Ne siyaset, ne ekonomi hiç bir şey bu acıyı kapatmaz. Acı dolu YÜREKLER SOMA'DA TOPRAK ALTINDA KALDI...
Manisa'nın Soma İlçesinde bulunan bir Özel Kömür madeninde işçilerin vardiya değişimi esnasında meydana geldiği iddia edilen Trafo patlaması ile birlikte iddialara göre 400 e yakın işçi göçük altında kaldı. Ve bu olayın duyulması ile Ülke adeta şoka girdi. Bu olay ayrıca Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez böyle büyük bir acı sanırım Ülke de yaşanıyor.
Nasıl yaşanmasın ki!. Acı düştüğü yeri yakarmış... Evet yüzlerce anne, baba,akrabanın yüreklerine tıpkı Kömür madeni içinde ki gibi yangın düştü. Belki ne yazarsak yazalım ateş bir kere yüreklere düştü. Nedenleri, niçinleri, nasılları artık bu saatten sonra konuşmanın anlamı da yok, manası da...
Ama her kötü olay sonrasında denir ya!. Olan oldu bu acıyı unutmadan, rabbim bir daha böylesi acı vermesin ama gereken önlemler alınmalı. Dünya da teknolojinin ilerlediği ortam belli. Ocak madeni içine hatta taa kömür çıkartılan yere kadar nerede ise kamera döşenebiliyor.Bu teknoloji olmasa gerek.
Teknoloji her ihtimali göz önünde bulundurarak yerin kilometrelerce altında olası bir kaza, patlama gibi olaya karşı alternatiflerin düşünülerek uygulanmasıdır. Bunu tüm yer altında işçi çalıştıran firmalar yapıyor mu bilemiyorum.
Soma olayını duyar duymaz aklıma Şili' de meydana gelen kömür madeninde ki göçükten 69 gün sonra sağ çıkartılan 33 kömür madeni işçisi olayı geldi. Hatırlarsanız; Şili’nin San Jose şehrinde 4 yıl önce 5 Ağustos 2010 tarihinde kömür madeninde yaşanan göçük nedeniyle 33 işçi içeride mahsur kalmıştı. Yerin kilometrelerce altında mahsur kalan işçiler sebebiyle dünyanın gözü bir anda buraya çevrilmişti. Onca gün işçilerin sağ kalması için üstün bir çaba harcanarak açılan deliklerden işçilere yiyecek ve içecek sağlanmıştı. Ardından asansör gibi çalışan 4 metre uzunluğunda hazırlana bir kapsül onları yeryüzüne taşımıştı. O özel kapsülle işçiler teker teker yukarı çıkarılmıştı.
Burada fark içerde trafo patlaması ve akabinde sanırım yangın ve karbon monoksitin ocak koridorlarını kaplamasıdır. Bu sıkıntıyı arttıran ve umutları kıran en büyük kötü faktördür. Ama Adamlar günlerce yerin kilometrelerce altında kaldılar ve aylar sonra yeryüzüne canlı çıkartıldılar. İzledik, okuduk, gördük.
Ama bizim ülkemizde umutlar olayın hemen akabinde tükenmeye başlamış bir profil ve açıklamalarla izlenmektedir. Gerçi mücadele sürüyor ama en basit şekli ile ne olursa olsun bizim Ülkemiz farklıdır. Çünkü bizde en kötü olaylar, acılar, dertler en fazla 10 gün yaşanır ve unutulur. Ta ki yenisi bir daha olana kadar.
Şimdi desek ki: Bu maden veya başka madenlerde bu emniyet konuları ne kadar alınmış. Firmalar çok kazanacağım diyerek önlem almıyorsa bizim gelişmediğimiz, modern görünümlü olduğumuz ancak hala orta çağ zihniyeti ile yaşadığımız anlamına gelmez mi?
Artık: İşçilerin can güvenliği içinde alternatif yollar, önlemleri alınması gerekmez mi!. Ölenlerle evet ölünmüyor ama ölüm bu kadar da bedava olmamalıdır.
Son olarak; Soma'da kömür madeninde başbakanın son açıklamasına göre 238 idi ne kadar arttı veya artacak belli değil ama, şimdilik biz bu bilinen işçi kardeşlerimize ALLAHTAN RAHMET, kederli ailelerine ve ülkemize başsağlığı diliyorum. Yaralı kurtulan işçilerimize ise geçmiş olsun ve sağlık sıhhat diliyorum. İnşallah daha da artmaz kalan işçilerimiz de sağ salim ocaktan çıkartılır.
3 GÜN YAS İLAN EDİLDİ. İyi düşünüldü ama...
Bence biz yas ilan etmeyi düşünmeden ya da çok para kazanmayı düşünmeden önce artık insanımıza, değer verelim yeter...
Çünkü Soma'da ki o maden de sadece 200 ü aşkın insan değil ülkenin yüreği, kilometrelerce yerin altında çaresiz bırakılmıştır. Bilinmesi gereken budur...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...