme önerilerine uyulması istenirken, iftarla sahur arasında en az 2 ara öğün tüketmeye gayret edilmesi gerektiğini dile getirdi. Sahur öğününün kesinlikle atlanmamasını isteyen uzmanlar , diğer önerilerini şöyle sıraladı:
“Uzun süre açlık, kabızlık sorununun artmasına da sebep olabilmektedir. Bu nedenle Ramazan ayında bol lifli ve posalı yiyecekler ağırlıklı olarak tercih edilmelidir. Pirinç pilavı yerine bulgur pilavı veya kuru baklagiller tercih edilerek, sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmelidir. Günde en az 2-2.5 litre su tüketilerek vücut susuz bırakılmamalıdır. Ramazan ayında tüketilen besinlerin pişirilme şekli ızgara, fırında, haşlama veya buğulama yöntemleri şeklinde tercih edilmelidir. İftarda yaşanan açlık ile mideyi çok hızlı doldurmamak gerekir. Ani mide gerginliği tansiyonunuzun yükselmesine ve nörolojik hormonların hızlı salgılanmasına yol açar. Beynimizin doyumu algılaması için 15-20 dakikaya ihtiyacı vardır. İftarda bir anda hızlı bir şekilde beslenmek fazla kalori alarak kilo almamıza da neden olur. Bu nedenle yemekler mümkün olduğunca yavaş ve iyi çiğnenerek tüketilmelidir.”
“İFTARDAN 1 SAAT SONRA HAFİF TEMPOLU YÜRÜYÜŞ YAPIN”
Metabolizmanın hızlanması için iftardan önce yürüyüş yapılması önerisinde de bulunulurken , “İftar yemeğinden 1 saat sonra yapacağınız hafif tempolu bir yürüyüş besinlerin sindirimine yardımcı olacaktır. Aynı zamanda yavaşlayan metabolizmanızı hızlandıracak ve besinlerin sindirilmeden uykuya geçilmesine engel olacaktır” ifadelerini kullandı.
Özellikle sahurda çok tuzlu yiyeceklerin tüketilmemesini, çok yağlı yiyecekler ve ağır hamurlu şerbetli tatlıların metabolizmayı yavaşlatıp, kilo alımına sebep olacağı uyarısında bulunarak, bu tür besinlerin tüketilmemesi gerektiğini vurgulandı. Oruç tutanların, iftar zamanı uzun süren açlığın sonrasında otomatik olarak enerji yoğunluğu fazla olan besinlere yönelebileceklerine dikkat çeken uzmanlar, şunları kaydetti: “Onun yerine oruç kuru hurma, kuru kayısı gibi kuru meyvelerle açılmalıdır.
10-15 dakika sonrasında kuru fasulye, nohut, yarma ve yoğurt ile hazırlanan soğuk ayran aşı çorbası veya başka bir çorba (veya cacık) tercih edilebilir. İftar öğününde çorbanın üstüne bir miktar etli sebze yemeği veya ızgara et ve zeytinyağlı sebze yemeği ile beraber yoğurt veya ayran tercih edilebilir. İftar sofranızda farklı besinlere yer vermeye çalışın. Haftada 1-2 defa kırmızı et, 1-2 gün balık, 1-2 gün kuru baklagiller, 1-2 gün sebze yemeği beslenmenizde sağlıklı bir dengeyi kurmanızı sağlayacaktır.”