ŞEMS-İ TEBRİZİ:Evliyanın büyüklerinden. İsmi,Mevlana Muhammed Bin Ali olup ,Tebrizlidir."Şemseddin =dinin güneşi "lakabıyla meşhurdur.645 senesinde Konya'da şehit edildi.Şems-i Tebrizi , Baba Kemal-i cündi den feyiz aldı.Onunla beraber,Baba Kemal'in yanında şeh Fahreddin-i ıraki de ders almakta idi.Şeh fahreddin,her keşif ve halini,şiirler halinde Baba kemal'e bildirdi…Bir gün sonra baba kemal,Şemseddin'e "sana sırlardan ve hakikatlerden bir şey hasıl oluyor mu?Neden hiç söylemiyorsun? "dedi.Cevabında; "ondan daha çok oluyor.Fakat ben onun gibi şiir söyleyemiyorum" dedi.Baba kemal buyurdu ki :Allahü Teala ,sana öyle bir arkadaş ihsan eder ki,o senin adına her marifet ve hakikatleri söyler" buyurdu.
Şems-i Tebriz'i hocasını çok sever,derslerine çok çalışırdı.Bu bağlılık ve çalışmasının sonunda,kısa zamanda zahiri ve Batıni ilimlerde yüksek derecelerin sahibi oldu.yazıma son vermeden Şems-i Tebriz'in güzel sözlerinden azda olsa bahsetmek istiyorum:
Ben…Sevdim mi yalnız "Allah için severim "Allah için sevdiğime ise canımı veririm…Benimle "aşkı" tadan,bir daha aşık olamaz…benimle olduğunda asırlar öncesine ışınlanır…Asırlar ötesinde …Benimle yaşar hayatı…Benimle tadar aşkı…Benimle aşkı öğrendiğinde ,ikiyüzlülükten nasıl nefret ettiğimi göreceksin…Benim diyarın yoksulluk diyarıdır…asrım çile asrıdır…Benim asrım Mevlana'nın asrıdır…
Ta Tebriz den başlar,Bağdat,Şam,Mekke,Medine…Ayak basmadığım yer kalmaz bu coğrafya da…Çile vardır heybem de…Dert alır satarım…Yanlış anlama sakın... Beni kaybedersin bazen…Anam babam da ararmış çocukken sık sık.Bulamadıklarında ne yaparlarmış biliyor musun?Birbirine şöyle sorarlarmış:Mahalleden ölen var mı?Bilin ki şems ordadır…Çünkü ben, ölmeden önce ölmeyi tattım.Her ölenin ölüm anında…Can veren ruhu bir görsen ağlarsın…Hıçkırırsın…Solarsın mahvolursun…Sen milenyum gençliğisin…Eğlence ve oyun için yetiştirilmişsin…Körpeciksin…Ama madem ki varım diyorsun;Sen bilirsin…Ben kim miyim? Nasıl bilmiyorsun..Şems-i Tebriz'iyim…
Gelecek sayıda buluşmak üzere hoş cakalınız.