Enerji Bakanı Fatih Sönmez’in geçmiş beyanatlarına vurgu yapan Usta,“9 Ekim 2021 tarihinde, Adana’da Ceyhan Polipropilen Üretim Tesisi temel atma töreninde ‘Teknik altyapı olarak herhangi bir sorunumuz yok. Gerekirse Rusya’dan ilave gaz alınır. Bu kış bir sıkıntı yaşamayacağız’ demişti.”
“4 Kasım 2021 tarihinde Turkuaz Medya’nın düzenlediği Türkiye 2023 Zirvesinde, ‘Bu kışı doğalgazda ve elektrikte bir sıkıntı yaşamadan atlatacağız. Elektriksiz ve doğalgazsız bir hayat düşünmemiz mümkün değil. Bunlarda kısıntıya gitmemiz de söz konusu değil’ demişti.”
“13 Aralık 2021 tarihinde, CNN Türk canlı yayınında, ‘Kışa hazırlıklı girdik. Kısa ve uzun dönemli kontratlarımız var. Uzun dönemli doğalgaz kontratlarımız bizi büyük ölçüde rahatlatıyor. Ek talep için de ekstra anlaşmalar yaptık. Bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşamayız’ demişti.” dedi.
Usta, Bir tarafta hiçbir sorun yok diyen Enerji Bakanı, bir tarafta ise enerji krizi geçiren Türkiye var.
Enerji Bakanı Fatih Sönmez ve Sanayi Teknoji Bakanı Mustafa Varank’ın ortak açıklamalarda bulunduğunu ifade eden Usta, “o toplantıda söylenmeyen bazı gerçekler var, size bunları açıklayacağım” dedi.
İRAN’I BAHANE EDİYORSUNUZ
İran’ın hem toplam yıllık ithalat hem de günlük giriş kapasitesi içerisindeki payının çok düşük olduğundan bahseden Usta, Türkiye’nin enerji ithalatının paylarını anlattı.
Usta, “BOTAŞ ile İran Ulusal Gaz Şirketi (NIGC) arasında 1996 yılında imzalanan anlaşma, 30 yıl boyunca yılda 9,6 milyar m³ ithal edilmesini öngörüyor. Ancak bugüne kadar hiçbir yıl 9,6 milyar m³ gaz ithal edilemedi.”
Usta, “Örneğin, 2020 yılı toplam gaz ithalatı, 48,1 milyar m³. İran’ın toplam içerisindeki payı %11,1 (5,3 milyar m³). İran, 2020 yılında %11,1 pay ile Türkiye’nin ithalat portföyünde. İran, Rusya (%33,6), LNG / sıvılaştırılmış doğalgaz (%31,4) ve Azerbaycan’ın (%24,0) ardından 4. sırada geliyordu.
Usta, “Bu anlaşma kapsamında inşa edilen boru hattının Gürbulak giriş noktasındaki günlük azami giriş kapasitesi 28,5 milyon m³. Şu anda ülkemizde 6 boru hattı, 4 LNG ve 2 yeraltı doğalgaz deposu olmak üzere, toplam 12 gaz giriş noktası bulunuyor. Bunların toplam fiziki giriş kapasitesi 398 milyon m³. Hem süresi sona eren ithalat anlaşmalarımızın tamamını yenilemediğimiz hem de teknik kısıtlar nedeniyle, bu kapasitemizin bugün sadece 270 milyon m³’lük kısmını (yani üçte ikisi) faal olarak kullanabiliyoruz. Bugün faal giriş kapasiteleri içerisinde İran/Gürbulak’ın payı %10.
HER YIL RUTİN ŞEKİLDE GAZ KESİYOR
Bakanların İran mazeretinin arkasına sığındığını söyleyen Usta, “İran’dan gaz akışı ilk kez bu kış kesilmedi. Geçtiğimiz 22 yıl boyunca hemen hemen her yıl İran’da hava soğuyup tüketim arttığı günlerde gaz akışı ya tamamen kesildi ya da kısıldı” dedi.
Usta, “Bir ülke, toplam ithalatında sadece %10 paya sahip olan ve gaz akışı her kış düzenli olarak kesilen bir kaynaktan yine gaz kesildiğinde, tüm sanayi tesislerini 1 hafta boyunca zorla kapatma ve doğalgaz çevrim santrallerine %40 kısıntı talimatı vermez.”
