Bu hafta sonu hiç istenmeyen olaylar yine Çarşamba’da yaşandı.
Önce hafta sonuna girdik dediğimiz akşam uzun süreden beridir sessiz ve sakin olan İlçe sokaklarımız mermi sesleri ve bir hayatın yok olması, bir kişinin yaralanması ile sonuçlanırken İlçe halkı bir kere daha derinden sarsıldı.
Tam bu konular konuşurken bu defa Pazar günü sabaha kadar ben diyeyim 2-3 halkın deyimi ile 5-6 trafik kazası olayı üzüntüleri arttırdı.
Trafik kazalarının özellikle Dikbıyık beldesinde meydana geleninde içimiz kan ağladı. Bir anne kızı ile alış veriş yapıp evine dönerken trafik kazası neticesinde hayatlarını kaybettiler.
Hayatını kaybedenlere mi acısak, yoksa bu olaya neden olan aracın şoförünün ömür boyu çekeceği vicdan azabına mı?
Cezası zaten işin cabası…
Tam da milletin huzur ve rahata kavuştuğu bir günde.
Sonra Çarşamba giriş ve çıkışı, ilçe merkezinin belli bölgelerinde yıllardır üst, alt geçitler eksik yapılmalı dedik kimse tınlamadı.
Üstüne var olan Beylerce, Kavakdibi mevki ve 4 yol ilçe ana girişinde ki trafik lambaları da evlere şenlik bir halde yanıp sönmeye başladı.
Hatta bazı kaza sonrasında ki iddialar çok vahim.
Her iki tarafa da yeşil yanıyordu bizde geçtik.
Yani Karayolları bu konuya duyarlılık mutlaka göstermelidir. Aksi takdirde daha çok canlar bu hafta sonunda ki gibi acı ve ıztıraplarla devam edecektir.
Eğer sorumlu olanların vicdanları rahatsa laf yok. Yok değilse acil bu alanlara çözüm yolu bulmalıdır.
Diğer konumuz yani köşe yazımın ilk konusu cinayet hususunda ise;
Çarşamba değişiyor dedik.
Şükür değişiyor ancak hala bazı eski düşünce tarzları ve fikirlerin sürdüğünü görmek çok acı. Keşke hiçbir olay böyle yaşanmasaydı.
Keşke herkes hakkını dağ kanunları ile değil de YASA, KANUN ve YARGI yolu ile çözümlendirse.
Yani bu İlçede herkes kendi kendinin kanunu uygular, yasaları, Polisi, Adliyeyi devre dışı bırakıp çare aradığı sürece bu dertler yaşanacaktır.
Polis ne yapsın. Herkesin kapısına bir polis mi dikecek ve koruyacak.
Ama bence hala bir şeyler eksik.
Kim neyi eksik yapıyor, kim neleri görmezden gelip üzerini küllemeye uğraşıyorsa ONLAR SUÇLU derim.
Bir vatandaş Polisi, Adliyeyi arayıp yardım istiyor, şikayetçi olup, gerek yok bu adam kendi kendine huylanıyor gerçek değil şeklinde yüzeysel geçiştiriyorsalar bazı şikâyetleri;
Birileri de bu nedenle gidip birilerinin canını yakıyor veya hayatını alıyorsa.
Sizce suçlu kim?
Şikayetçi olanlar mı?
Derdini yasal yoldan arayıp çözemeyenler mi?
Kim?
Ben hala bu konuyu düşünüyorum. SUÇLU KİM?
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…