Şair-Yazar İsmet Anık, Haber Expres TV'ye konuştu

Şair-Yazar İsmet Anık, Haber Expres Gazetemize özel açıklamalarda bulundu

TOKAT merkezde bir gönül adamıyla kesişti yolumuz ve Şair-Yazar İsmet ANIK’la bam teline şöyle bir dokunduk. Her kelimesi içten bir sevda ve derin bir gözlemle örülmüş, ruhumuzu saran bir melodi gibi yankılandı. Sohbetimizde hayatın ince ayrıntılarına dair gözlemleri, insanın iç dünyasına dair derin düşünceleriyle adeta bir ayna tuttu. İsmet Anık’ın sözcükleri, yalnızca birer ifade değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi ve duyguların samimi yansımasıydı. Böyle bir insanla karşılaşmak, adeta bir ruhsal yolculuğun kapılarını araladı ve Tokat’ta geçirilen her anı daha anlamlı kıldı.

Remzi ÖZKAN:Üstadım röportajımıza hoş geldiniz. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız, ilk sorum olsun.

İsmet ANIK:Teşekkür ediyorum. 1955 yılında Tokat ili Zile ilçesi Reşadiye köyünde dünyaya geldim.

İlkokulu köyümde, Ortaokulu Zile Kale Ortaokulu’ndan okuduktan sonra Turhal Sanat Okulu Elektrik bölümünden 1975 yılında mezun oldum, aynı yıl Temmuz ayında o zamanki adıyla Türkiye Elektrik Kurumunda (TEK) Çankırı'da işe başladım. 2005 yılında TOKAT-TEDAŞ'tan emekli oldum.

Üç çocuğum ve yaşları 0 ila 25 arasında altı torunum var. Halen TOKAT merkezde ikamet ediyorum.

Ortaokul yıllarında gerek ezberleyerek gerek yazmaya çalışarak merak sardığım şiire, çalışma hayatım boyunca fazla zaman ayıramasam da emekli olduktan sonra tekrar devam ettim.

Son yıllarda da hikâye yazmaya başladım.

Şiirlerim çoğunluğu hece vezniyle olmak üzere serbest tarzda ve Gazel türünde çeşitli konularda 500 'ün üzerindedir.

Gerek kendi yaşanmışlıklarımdan gerekse yaşanması mümkün konuları kapsayan 40 'a yakın hikâyem var.

Ama hiçbirini! Ciddi sağlık sorunlarım nedeniyle uğraşmayı göze alamadığım için kitaplaştıramadım.

Şiirlerimi internette, antoloji sitelerinde, bazı şiirlerimle hikâyelerimi de Edebiyat defteri sitesinde aynı zamanda Facebook sayfamda yayınlıyorum.

Talep üzerine; bir grubun hazırlamış olduğu Şiirler antolojisinde beş adet şiirim, Ayasofya şiirler kitabında "Ayasofya" adıyla, Deprem şiirleri kitabında da "Güvercin" ve "Keşke" isimli şiirlerim yayınlandı. Keşke isimli şiirle birlikte birkaç şiirim daha memleketim TOKAT'ta yayın hayatına devam eden KÜMBET dergisinde yer almıştır. Yine birçok şiirim seslendirme sanatçıları tarafından yorumlanmıştır.

Eylül Gelmeden isimli şiirim; birisi Yurtdışından üzere dört-beş sanatçı tarafından okunmuştur.

Ayrıca genç yaşta Rahmetli olan Azerbaycan milletvekili GanirePaşayeva, resimlendirerek on-onbeş şiirimi sitesine taşımıştır.

Remzi ÖZKAN:Hikâyelerinizde genellikle hangi konuları işliyorsunuz? Yaşanmışlıklarınız bu hikâyelerde nasıl yer buluyor?

İsmet ANIK:Hikâyelerde genelde aile içi konuları işlemeye çalışıyorum. Kişilerin hayat hikâyelerini, hatıralarını daha ziyade duygusal yönlerini işlemeye çalışıyorum.Bu zaman zaman kendi hayatımdan kesitlerde olabiliyor, geçmişte kendi yaşanmışlıklarımı hikâyeleştirdiğim oluyor. Bir başkasının hayatından kesitler de olabiliyor. Ravilerin rivayetlerini hikâyeleştirdiğim de olabiliyor. Bazende kişiler, mekân, ve olaylar tamamen hayali oluyor.

Remzi ÖZKAN:Şiirlerinizi oluştururken hangi edebi teknikleri kullanıyorsunuz? Hangi tekniklerin sizin için daha etkili olduğunu düşünüyorsunuz?

İsmet ANIK:Şiirlerimde aruz vezni hariç diğer edebi teknikleri kullanmaya çalışıyorum. Aruz vezni ile yazmak günümüz Türkçesi ile çok zor. Aruz kalıbı ile günümüzde de yazanlar var ama o akışkanlığı o zevki tam manasıyla veremiyor ya da ben öyle hissediyorum. Doğrusu aruz kalıpları ile yazma gücünü kendimde göremiyorum. Ama yine de aruzla olmasada Gazel yazmayı seviyorum o ayrı bir tat veriyor. En sevdiğim Gazellerimden birisinden kısa bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum müsaadenizle.