ANLAŞMALARI ZAMANINDA YENİLEMEDİLER
Süresi sona eren anlaşmalarının yenilenmesinde çok geç kalındığını ve hala tamamının yenilenmediğini vurgulayan Usta, “BOTAŞ’ın 1980 ve 90’larda imzaladığı doğalgaz ithalat anlaşmaları 20 ila 25 yıl süreliydi. Yani bu anlaşmaların sona ereceği tarih, 20-25 yıl öncesinden belliydi.”
Usta, “2021 yılında Rusya ile 8 milyar m³, Azerbaycan ile 6,6 milyar m³, Nijerya ile de 1.3 milyar m³ olmak üzere toplam 15.9 milyar m³ doğalgaz alım anlaşmamız sona eriyordu. BOTAŞ, Rusya ve Azerbaycan ile anlaşmalarını kısmen (Rusya’yla 8 yerine 5.75 ve Azerbaycan’la 6.6 yerine 3,6 milyar m³) yeniledi, Nijerya ile olan anlaşmayı ise yenilemedi.”
Usta, “Yani; 15,9 milyar m³ doğalgaz yerine, 9,4 milyar m³ doğalgaz anlaşması yenilendi.”
DOĞALGAZIMIZ TAMAMEN BİTECEK
Doğalgaz ithalat anlaşmalarının toplamının 48 milyar m³ olduğunu belirten Usta, “Türkiye geçtiğimiz yıl 61 milyar m³ gaz tüketti, bu yıl da en az o kadar tüketmesi öngörülüyor” dedi.
Usta, “Dolayısıyla bu yıl tüketeceğimiz doğalgazın %21’ini hangi ülkeden tedarik edeceğimiz, şu anda hala belirsiz. Türkiye’nin bugün anlaşma ile garanti altına alınmış toplam gazı, en iyi senaryoda ancak Ekim ayına kadar yetiyor. Önümüzdeki kış hangi gazı yakacağımız belli değil.”
KENDİ YALANLARINA İNANDILAR
Pandemi döneminde doğalgaz tüketiminin bir miktar az olmasının hükümeti yanılttığını vurgulayan Usta, “2021 tüketimi sürpriz bir tüketim değildi, son iki yılın trendine baksalar görürlerdi” dedi.
Usta, “Öngörüsüzlük, liyakatsizlik, ehliyetsizlik, ülkeyi düzgün yönetememek böyle sonuçlar doğuruyor.”
Usta, “Her tarafta gaz keşifleri yaptık dediler, kendi yalanlarına kendileri inandılar.”
DOĞALGAZ DEPOLARININ YARISI BOŞTU
Bakan Fatih Sönmez’in 22 Ekim 2021’de yaptığı açıklamalara değinen Usta “Bakan, ‘Yeraltı doğalgaz depolarımızın dörtte üçünü doldurduk, inşallah önümüzdeki haftalarda da tamamını doldurmuş olacağız.’ demişti” dedi.
Usta, “Türkiye’nin bugün itibariyle toplam yeraltı doğalgaz depolama kapasitesi 4 milyar m³ (Silivri 3.1 + Tuz Gölü 0.9). Enerji borsası EPİAŞ’ın Şeffaflık Platformu verilerine göre, Sayın Bakan’ın bu açıklamayı yaptığı 22 Ekim’de iki depoda toplam 1,8 milyar m³ gaz stokumuz bulunuyordu. Yani kışa girerken depolarımızın doluluk oranı %45’ti.”
Usta, “İran’ın doğalgaz kesintisi uygulayacağını bildirdiği 20 Ocak 2022’de ise depolarımızda toplam 1,49 milyar m³ gaz bulunuyordu. Yani her yıl Tahran’da hava soğuduğunda gazı keseceği belli olan İran bu yıl da aynı şekilde gazı kestiğinde, depolarımızın sadece 1/3’ü doluydu.”
PROVASI AĞUSTOS VE ARALIK’TA YAPILDI
Türkiye, son 6 ay içerisinde önce elektrik, sonra elektrik + doğalgaz kesintileri yaşandığını belirten Usta, “İlk olarak Ağustos ayında klimaların etkisiyle artan elektrik talebiyle birlikte, 4 Ağustos’ta 1 milyar 148 milyon kilovatsaat ile Türkiye tarihinin elektrik tüketimi rekoru kırıldı. Ve bu rekorla birlikte kesintiler başladı. Ağustos ayının ilk yarısında Türkiye genelinde dolaşımlı elektrik kesintileri uygulanarak tüketim düşürülmeye çalışıldı” dedi.
Usta, “Ardından Aralık ayının ikinci yarısında havaların soğumasıyla birlikte hem doğalgaz hem de elektrik talebi yine arz ile başa baş noktalara yükseldi.”
