Şeker-İş Sendikası Çarşamba Şube Başkanı Sinan Türe , yaklaşan Ramazan ayı öncesi vatandaşları tatlı konusunda uyardı. Ramazan’da iftar sofralarının sembolü haline gelen baklava tarzı tatlıları alırken insanların dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Türe, tüketildiğinde genizde ve midede yanma yapan mısır şurubundan üretilen tatlılardan uzak durulması gerektiği, aksi taktirde ileride insanların hayatına mal olabilecek hastalıklara davetiye çıkarabileceği uyarısında bulundu.
“Kilosu 5 TL’ye satılan ucuz tatlılar zehirlenmelere yol açabilir”
Sinan Türe, “ Tatlı tüketiminin çok fazla olduğu ülkemizde özellikle Ramazan ayında sofralarımızın vazgeçilmezi olan baklava tarzı tatlılar insanların ekonomik zaafından faydalanan bazı merdiven altı imalatçılar tarafından çok düşük fiyatlarda piyasaya sürülüyor. Öyle ki; piyasada 5 TL’ye kadar tatlı bulmak mümkün. Ancak, merdivenaltı diye tabir edilen imalatçılar tarafından insan sağlığını hiçe sayarak üretilen bu tatlılar tüketildiğinde insanın ömrünü karartabilecek hastalıkların da önünü açabiliyor.” dedi
Başkan Türe, “Özellikle Ramazan ayında iftar sofralarında tatlı tüketiminde vatandaşların temkinli davranması gerektiğinin altını çizdi. Tüketilen tatlıların kalitesinin insan sağlığı açısından büyük önem arzettiğini kaydeden Türe, şunları söyledi:
“NBŞ kotaları Danıştay Kararına rağmen her yıl olduğu gibi bu yıl da Şeker Kurulu’nun akıl almaz raporları doğrultusunda hükümet tarafından yüzde 35 oranında artırıldı. Bu karar aslında insan sağlığına atılan bombadan farksızdır. Ne yazık ki artırılan kota oranları sebebiyle piyasada emsallerinden 4-5 kat daha ucuza satılan tatlandırıcılardan üretilen mamullere alım gücü düşük insanlar büyük rağbet göstermektedirler. Yapay tatlandırıcıdan üretilen ürünlerin kullanılmasıyla dünya ülkeleri örneklerinde olduğu gibi obeziteye bağlı yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması, kalp rahatsızlıkları ve pankreas kanseri sayısında ülkemiz için de kara tablo ortaya çıkabilir..
Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) olarak bilinen mısır şurubundan elde edilen tatlandırıcıların cirit attığı piyasada bu ürünler son zamanlarda pancardan elde edilen şekerin yerini almaya çalışmaktadır. Yapay tatlandırıcı katkılı tatlıların gündelik hayatta kontrolsüzce yaygınlaşması paralelinde özellikle Ramazan ayında ve bayramlarda yoğun olarak tüketimi de artış göstermektedir.”
“Ramazan ayı fırsatçılarına fırsat vermeyelim”
Yapay tatlandırıcıdan üretilen tatlıların gıda güvenliği ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturmaması için tüketicilere önemli sorumluluklar düştüğüne vurgu yapan Türe, “İşte Şeker-İş Sendikası olarak bu manada sorumlu sendikacılık gereği insanlarımızın sağlığını gözeterek bilinçlendirilmeleri adına geçtiğimiz ay düzenlediğimiz ‘NBŞ’lere hayır pancar şekerine evet’ kampanyasında 300 bine yakın imza topladık. Halkımızın teveccühüyle imza kampanyasına büyük destek vererek hislerimize tercüman olması bizleri fazlasıyla memnun etmiştir. Tıp çevreleri de yaptığı çalışmalarda tatlandırıcıların insan sağlığına olumsuz etkileri üzerinde görüş bildirmektedirler. Ramazan ayında ve bayramlarda piyasada olmayan, sadece belirli zamanlarda ortaya çıkan ve çarşı-pazar tezgahlarında rastgele satılan tatlı, çikolata ve şekerlemelerin kimyasal boya, tatlandırıcı ve metal içerdiği için insanlarda zehirlenmelere yol açtığı ve sürekli kullanılması durumunda ise kansere neden olabileceği sürekli olarak dile getirilmektedir. Eğer bilinçli bireyler olarak bizler, sağlığımızı düşünüyorsak, bu tür ürünleri tüketmeyerek fırsatçılara en büyük darbeyi vurmalıyız” dedi.
Uzakdoğu’dan ithal edilen tatlandırıcılara dikkat!
Genellikle Çin, Singapur, Tayvan, Hollanda, Amerika, Almanya gibi ülkelerden ithalat ya da bavul ticareti yoluyla gelen bu yapay tatlandırıcıların, ülkemiz ihtiyacının çok üzerinde ithal edildiğine dikkat çeken Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Sinan Türe , “Pancarı, kamışı, üzümü kaynattığınızda pekmez oluyorsa, bu ürünlerden elde edilen sakaroz ve glikoz doğaldır. Çünkü bu ürünlerden elde edilen şekerler, doğada var olduğu şekliyle yani karbon bağ yapısına hiçbir müdahalede bulunulmadan soframıza gelmektedir. Oysa bir çok kimyasal işlemden geçirilen tatlandırıcılar hiç de masum değildir” diye konuştu.
HABER MERKEZİ