Sevgili okurlarım.
Hatırlarsanız bizim yaptığımız yorumlar, ileriye dönük iddialar ileri görüşlülük ve geleceği net okumak olmasına rağmen,
Bazı çevrelerce bu farklı yorumlara neden oluyor. Dün bu konuda da şakalaştığımız sevdiğim bir kişi ile bu konuyu masaya yatırdık. Aslına bakarsanız bu konu veya yazımla onunla hiç alakası yok. O nedenle o sevdiğim insana da buradan kendisi ile alakalı olmadığını bu yazımın net olarak bilinmesini isterim. Çünkü bu memlekette nasıl bir öngörü yaparsanız hemen birilerine yamanıyor, suçlanıyor ve hedef gösteriliyor. O nedenle bu açıklama ile giriş yapmak istedim. Bilginize….
***
Gazeteciler kendi meslekleri gereği hemen herkesimle oturup konuşur, dinler, araştırır ve sonra bu bilgileri önce kendi belleğinde harmanlar ve sonrasında bazı kesim bilgileri sizinle yani okuyucusu ile paylaşır, kalanını ise geleceğe yönelik yatırım olarak beyninin bir köşesine yazar ve geleceği tahmin etmeye başlar.
Şükür bunu bu ilçede en iyi yapanlardan olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim. Buna birileri kendini beğenmiş diyebilir. Ya da bazı kesimler gibi bu olgu ve düşünceye ŞİZOFRENİ derler.
Hatta bazıları TSK dan neden malulen emekli olduğumu araştırma zahmetine bile girmeden halkın karşısında adımızı lekelemeye kadar gidecek şekilde ŞİZOFREN demese bile DELİ söylemleri ile hakaret, ve görevim esnasında halkla aramızda mesafeli, personellerimle sorun yaşamama bile neden olmuştur. O konu ayrı ve vakti geldiğince gereken cevap yasalar tarafından inşallah verilecektir.
Her koyun kendi bacağından asılır derler ama; 4 bacağı asan bazen bir kişi bazen 4 kişi olur ki, demek oluyor ki bu işte suçlu bazen bir, bazen 4 kişi oluyor. Yani koyun kendi bacağından sorumlu ama aslına bakarsanız asan 4 kişi de sorumlu oluyor. Anlaşılmadıysa bekleyin günü geldiğinde açıklayacağım.
***
Her neyse gelelim konumuza. İleri görüşlülük bu memlekette ŞİZOFREN hastalığı ile yargılanmaya başlamış.
Neden? Çünkü birilerinin yapmayı planladığı, ikili görüşmeler dahi tarafımdan deşifre edildikçe bu söylemle hakaret, karalama ve halk arasında yıpratılmaya kadar götürülüyor.
Peki, ŞİZOFREN hastalığı nedir?
“Şizofreni kişilik bölünmesi, zayıf kişilikli olma, zeka geriliği veya tembellik değildir. Önemli ruhsal hastalıklarından birisidir. Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe, mantıksal düşünme yeteneği kaybı, normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür. Aynı zamanda hatırlama ve normal konuşma yeteneği genelde kaybolur”.
İşte bu tip hastalığa rağmen hala birilerince bilzer ŞİZOFREN, DELİ gibi mantık dışı, kendi hata ve eksiklerini halkın karşısında, içinde, sorulduğu yerde bilgi ve becerisini anlatmaya başlayınca savunma mekanizması olarak kullanılmaya başladığı görülmektedir.
Demek ki o vakit, asıl bizler şizofreni değil, tam aksine bizim söylemlerimizi beynimizi onlardan daha fazla çalıştırıp, kendilerinin hata ve eksiklerini kendilerinin duyabileceği şekilde dile getirince, bu hastalıkla itham ediliyoruz.
Peki asıl ŞİZOFREN biz mi, yoksa bu tür dedikoduları ve ithamları yaparak sorunsuz ve halkın önünde belirli bir makam ve mevkiiye sahip insanları halk içinde rencide, hakaret edenler mi hastalıklıdır sizce?
Sorun aslına bakarsanız; Bazı insanlar yaptıkları tüm gizli işlerin piyasaya çıkması sonrasında kimden duyuyorsalar o insanları hastalıklı görmelerinden kaynaklanmaktadır. Yani hastalıklı olanlar aslında kendileridir.
Yani iki kişinin bildiği bir sır, sır değildir.
Atalarımız boşuna dememiş bu lafları. O vakit bazı gizli saklı yapılanları dışarıdan birileri duyuyor, iyi etüt edip bunları ileriye dönük güzelce harmanlayıp sizlere sunuyorsa o şizofren ya da hastalıklı demek değil, aksine kendilerinin beyinlerinin bir bölümünde kirli, pis işlerin var olduğunu gösteriyor. O vakit makamı, mevkisi ne olursa olsun herkes kendisine önce dikkat etmeli ve başkasına çamur atmaktan vazgeçmelidir. Bunu yıllardır yaşıyorum. İşin aslına bakarsanız zeki olduğumu birilerinin söylemesi hoşuma gitmiyor değil. Ama çok zeki olunca beyni çalışmayanların şahsınızı şizofren olarak nitelendirmesi sıkıntı. Hastalıklı beyin kendilerininmiş demek ki. Yani biz gocunmuyoruz aksine seviniyoruz. Geleceği iyi etüt ettiğimiz için. Ya diğer beyni kirli, pisliğe çalışanlar ne oluyor?. Bu tiplere hasta bile demeye dilim varmıyor.
Sonuç;
ŞİZOFREN diyenlerin kendilerine bir bakıp doktora gidip iyi tedavi olmalarını bekliyorum. Biz kendimizi de çevremizi de, konuştuğumuz insanları da şükür iyi bilir hiç yolda bırakmayız, onu yolda başkasına terk etmeyiz.
Dün sarıldıkları insanlara bu gün olmadık laf söyleyenlerin kendi beyinlerinde ki hastalıklı ruh hallerini doktor kontrolüne alarak tedavi ettirmelidirler. Bizden söylemesi. Hele ki bu tipler bizi yönetirse Allah korusun. İşin vahameti daha da kötü sonuçlar doğurur.