İnsanların akılcı davranmalarını engelleyen en önemli sebeplerden biri, sabırsızlıkları neticesinde ortaya çıkan fevri düşünceleri ve fevri tavırlardır. Ani bir öfke ya da hırsa kapılmak aklı kapatır ve insanı bir anda hiç düşünmeden hareket etmeye itebilir. Aynı şekilde korku, alınganlık, dargınlık gibi tavırlarda insanın mantıklı ve akılcı düşünmesini engelleyebilir.
Sabredemeyen kimseler, hayatlarının büyük bölümünde bu tür duygularına yenik düşer ve akılcıktan uzaklaşır. Sabır ince düşünebilmeyi ve incelikleri gösterebilmeyi sağlar. Sabrın önemli bir başka özelliği de insanlara ilk anda göremedikleri detayları gösterebilme ve bu yönde akıl yürütebilme fırsatı kazandırmasıdır. Sabırsız insanlar, her şeyin bir an önce halledilmesini hedef edinir ve bunun dışında ki detaylarla pek ilgilenmezler. Dolayısıyla belki de kendileri için son derece önemli olan ayrıntıları kaçırır ve yanlış kararlar alırlar. Yine aynı şekilde karşılarında ki insanların içerisinde bulunduğu durumu da göremez, onların ihtiyaçlarının fark edemez ve bu sebeple de düşüncesiz ve ihsaniyetsiz tavırlar sergileme hatasına düşebilirler.
Aksine sabır, insanın nefsinin pek çok kötü özelliğinin üstesinden gelebilmesini ve böylece güzel davranışlarda bulunabilmesini sağlar. Ancak unutmamak gerekir ki, bu sadece iman edenlere has bir özelliktir. Allah'tan korkmayan ve gösterdiği ahlakın ahirette karşılık bulacağını unutan kimseler nefis mücadelesi için çaba sarf etmezler. Karşılığında dünyevi bir menfaat sunulmadığı sürece, canlarının istediği gibi davranmamak için sebep görmezler.
Diyelim ki, bir kişinin eşinin annesi hastalandığı için evlerine alıp bakmak durumunda kalırlar.Bu yaşlı kadın kişiye bakılması gerekir. Bu, bir insan için elbette sabırla yerine getirilmesi gereken bir hayırdır. Ancak sabır anlayışını kavramayan bir insan buna bir süre tahammül gösterebilir. Bir süre sonra söylenmeye ardında da "Bir bakım evine verelim, ben bakamayacağım" demeye başalr bir kısmı, tabii ki iyi yürekli kişilerde yok değildir ...