Bu ne ilk ve ne de son olacak. AVRUPA bu. Rahmetli ERBAKAN HOCA’NIN ifadesiyle “ HRISTİYAN KULÜBÜ… “ Dünyadan dışlanmış olarak yaşamanız mümkün değil. Gel gör ki bu. Birinin ya da birilerinin kapısında kul köle olmak anlamına da gelmez. Devletler arasında “ DOSTLUK “ diye bir kavram yok artık. Olamaz da… Bu çağın gerçeklerine aykırıdır her şeyden önce. Güçlü olmak zorundayız. Büyük önder Rahmetli Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle. “ Hiç bir millet merhamet dilenerek ayakta duramaz.” Siyaset arenasında ki mücadelede söz konusu ULUSAL ÇIKARLAR olduğunda fedakarlık yapmayı, ne pahasına olursa olsun BİRLİK VE BERABERLİK içinde olmayı becereceksin. Üç beş oyun hesabını yapmayacaksın. Bilge kişi “ Tarihini bilmeyen ya da unutan milletlerin sınırlarını başkaları çizer.” der. Unutma ki sen tarihte OLMAZDAN OLUR YARATMIŞ VE TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİRMİŞ BİR MİLLETİN EVLADISIN. Şairce bir anlatımla…
TARİH YALAN SÖYLEMEZ
Zaman erir zamanın çarkında oluk, oluk.
Neden bitmek bilmiyor, kahır dolu yolculuk?
DOKUZYÜZYİRNİKİ, DOKUZ EYLÜL son perde,
Yaklaştık İKİBİNE, biz nerdeyiz, el nerde?
Bitsin bu kötü rüya, bitsin kabus dolu düş.
Nedendir bu bıkkınlık ve nedendir bu çöküş?
Bir nedeni olmalı, anlamsız yorgunluğun,
Dar günde devleşirken, var günde durgunluğun.
Sen olmazdan oluru yaratmış bir milletin,
Şartlara küs çocuğu, şartlardan daha çetin.
“YALAN SÖYLEYEN TARİH”, bu sözün noksanı var.
Tarihin günahı ne, yalacıysa yazanlar?
Bir “NAZLI PERİDİR O…” yalana yar oldukça,
Yalan doğar yalandan, bu dünya var oldukça.
Ki o “ NAZLI PERİDEN” çıkar umanlar varsa,
Umanlardan suçludur, bilenler göz yumarsa.
Bir suçlu varsa biziz, sustuk ya neden sustuk?
Ya bildik konuşmadık, ya da bilmeden sustuk.
Maziye hor bakmanın tohumunu eken biz.
Sonunda nesil nesil cezasını çeken biz.
Daha da bir acısı bir marifet bilerek,
Yücelmeyi denedik maziyi külleyerek.
Bir millet mazisiyle göğsünü gere gere,
Övünmezse nafile, varamaz hiçbir yere.
Milletler tarihiyle yargılansalar tek tek,
Tek bir suç bulunamaz boynunu büktürecek.
Ki onlar kim oluyor seni yargılayacak?
Suçun yok, olsa bile Tanrı yargılar ancak.
Hiç kimse senin kadar iyi tanımaz seni.
Kendin yaz, kendin oku sen kendi hikayeni.
Tanrı’nın “OL” dediği günler beri varsın sen.
Tarih senden sorulsun, ondan ihtiyarsın sen.
Öyle bir milletsin ki, dokuz değil bin canlı,
Zamana sen hükmetmiş, ihtiyar delikanlı.
Sen yazılana değil, yaptığına bak yürü.
Başın dik, alnın açık, kardan daha ak yürü.
Kimler ERGENEKON’DA demire, dağa, taşa,
Hükmederek dolaştı acunu baştan başa?
Şafak şafak doğupta, nedensiz sönenler kim?
BİLGE KAAN emriyle kendine dönenler kim?
MALAZGİRT’ te bu ele binayı kimler kurdu?
O ne kutlu ana ki ALPASLAN’ ı doğurdu.
Dese Tanrı “İstesin benden hakkını haklı”.
Tek millet sen olursun TANRI’ dan alacaklı.
Akın akın HAÇ’ lıya göğsünü gerenler kim?
Hak için, HAK yolunda canını verenler kim?
Kaç millet var kavuşmuş yeniden emeline?
SÖĞÜT’ te devletin harç kim koydu temeline?
Kardeş kardeş kanıyla boyanınca elini,
Gördük nasıl ödedi ÇUBUK’ta bedelini.
O “GİRİLMEZ BELDEYE” bizden önce giren kim?
Bir çağı, bir devleti bir anda deviren kim?
Ezilenin uğruna baş koyan var mı başka?
Yıkılan mabedine taş koyan var mı başka?
Kimler medet bekledi, hangi ana oğluna?
Kim gitti Avrupa’ ya FRANSUVA uğruna?
Ne varsa Akdeniz’ de kaya, körfez, koy, yosun,
Çağlar geçse unutmaz adını BARBAROS’ UN.
Dünya haritasında bu mu olurdu yerin?
Dokunsaydın özüne sana baş eğenlerin.
Zulmün ezdiği hakkın hesabını soran kim?
Dost düşman seçmeksizin yarasını saran kim?
Yazanlar hakikati yazsa da yazmasa da ,
PRUT ayrı mesele, kaybedilmiş masada.
Zaman dönek bir dosttur olmuyor düşene yar.
Sana örnek oldular, senden örnek alanlar.
Önce neden diretti ve sonra aktı TUNA?
PLEVNE başka destan üç adım kala sona.
Ön zaferden dokuzda kimlerin imzası var?
Kimdi ÇANAKALE’ de tarihe sığmayanlar?
Ne tüfek, ne cephan ne uçak, ne de ordu,
ONLATINCI devleti yok içinde kim kurdu.
ONDOKUZDA talihe kükreyerek kim çattı?
Ve MUSTAFA KEMAL’ i hangi millet yarattı?
Kalk artık, kalk ilerle, zaman bitmek üzere.
Giden vardı menzile gelen gitmek üzere.
Kalk geriye bakmadan, atılmışlıklar için kalk.
Kalk MARAŞLI ŞEYHOĞLU SATILMIŞ’ lar için kalk.
Kalk sen şehit oğlusun, atanın emri var kalk.
Kalk toprakta kefensiz yatanın emri var kalk.
Kalk artık, kalkmalısın, kalkmak zorundasın kalk.
Sonsuza kadar böyle, sürüp gitmez yasın kalk.
Kalk yokluğunda İSLAM, bak döndü şaşkına kalk.
Kalk ümmeti olduğun MUHAMMED aşkına kalk.
Kalk TANRI da ağlıyor, “O” nun yaşı için kalk,
Kalk neye inanırsan onun başı için kalk…
ÜMİT BIYIKOĞLU