Uzmanlar, Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin büyük bölümünün kalıcı olacağına işaret ederek, eğitim imkanlarındaki eksiklikler nedeniyle marjinalleşme tehlikesine karşı uyarıyor. Son 5 yılda Suriye'deki iç savaş nedeniyle ülkesinden kaçan Suriyelilerin sayısı, haziran ayı itibarıyla 4 milyonu aştı. Türkiye ise resmi verilere göre 2 milyona yakın Suriyeli mülteciye kapılarını açarak "dünyada en fazla mülteciye sahip ülke" konumuna geldi. Ancak mültecilerin barınma, eğitim ve iş bulma gibi konulardaki sorunları her geçen gün artıyor.
"1,7 MİLYON SURİYELİ KENTLERDE"
Türk İçişleri Bakanlığı verilerine göre ağustos başı itibariyle 82 ilde 1 milyon 905 bin 984 kayıtlı Suriyeli bulunuyor. Ülke genelindeki 10 ilde kurulan 25 barınma merkezinde yaşayan Suriyelilerin sayısı ise 262 bin 134. Yani neredeyse 1,7 milyon Suriyeli, kentlerde kendi başının çaresine bakarak yaşamaya çalışıyor. Bugüne kadar Suriyeli mülteciler için 6 milyar dolar harcayan Türkiye, kötü giden ekonomi ve siyasal belirsizliklerin de etkisi ile mülteci sorununu her geçen gün daha ağır yaşamaya başladı. Üstelik Birleşmiş Milletler'in (BM) tahminlerine göre, Suriye'den mülteci akımı bu yıl da devam edecek ve 2015 sonuna kadar Türkiye'deki mülteci sayısı 2.5 milyona ulaşacak.
MARJİNALLEŞME UYARISI
Türkiye genelinde kamplarda yaşayan ya da yoğunlukla Güneydoğu olmak üzere kentlere yayılmış Suriyeli mültecilere ilişkin en önemli sorunlardan biri de mülteci nüfusunun yarısını oluşturan çocukların eğitim durumları. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Türkiye Sözcüsü Selin Ünal, kamp içindeki çocukların eğitime erişimindeki orana kıyasla kamp dışındaki çocukların erişimlerinin düşük olduğunu belirtiyor. Kamp dışında yaşayan yüz binlerce Suriyeli çocuğun eğitime erişimi konusunda acilen bir adım atılması gerekliliğine vurgu yapan Ünal, "Suriyeli mültecilerin sosyal olarak bulundukları ülkelerde uyumunun sağlanması önemli, aksi halde marjinalleşme riski artıyor." şeklinde konuşuyor.
"MÜLTECİLERİN YÜZDE 75-80'i TÜRKİYE'DE KALICI"
Suriyeli mülteciler konusunda en çok tartışılan noktalardan biri de halihazırdaki 'geçici koruma' statüsünün zaman içine vatandaşlığa dönüşüp dönüşmeyeceği. Mart 2015'te yayınladığı "Türkiye'deki Suriyeliler: Toplumsal Kabul ve Uyum" araştırması ile Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin durumuna mercek tutan Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HÜGO) Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan ise, kitlesel göçlerde süre uzadıkça kalıcılığın arttığına işaret ediyor. Ayrıca dönülecek 'anavatan' iyi durumda değilse de kalıcılığın arttığını belirten Erdoğan, "Her ikisi de Suriyeliler bakımından geçerli. Ben Türkiye'deki Suriyelilerin çok önemli bölümünün, yani yüzde 75-80'den fazlasının artık kalıcı olduğunu düşünüyorum." diyor.
"HALK, VATANDAŞLIK VERİLMESİNİ İSTEMİYOR"
Vatandaşlık hakkının ise kitlesel göçler bakımından en hassas ve en son düşünülen seçenek olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bütün dünyada böyledir. Bugün ABD'de bile 11 milyondan fazla vatandaş olmayan göçmen var ve yıllardır burada yaşıyorlar. Ancak eğer kalıcılık durumu netse, vatandaşlık dışındaki bütün statüler bir sınırı belirler ve uyuma da olumsuz yansır." değerlendirmesinde bulunuyor. Bu konuda toplumun tepkilerinin de dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Bizim yaptığımız bütün çalışmalarda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Suriyelilere vatandaşlık verilmesine net bir biçimde karşı çıktıklarını tespit ettik. Bence belirli bir sürenin üzerinde kalanların, önce Green Card türü bir statüye ardından da vatandaşlığa geçmesi gerekir." şeklinde konuşuyor.