Uzunca bir dönem ara verdiğim yazılarımın ana temasıydı..Benim için öylesine janjanlı bir kelimeydi ki, hacı yatmaz gibi neresinden çekerseniz çekiniz hep ayakta kalırdı. Dahası, bir matruşka bebekti. İç içe geçmiş ve birbirinin kopyası olan bebeklerden farkı yoktu. O yüzden, siyasi arenada “gelen gideni aratmazdı, çünkü gelenin gidenden farkı yoktu..!” Bu algım ne zaman değişir, bilmiyorum. Ancak, değişmesi şart! Çünkü, bu milletin siyasetten beklentisi çok yüksek. Bu nedenle umutsuzluğa yer olmamalı. “Böyle gelmiş, böyle gider,” denmemeli!
Geçmişte, siyasetle ilgili bir yazımda şunları anlatmışım;
“Siyasi rant ve kavgaların eksik olmadığı yerlerde, hırs ve töhmet de eksik olmaz. Hırs insanlık için bir afettir. Sahibini cayır cayır yakar da, kimsenin haberi olmaz. Huccet’ül İslam İmam-ı Gazali Hz.’leri Yöneticilere Altın Öğütler isimli eserinde şunları yazmıştır. “Hikmet ehli alimler demişlerdir ki: Şu üç şey çirkin şeylerdir; fakat bunların şu üç kişide olması daha da çirkindir:
1- Hiddet kötü bir şeydir; onun sultanda olması daha kötüdür.
2- Mal hırsı kötü bir şeydir; onun alimde olması daha kötüdür.
3- Cimrilik kötü bir şeydir; onun zenginde olması daha kötüdür.”
Hikmet ehlinden birisine: "İnsanlar arasında en çok bulunan şey nedir?" diye sorulduğunda şu cevabı vermiştir: "insanlar en fazla tedbir almakla uğraşırlar; halbuki her şeye güçleri yetmez. Bu kadar çok tedbire rağmen, hacetleri devam eder. İnsanlar, fakirlikten başka her şeye hırslıdır; fakirliğe yönelen kimse yoktur; çünkü herkes zengin olma peşindedir. Kimse kederli olmaya hırslı değildir; çünkü herkes mutlu ve refah içinde olma derdindedir. Kimse ölmeye heves etmez; çünkü herkes yaşama hırsı içindedir."
Hikmet sahiplerinden Ebu'l-Kasım der ki: "İnsanın helaki iki şeydendir; bunlar günah işlemek ve sürekli kendi görüşüne göre hareket etmektir."
Denilmiştir ki: "Mal ve makam hırsına kapılmış kimse ile sohbet etme; karakteri bozuk kimseden vefa bekleme!" Bir hikmet ehli de şöyle der: "Şu zamanda iki şey garip kalmıştır; din ve fakirlik."
İmam-ı Gazali Hz.’lerinden aldığımız bu öğütler; hırsın her türlüsünün sahibini nasıl yok ettiğini izah etmektedir. Mal ve makam hırsına kapılmış bir kimse ile karakteri bozuk bir kimse arasında hiç de fark olmadığını öğrenmiş olduk. Öyle ise; insanlara faydalı şeyler yapan bir idarecinin hırsına esir olması, onun makbul biri olmasına mani olmaktadır. Hırs da tıpkı içki gibi kötülüklerin anasıdır. Mevki ve makam hırsına kapılmış birinin, kendisine rakip gördüğü herkesi töhmet altında bırakacağı tabidir. Bu kişiler, kendi hırsına hizmet etmeyen hiçbir kimseyi yanında görmeyi dahi tahammül edemez. Bu maksatla türlü türlü manialar uydururlar. Haber vermezler. Kimseyle istişare yapmazlar. Bu psikoloji, hırsının ona verdiği cesaretin tezahürüdür. Akıl ve şuuru sadece hırsına hizmet eder. Bu durumdakiler için bizim halk dilinde “kargadan başka kuş tanımaz” tabiri kullanılır. Allah böylelerine akıl, fikir ve izan versin. Hakkı ve hakikatı anlamayı nasip eylesin. Bu fakiri de hırs illetinden ve şuursuzluktan emin kılsın.
Pek çoğunuz durduk yerde bunları niye yazdım diye söylenebilir. Birileri için yazılmış sözler değil! İmam-ı Gazali Hz.’lerinin bir devirdekiler için yazmış olduğu bu sözleri, her daim kulağımıza küpe olması için kaleme aldım. Bu nefis insanoğlunun teninde olduğu müddetçe, hatadan emin olmadığımız için bir hatırlatma! Anlayana sivri sinek az, anlamayana davul zurna az.”(20.12.2014 tarihli yazımdan)
Bir sonraki yazımızda buluşmak ümidiyle, Allah’a emanet olun..