Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşundan itibaren kutlanmaya başlanan MİLLİ BAYRAMLAR için geçmiş yıllarda “Ya adam gibi kutlamalar yapılsın, ya da hiç kutlamayın” diye yazdığım çok olmuştur. Ama görünüyor ki bazıları artık çok rahatlamışlar. Çünkü kutlamalar iki çiçek, bir konuşma ile 2 dakikada bitiriliyor. Buna resmi kutlamalar deniliyor. Gerisi yok.
Oysa bu Vatan Kurtuluş Savaşını bir tek Mustafa Kemal Atatürk’le değil tüm Türk Milletinin canları pahasına kurtarılmış ve dolayısı ile bu bayramlar Milletle birlikte kutlanır olmuş.
Bu günlerde Milli Bayramların kutlama şekline bakıyor üzülüyorum. Devlet törenleri belli il veya bölgelere alınmış, kim nerede nasıl kutlama yapacağı belli değil. Halk ise bu kutlamaların içine bile alınmıyor. Bahane ise Öğrencilere bu kadar işkence çokmuş.
Rahmetli Erbakan Hoca’nın deyimi ile; “Hadi ordan, hadi ordan...
İnsanın içinde ki neyse yani fikri neyse, zikri de o olur diye boşuna dememişler.
Hayatım boyunca bir kesim Atatürk’ün nerede ise putlaştırıldığını ima edip çığırtkanlığını yaptı durdu. Neymiş Atatürk bu kadar çok ön plana çıkartılarak onun heykellerine bayrak, çelenk koymak onu putlaştırırmış. Bu söylemleri yıkmak gerekir bahanelerini yıllarca dillendirdiler. Ve olan oldu. Artık Atatürk’ün ölüm yıl dönümlerinde anıtları yanına meşale yakmak yasaklandı. Sonra sığ alanlarda ölüm yıldönümleri kutlanmaya başladı. Kimse fark etmedi. Ve olan oldu milli Bayramların kutlamaları dar alanlara ve dar kalıplara sokulmaya başladı. Bu Ülkenin kurtuluşunda önder olan Atatürk’ün adının silinmesi için uğraşılırken, onun en büyük destekçisi, vatan, bayrak diye canını veren MİLLET bayramlardan arındırılmaya başlandı. Resmi kutlamalar ise tam bir şölen. Herkes kafasına göre kutlar oldu.
Memleketin siyasetçileri, bürokratlarının durum ve halleri böyleyken dikkatimi çeken olay elin gavuru dediğimiz yabancı sermaye dikkatimi çekti. Hemen tüm yerel basına tam sayfa verdikleri kutlamalarla Cumhuriyet Bayramını kutlarken, bu ülkenin evladı olan, ülkemde doğup büyüyen çoğu Belediye Başkanları, İş adamları, Kurum ve kuruluşlarda TIK yok.
Evet yabancı sermaye olan ve Terme’ de Santral kurmak için yırtınan, halkın direnişi ile sürekli zorlanan OMV, Hatırı sayılır reklamları ile boy boy 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlarken, Belediye Başkanlarının, İş adamlarının ve Sivil Toplum Örgütlerinin MİLLETİMİZ UNUTMUŞ, VURDUMDUYMAZ HALE GELMİŞKEN, ELİN YABANCI FİRMASI KUTLUYORSA BU MİLLETE YAZIKLAR OLSUN. Milletin sessiz kalması çok manidar olmasa gerek.
Hani dün Milli Bayramlarımızın en büyüklerinden birini kutladık ya!. İçim yangın yeri gibi yana yana kutladık. Artık bu kutlamalara CUMHURİYETİMİZİN 89. YILI KUTLU OLSUN demekten utanıyorum. Ben hadi utanıyorum da… Utanması gerekenler utanıyor mu, bir şeyler yapıyor mu merak ediyorum.
Sözde CHP ve ADD kutlamaları devlet protokolü dışında yapıyor ama onlarda bu işi eline yüzüne bulaştırıyor. Ülkenin Milliyetçiliğine soyunan MHP de ne TIK, ne TIS hiçbir halt yok. Onların varlığı da yokluğu da belli değil. O nedenle diyorum ki biz ve Türkiye nereye gidiyor. Yoksa Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi “Allah bu Millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” sözleri Allah korusun yavaş yavaş olgunlaştırılıyor mu? Aklıma gelmiyor değil hani.
Kısaca ve özü: Millet uyuşturulmuş, narkoza girmiş gibi tepkisiz, birileri bu törenleri unutturmaya çalışırken, bu ülkenin kurtuluşunu sağlayan MİLLETİN UYUMASI ve UYUTULMASI HAYRA ALAMET DEĞİL.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın.