Bireysel verilere işin uzmanı olmayan kişiler tarafından dahi ulaşılabildiğini belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Çarşamba Melek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Mustafa Solmaz, kişisel veriler konusunda insanların farkındalık ortaya koyması gerektiğini söyledi.
OMÜ, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu(BTK) ile OMÜ Siber Güvenlik Topluluğu tarafından "Samsun Bilgi Güvenliği Zirvesi" düzenlendi. OMÜ Mühendislik Fakültesi Toplantı Salonunda yapılan zirvenin ikinci gününde OMÜ Öğretim Görevlisi Mustafa Solmaz "Kişisel Verileri Koruma Kanunu ve Bilişim Etiği" konulu sunumunu yaptı.
"Her yerde herzaman bir iz bırakırsınız"
İnsanın geride her zaman bir iz bıraktığını belirten Solmaz, "Dünyada var olan hiç bir şey yok edilemez. Var etmekte yok etmekte Allah'a mahsustur. Yok edemezsiniz hep bir iz bırakır. Her yerde her zaman bir iz bırakırsınız. Konuşmalarımız bile frekans olarak evrende yer alıyor. Bu izleri siz dikkate almalısınız bile sizin dışınızda başka kişi yada kuruluşların bunları takip etmesi mümkün olabiliyor. Günümüzde uzman olmayan kişiler bile bu konuda çalışmalar yapabilme şansına sahip. Bu durum sizin verilerinizin herkesin eline geçmesi durumunu doğuruyor. Bir kişi İstanbul'da bir otelin önünden otelin ismini zikretmiş. Bir kaç saat sonra telefonuna, otelin içinde bulunduğu bir promosyon mesajı gelmiş. Yani bizim telefonlarımızın hoparlörleri bile kullanım iznini verebileceğimiz bir şey" dedi.
"Verilerimizin insanlar tarafından kullanılmasını engellemeliyiz"
Verilerin korunması hakkında bireylerin bilinçli olması gerektiğini belirten Solmaz, "Özellikle devlet ve özel kuruluşların elindeki kişisel verilerin korunması için 2016 yılında çıkan Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Kanun büyük önem taşıyor. Bu kanunla yapılmak istenen veri sorumlusu veri işleyen şeklinde iki aktör ortaya koyarak verilerin hukuki anlamda sağlıklı bir şekilde korunmasını sağlamak. Avrupa Birliği Mayıs ayından itibaren bu güvenli ortama geçmeyi düşünüyor. Bizim de kısa bir zamanda bu niteliği yakalayabilmemiz gerekiyor. Özelikle bilişim hukuku konusunda 10 saniyede bir, virüsün telefondaki uygulamalara, internete girebildiği bir ortamda cezai müeyyidelerden çok; bireyin kendi verilerini takip etmesi, bu verilerin kimler tarafından kullanıldığını bilmesi gerekir. Kanunlar, bireyin verilerinin kimler tarafından kullanıldığını bilmesi şansını veriyor. Hepimiz bu konuda farkındalığımızı ortaya koyarak verilerimizin peşine düşmeliyiz. Verilerimizin insanlar tarafından kullanılmasını engellemeliyiz. Yapılabilecek şey bu. Aksi takdirde ne kadar düzenleme yaparsak yapalım özellikle bilişim konusunda bizim içinde olmadığımız bir yapının sonuç vermesi zor" diye konuştu.