BENİ SENSİZ BIRAKMA

Nefsim beni yorunca beni Sensiz bırakma

Kırk kıyama durunca beni Sensiz bırakma

Ne mülküm var ne malım vebalime hamalım

Emaneti verince beni Sensiz bırakma

Sırtlanmadan heybeyi nasip eyle tövbeyi

Yol hitama varınca beni Sensiz bırakma

Hece vezni ile yazılan edebi kurallara uygun bütün kalıpların yanı sıra, fazla imgelere boğmadan anlaşılır biçimde serbest tekniklede yazıyorum zaman zaman.

Remzi ÖZKAN:Şiirlerinizin internette yayımlanması sizin için nasıl bir anlam taşıyor? Sosyal medya platformlarında eserlerinizi paylaşmanın avantajları nelerdir?

İsmet ANIK:Herşeyden önce kitap bastıramadığım için depolama desteği sağlıyor. Ortak arkadaşlarımın çoğunluğu şiir yazan arkadaşlar olduğu için yapılan eleştirilerden hatalarımı görüp düzeltiyorum ve şiirlerimi daha okunası yazmamı sağlıyor. Bazen güzel eleştirilerde alıyorum ve onu da teşvik haneme kaydediyorum.

Remzi ÖZKAN:"Ayasofya" ve "Güvercin" gibi şiirlerinizin bir kitapta yer alması size nasıl bir motivasyon sağladı?

İsmet ANIK:Bu sorunuzun cevabına eşime teşekkür ederek başlamak istiyorum. Yazdığım şiirleri önce eşimin beğenisine sunuyor ondan sonra paylaşıyorum ki zaman zaman müzik dinler gibi “gel otur bana şiir oku veya bana şu şiirlerini oku” der.

Onun içindir ki şiir yazmada birinci öncelikli motivasyon kaynağım sevgili eşimdir.

Ayasofya şiirimi, “Ayasofya Şiirleri” kitabı çıkartacak olan gurubun talebi üzerine yazdım.

Demek ki grup yetkilileri bende o yetiyi gördüler ki bana o teklifi yaptılar diye düşünmek etkili bir motivasyon oluşturdu ben de.

“Güvercin” ve “Keşke” isimli şiirlerimi 6 Şubat depremi etkisiyle yazmıştım ve yine onları da talep üzerine gönderdim. Yine aynı teşvik edici gücü hissettim.

Remzi ÖZKAN:KÜMBET dergisinde şiirlerinizin yayınlanması sizin için nasıl bir önem taşıyor? Tokat'taki edebiyat çevresiyle ilişkileriniz nasıl?

İsmet ANIK:Şiirlerimin KÜMBET dergisi ile başka dergilerde yayınlanması, bana daha geniş kitlelere ulaşma imkânı sağlıyor. Öyle ki KÜMBET dergisinin,Türklerin yoğun bulunduğu ülkelerle de bağlantıları var. Bu sebeple yurtdışında çok okunan bir dergi.

Tokat'taki edebiyat çevreleri ile pek fazla ilişkimin olduğu söylenemez. Çünkü; zaman zaman kahvaltı türünde etkinlikler düzenleniyor, çeşitli programlar düzenleniyor, ben çoğuna bilgim olduğu halde iştirak edemiyorum. Çünkü sağlık sorunlarım var.

Remzi ÖZKAN:Gelecekte şiirlerinizi ve hikâyelerinizi kitaplaştırma düşünceniz var mı? Bu hedefe ulaşmak için planladığınız adımlar nelerdir?

İsmet ANIK:Öncelikle sağlık sorunlarından dolayı kitap işini cesaret edip göze alamıyorum. Birde o kadar çok şiir kitabı çıkartanlar var ki yüzde doksanı benimde bir kitabım olsun düşüncesiyle kitap çıkarttığı için çoğunun elinde kalıyor. Ben, o düşüncede değilim. Okuyan sosyal medyada da okuyor, kitap bastırsam bile sosyal medyadakinden fazla okura ulaşabileceğimi sanmıyorum. Onun içindir ki kitapla ilgili halihazırda bir planımda adımımda mevcut değil.

Remzi ÖZKAN:Gazel türündeki şiirlerinizin size sunduğu fırsatlar nelerdir?

İsmet ANIK:Gazel türündeki şiirlerim bana daha bir olgunluk hissi veriyor. Yazması da okuması da zevkli. Yazarken uğraş istese de sonunda yüz güldürüyor. Bir Fuzuli’den, bir Baki'den bir Nabi'den veya Muhibbi'den, Avni'den okuyup ta ilham almamak olurmu?

Remzi ÖZKAN:Şiir ve hikâye yazma konusunda hangisini daha fazla seviyorsunuz ve bu iki tür arasında nasıl bir geçiş yapıyorsunuz diye soruyor ve röportajımıza katıldığınız için çok teşekkür ediyorum. Güzel ülkemin güzel bir köşesinde yine görüşebilmek dileğiyle…

İsmet ANIK:Şiirin de hikâyeninde kendine has duyguları var bana göre. Şiir yazarken bazen konu ve üslup seçilir ama farkında olmadan siz gönül kalemine tabi olursunuz, bu da ayrı bir haz verir.

Hikâye yazarken de o olayın hayal aleminde yaşamadıktan sonra zaten yazılmıyor.

Birinden diğerine geçişte bir nekâhat dönemi gerekiyor. Bu süre bir hafta da olabiliyor bir ay da birkaç ayda dahada fazla da sürebiliyor.

Çalışmalarınızda bana da zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum

Haber Expres'e nezdinizde yayın hayatında başarılar diliyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

RÖPORTAJ Haberleri