Seversen mutlu olursun, güzel gözler güzeli görür. Olayların olumlu tarafını gör ona göre bak. Arının kuyruğunda zehir ağzında bal vardır. Neye talipsen onu alırsın. Negatif bakmak çevreyi olumsuz etkiler. Kişileri karşına alma yanına al yoksa enerjiniz boşa gider. İpi germe, geriliyorsa bırakan taraf ol ipi geren sırt üstü düşer pişman olur. İkinizde bırakmazsanız ip kopar ikinizde birden yere düşersiniz sonucu ağır olur. Düşmanlık doğar. “ Alış- Veriş” sözünü “ Veriş – Alış” olarak uygula, çünkü mutlu etmeden de mutlu olunmaz. Hayatın tadını çıkarmaktır mutluluk. Ya çaresizsiniz ya da çare sizsiniz. Mutluluk kimseyi değiştirmeden karşına almadan olduğu gibi kabul etmektir.
Büyükler buyurdular ki; feyz almak için evvela o feyzin gelmesi muhabbetle olur. Feyzin gelmesi için sevgi şarttır, fakat gelen feyzden istifade edebilmek için haramdan sakınmak lazımdır. Herkesin yaptığı işten, ne olduğu, kim olduğu ve tarafı belli olur. Bir gün Cafer-i sadık hazretleri rahmetullahi aleyh buyurdular ki: “ insanların birbirilerine iyilik yapmaları, ihsanda bulunmaları için, Allah-u Teala faizi haram etti. Faiz haram olmasaydı, birbirilerine karşılıksız iyilik yapan kalmazdı. Yapılan her iyiliğin karşılığı olarak dünyada menfaat bekleyen çok olurdu.
Gönül kocamaz derler, gerçekten de insanlar ne kadar yaşlanırsa gönlü hep o kadar gençtir… gençlikte arzu ettiği duygular, hevesler ve idealler olanca tazeliğiyle hep durur… Ne çare ki biyolojik olarak vücudun yaşlanması kaçınılmazdır. Bir yere kadar diyerek teklemeye, aksamaya, dökülmeye başlar… Her ne kadar onu tamir etmeye, iyileştirmeye çabalasa da bu yolculuğu beden gönülle birlikte aynı hızda sürdüremez… Gençlik denen halde aslında bedenle gönlün aynı tempoda birbirine uyum sağladığı dönemlerdir… Yani gönül sonsuzluk üzere var iken beden zavallıdır. Zavallı kelimesi zavallı kelimesi zeval kökünden gelir. Zeval sonlu, sonu olan demektir. Allah devlete zeval vermesin sözü de buradan gelir.
Bir sonraki sayıda görüşmek ümidiyle esen kalınız.