Sahipsiz orman

MUSTAFA ALTIKATOĞLU

Aslanı olmayan bir ormana çakal kral olmuş. Ee ne demişler? Koyunun bulunmadığı yerde keçiye                  “ beyefendi” derler. Çakala da kral demişler.  Gelin görün ki demekle kral olunmuyormuş. Çakal, masumları cezalandırmış, güçsüzlere zulüm etmiş. Olur olmaz isteklerde bulunup hayvanları canından bezdirmiş. Orman halkı “ Allah böyle bir kralı düşmanımıza  vermesin” dermişte başka bir şey demezmiş. Bakmışlar, bakmakla olmayacak. Lafla peynir gemisi yürümeyecek. Çakalın krallığında huzur bulamayacaklar. Kafa kafaya verip düşünmüşler, seçimle gelmedi ki bu seçimle gitsin. Çakalın saltanatına son vermek için bir plan yapmışlar. Planı tez zamanda uygulamaya koymuşlar. Ormanın hangi köşesinde iki hayvan yan yana gelse konu aynıymış:

      Tavşanı bol, kekliği güvercini çok çekisi koyunu karınca sürüsü gibi bir dağmış orası. Yediğin önünde yemediğin ardında. Kıyıda köşede hayvanlar ballandıra ballandıra anlattıkça dağın nimetlerini, çakalın ağzının suyu akarmış. Ola ola bu fakir orman kral oldum. Yedim içtiğim ne ki! Tavşanları dişimin kovuğunu doldurmaz diye hayıflanırmış. Çakal daha fazla dayanamamış tası tarağı toplamış bir sabah erkenden yola çıkmış. Dağın yolu yokuş, meşakkatli bir yolculuktan sonra varmış dağa. Kaçısan tavşanları, uçusan kuşları, akışan keçileri ve koyunları görünce sevinmiş. Değer demiş çekilen her zorluğa bu nimet denizi.

    Ayağının tozuyla iki tavşanı yakalamış. Ve krallığın hayaline dalmış. Daldığı bu hayalden iki kurt tutup çıkarmış çakalı “ ne oluyor?” diyemeden kendini aslanın huzurunda bulmuş aslan kükremiş: sen kim oluyorsun da ülkeme izinsiz giriyorsun. Halkıma zulüm ediyorsun söyle kırk katır mı kırk satır mı ? çakal bilmiyordu kralım demiş. Sizin ülkenizde sizden habersi avlanmak bu fakirin haddine mi bağışlayın, sizin şanınıza bu yakışır. Kendi krallığını anlarmış. Yaptığı zulümleri atlayarak aslan bıyık altından gülmüş:

   Sen gelemden krallığın ünü geldi bizi bu zalimden kurtar diye tilki ile baykuş ricacı oldu. Sen duymadın mı? Zulüm ile abad olanın sonu berbat olur. Gururdan kibirden burnu Kaf dağında gezen çakal attan inmişte eşeğe bile binememiş. Kırk yıl aslanın kapıcılığını yapmaya hüküm giymiş.bir çakalın ömrü kaç yıl ki etme bulma dünyası. Ne ekersen onu biçersin. Çakal rüzgar ekmiş fırtına biçmiş. Kırk yıl hüküm giyince yanlışını anlamış. Cezasını çekmeye başlamış.

Gelecek sayıda görüşmek üzere.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.