Kendi milli ve manevi değerlerimiz ile modern dünyanın dayattığı değerler arasında kalan gençliğin bugün bir belirsizlikle karşı karşıya olduğunu belirten İl Temsilcisi Mümin Argun, “Bir ülkenin geleceğe güvenle bakması, yetiştirdiği gençliğin kendisiyle barışık, çevresiyle uyumlu, sağlıklı, duyarlı ve tutarlı olmasıyla mümkündür” dedi.
Türkiye’de uyuşturucu ile mücadele konusunda kolluk kuvvetlerinin önemli çabalarının olduğunun altını çizen Argun, “Ancak asıl mesele sinek yakalamak yerine bataklığı nasıl kurutabiliriz düşüncesi içinde olmak gerekir. Bir suçlu nesil yetişiyor, sadece yakalamakla ve ceza-i müeyyideler uygulamakla nereye kadar? Tüm bunları sorgulayıp ona göre çözüm üretecek çalışmalar üretmeliyiz. Eğer millet ve devlet olarak insanlığımızı kuşatan bu zehirli sarmaşıktan kurtulmak için elimizden gelenin üstünde bir mücadele vermez isek daha çok, hapishaneleri ziyaret eder, dizlerimizi döver ya da kuvvetle muhtemel mezarlıklarda Fatihalar okuruz!” diye konuştu.
GENÇLERİ BU FELAKETTEN KORUMAK MİLLİ BİR VAZİFEDİR
Kurum yetkililerine ve ailelere uyarılarda bulunan Argun, “Sinsice, toplumun geneline yayılmaya başlayan bu illetin tehlikesini fark edemeyişimizden ötürü yetişmekte olan ‘suçlu nesil’ bizlere de vebal yüklemekte. Durum böyle iken neden bizler sivil inisiyatif olarak öncü rol üstlenmiyoruz ve sadece devletin bu konudaki çalışmaları ile yetiniyoruz? Bunun da yetmeyeceğini bile bile neyi bekliyoruz acaba? Artık bir sorumluluk alma vaktimiz gelmiştir, hatta geçmektedir. Üstleneceğimiz sorumluluklarda elbette ki kamu kurum ve kuruluşlarından da destek istemeliyiz. Başta ilçe kaymakamlığı, ilçe belediyeleri olmak üzere bu konuda insiyatif alabilecek sivil vatandaşlarımız ile istişareler edip neler yapabiliriz, beyin fırtınası oluşturabiliriz. Tüm bunlar bizim elimizde. O halde, karanlık gördüğümüz gelecek nesillerin aydınlatılması neden bizim ellerimizle olmasın? Bilhassa gençleri bu felaketten korumak ve kurtarmak insani ve milli bir vazifedir. Bu bataklığa saplanan gençler, tehlikeyi bilmediklerinden basit bir hevesle ve kötü arkadaşların telkini ile beden ve dimağlarını, istikballerini uçuruma atmış olmaktadırlar. Evlatlarının geleceğini düşünen anneler babalar, Türkiye'nin geleceğini düşünen etkili ve yetkililer, ufukta değil kapımızın eşiğinde olan, büyük bir felaketin çocuklarımızı sarmalamakta olduğunun bilincini yakalayalım ve mücadelesini verelim. Anneler, babalar lütfen sizler de uyanın artık. Önemsemeden, umursamadan hareket ederek yasal da olsa kullanımda bulunan maddelerin zararlarını görmezlikten gelmeyelim. Her şeye rağmen sorunları olan çocuk ve gencin yöneleceği adres kendi ailesi olmalıdır. Toplumda hiç bir kurum sağlam bir ailenin görevini yerine getiremez. Halbuki bütün insanlık sağlık, huzur ve güven dolu bir hayata erişmenin özlemi içindedir. Bu da sağlam bir aile yapısına, iyi bir çevre ortamına ve yarınları emanet edeceğimiz gençliği iyi yetiştirmemize bağlıdır” şeklinde konuştu.