Suriye'nin başkenti Şam'ın Doğu Guta bölgesinde eşi ve biri engelli 6 çocuğu ile yaşayan 60 yaşındaki Favziye Bedran, Şam'da kurulu bir pazar alanında Esad rejimine ait uçakların bombalaması ve ardından yaşanan çatışmalarda eşi ve 2 çocuğunu kaybetti. Biri engelli 4 çocuğu ile kalan Favziye Bedran, 40 yaşındaki engelli kızı Muna'yı alarak, ülkesinden kaçmayı başardı. 2 oğlunu Suriye'de bırakan acılı anne ve yanındaki zihinsel engelli kızı Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesine yerleşti. Viranşehir'deki vatandaşların yardımıyla başını sokabilecekleri ev bulan aile, soğuk havalarda hiç bir eşyası olmayan evde yaşam mücadelesi veriyor. 3 odalı evde, halı, battaniye, yorgan ve yatak gibi temel yaşam malzemeleri bile bulunmazken, zihinsel ve bedensel engelli Muna ise gün boyu beton zeminde oturarak, Suriye'ye dönme hayalini yaşıyor. hayatta kaldıkları ve Türkiye'ye geçmeyi başardıkları için şükrettiklerini belirten aile, her geçen gün şiddetlenen kış mevsimi nedeniyle hayır severlerin desteğini bekliyor.
"AÇLIKTAN KEDİ, KÖPEK YİYORDUK"
Suriye'deki iç savaş öncesi maddi durumlarının çok iyi olduğunu belirten Favziye Bedran, iç savaş ile birlikte bomba ve kurşunların ardından açlık tehdidiyle baş başa kaldıklarını söyledi. Bomba ya da kurşunlarla öldürülmekten çok açlıktan ölmekten korktukları için ülkesinden kaçtığını belirten Bedran, Suriye'de verilen fetva üzerine kedi ve köpek yemeye başladıklarını anlattı. Favziye Bedran, "Biz sadece Esad’ın ve onun destekçilerinin bombalarından kaçmadık. Bizi her gün biraz daha kuşatan açlıktan kaçtık. Kedi köpek yemeye başladık. Özellikle alış veriş yapılan pazarlara saldırı yapılıyor. En çok kayıplar burada verildi. Eşimi ve 2 çocuğumu da buralara yapılan saldırıda kaybettim” dedi.
Eşinin ve çocuklarının ölümünün ardından engelli kızı Muna'nın bomba ve kurşun seslerinden uyuyamadığını belirten Bedran, "Muna korkudan geceleri yatamaz oldu. Bunun üzerine Türkiye’ye sığınmaya karar verdik. Çünkü ölürsem, Muna'ya kimse bakmaz, çok acı çeker. hep bunları düşündüm ve 3 çocuğumu Suriye'de bırakarak, Muna'yı Türkiye'ye getirdim" diye konuştu.
Suriye'deki çocukları ile irtibat kuramadığını belirten anne Favziye Bedran, çocuklarının yaşayıp yaşamadığını bile bilmediğini söyledi. Engelli kızıyla birlikte, iç savaşın biteceği ve Suriye'ye dönecekleri günün hayalini kurduklarını belirten Bedran, "Eşimi, çocuklarımı Suriye'de bıraktık. Bir an önce barış olsun, ülkemize geri dönelim. Döndüğümüz de ne yapacağız onu da bilmiyorum ama yine geri dönmek istiyoruz" diye konuştu.
Suriye'ye dönerse ne yapmak istediği sorulan Muna ise eğilerek, doğduğu toprakları öpeceğini anlatırken, el işaretleri ve beden diliyle Beşar Esad'a kızgınlığını da ifade etti.
VİRANŞEHİR DERNEĞİ SAHİP ÇIKTI
Ailenin durumunu haber alan Viranşehir Derneği Başkanı Murat Karadaş, dernek imkanları ile temin ettiği battaniyeleri aileye teslim etti. Evin boş durumunu görünce yüreklerinin burkulduğunu belirten Karadaş, ailenin bir çok eksiği bulunduğunu ve bunları da imkanlar ölçüsünde tamamlamaya çalışacaklarını ifade etti. Türkçe konuşamaması nedeniyle derdini anlatmakta zorlanan aileye yardım elinin uzatılmasını isteyen Karadaş, devlet yetkililerine ve sivil toplum kuruluşları ve hayırseverlere çağrıda bulundu.