Usta, “Doğalgaz talebini düşürebilmek için, yoğun doğalgaz tüketen çimento, gübre ve demir-çelik tesislerinin elektrikleri TEİAŞ tarafından 5 gün boyunca (22-26 Aralık) kesildi. O günlerde Marmara Bölgesi’nde havaların nispeten ılık olması sayesinde kriz, bu üç sektördeki fabrikalar kapatılarak atlatıldı.” dedi.
BAKANIN DEDİĞİ GİBİ DEĞİL
Yaşadığımız enerji kesintilerinin temel nedeni İran’dan doğalgaz akışının kesilmesi olmadığını belirten Usta, “Enerji piyasamızın temel sorunu hem elektrikte hem de doğalgazda emre amade arz kapasitemiz ile puant (en yüksek) talebimizin başa baş seviyesinde olmasıdır. Yani bugün ülkemiz, maalesef hem elektrik hem de doğalgaz talebimizi karşılayacak yeterli arz kapasitesine sahip değildir” dedi.
Usta, “O yüzden de bugünlerde yaşadığımız enerji krizine Sayın Bakan’ın ifadesiyle ‘birkaç günlük arızi bir durum’ olarak yaklaşmak çok vahim bir hata olur. Enerji Bakanımızın günlerdir kapısında beklettiği sanayicilere itiraf edemediği en önemli gerçek, Türkiye’nin bundan böyle önümüzdeki her yaz elektrik kesintileri, her kış da eş zamanlı elektrik ve doğalgaz kesintileri yaşayacağıdır.
YİNE AK PARTİ’YE NASİP OLDU
Türkiye tarihinin en büyük enerji krizini yaşadığımızı belirten Usta’nın satır başları şu şekilde:
Usta, “Enerji krizini çözmenin yolu, sorunu yurtdışı kaynaklı gibi göstermek, birkaç güne geçecekmiş algısı yaratmak, hele ki sanayicimizden fabrikalarını kapatmasını talep etmek değildir.”
Usta, “Allah Ak Parti’yi, yıllardır diline doladığı eski iktidarların beceriksizliklerini, 2022 yılının dünyasında birer birer vatandaşımıza daha da derin bir kriz olarak yaşatmadan göndermeyecek.”
Usta, “1970’lerde altyapı yetersizlikleri nedeniyle belli bölgelerde günde birkaç saat elektrik kesintileri uygulanıyordu. Ancak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman, sadece belli bir şehrin veya bölgenin değil Türkiye’deki istisnasız tüm sanayi tesislerinin, sadece birkaç saat değil 1 hafta boyunca elektriği ve doğalgazı eş zamanlı olarak kesilmedi. Türkiye tarihinin en büyük enerji krizini yaşatmak da yine AK Parti’ye nasip oldu.”
50 BİNİN ÜZERİNDE FABRİKANIN ELEKTRİĞİ KESİLECEK
Fabrikaların kapandığı zaman çalışanların da evlerine ücretsiz izinle gönderileceğine vurgu yapan Usta, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın açıklamalarına değindi.
Usta, “Bakan Varank ‘şoklara karşı direncini defalarca kanıtlamış sanayi sektörümüz, birkaç gün sürecek bu sıkıntılı sürecin üstesinden gelecek güce sahiptir. Büyük ölçüde telafi edemeyeceğiz bir üretim kaybı yaşamayacağız’ demiş.”
Usta, “Sayın Bakan Varank da Enerji Bakanı mevkidaşı gibi gerçekleri söylemekte zorlansa da hükümetin basiretsiz enerji politikalarının sanayicilerimize ve Türkiye ekonomisine zararını ben size özetleyeyim” diyerek anlattı.
ÜLKEYE MALİYETİ 140 MİLYAR TL’NİN ÜZERİNDE
Usta, Türkiye, bugün ayda ortalama 20 milyar dolar ihracat yapıyor. 1 hafta boyunca tüm fabrikaları kapattığınızda, ihracatınızdan 5 milyar dolar (70 milyar TL) gitti. Otomotiv sektöründe üretim kaybının 1 milyar doları, tekstilde 500 milyon doları, demir-çelikte ise 1 milyar TL’yi bulacağı öngörülüyor. Hükümetin kendi elleriyle yarattığı enerji krizi nedeniyle Türkiye’deki 363 OSB’deki 50 binin üzerindeki fabrikayı 1 hafta boyunca kapatmasının bu ülkeye maliyeti, 10 milyar doların, yani 140 milyar TL’nin üzerinde.
TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK ENERJİ KRİZİDİR
Usta, Hani siz Yeni Ekonomi Model’inde Türkiye’yi üretim üssü yapacaktınız? İşgücünü ucuzlatıp, Türk Lirası’nı değersizleştirip ihracatı patlatacaktınız da bu sayede cari açık ve enflasyon kendiliğinden düşecekti. Bırakın üretim üssüne dönüştürmeyi, bu ülkede on yıllardır çalışan fabrikaları bile zorla durduruyorsunuz. Tekrar söylüyorum, Türkiye tarihinde ülkenin tüm fabrikalarının aynı anda elektriğinin ve doğalgazının kesildiği başka bir dönem olmadı.”
Usta, “Bu, Türkiye tarihinin en büyük enerji krizidir” dedi.
BOTAŞ TAM 11 KEZ ÜST ÜSTE ZAM YAPMIŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fedakârlık yapıyoruz sözlerini eleştiren Usta, “Sayın Erdoğan diyor ki, ‘Avrupa’da enerji fiyatlarının 5 kat arttığı dönemde biz her türlü fedakârlığı yapıyoruz. Enerji sektöründe kamunun kontrolündeki fiyatları en alt seviyede tuttuk, tutmayı sürdürüyoruz’”
Usta, “BOTAŞ, geçtiğimiz yıl Ağustos hariç tüm aylarda, yani tam 11 kez üst üste zam yapmış. Bakın, Ocak’ta zam, Şubat’ta zam, Mart’ta zam, Nisan’da zam, Mayıs’ta zam, Haziran’da zam, Temmuz’da zam, Eylül’de zam, Ekim’de zam, Kasım’da zam, Aralık’ta zam zamzam…
Usta, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin üst üste doğalgaz zammı rekorunu kıracaksın, sadece 1 yıl içerisinde vatandaşın faturasını %47 artırırken, sanayicinin faturasını tam 5,5 katına, elektrik santrallerinin doğalgaz maliyetini ise 4 katına çıkartacaksın, sonra dönüp “fiyatları en alt seviyede tuttuk” diyeceksin; vallahi pes, billahi pes!
VATANDAŞIN SIRTINA TAM 91 MİLYAR TL BORÇ YÜKLEDİLER
Usta, “Daha da vahimini söyleyeyim, “Fedakârlık yapıyoruz” diyor ama o fedakârlığı 84 milyon vatandaşımızın ve sanayicimizin vergileriyle yapıyor. Basiretsiz enerji politikaları yüzünden oluşan BOTAŞ’ın 2021 yılı zararını kapatabilmek için Hazine’den 59 milyar TL aktarıldı. Bu da yetmedi, üstüne geçtiğimiz ay bir Torba Kanun maddesiyle 32 milyar TL vergi borcunu sildiler. Yani BOTAŞ’ın zararı nedeniyle vatandaşın sırtına tam 91 milyar TL borç yüklediler. Yahu 110 milyar TL satış geliri olan bir şirket 91 milyar TL zarar eder mi?
Usta, “BOTAŞ’ın zararlarını kapatabilmek için dönüp bir de sanayicinin doğalgaz faturasını 1 yılda tam 5,5 katına çıkardılar. Şimdi bu sanayici, girdi maliyetleri 5,5 katına çıkınca ne yapacak? Fabrikasında ürettiği ürüne zam yapmak zorunda kalacak. Elektrik santrali, hammadde maliyeti 4 katına çıkınca ne yapacak? Ürettiği elektriğe zam yapacak. Zam yapılan bu ürünleri ve elektriği kim satın alacak? Vatandaş.
Usta, “Günün sonunda hükümetin basiretsiz enerji politikaları nedeniyle oluşan bu milyarlarca dolar zararı, 84 milyon vatandaşımız elektrik üretirken, marketten peynir alırken kuruşu kuruşuna ödeyecek. Bir de bunun üzerine, BOTAŞ’ın tüm bu zamlara rağmen düzeltilemeyen bilançosunda oluşacak zararı da hepimizden toplanan vergilerle Hazine’den kapatacak.
İYİ PARTİ’NİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Basın toplantısının son kısmını çözüm önerilerine ayıran Usta, “İYİ Parti’nin Çözüm Önerileri” başlığı altında şu şekilde maddeleri sıraladı.
• Yeni boru gazı ve sıvılaştırılmış doğalgaz kaynakları için anlaşmalar imzalanarak, ülkemizin emre amade doğalgaz giriş kapasitesi, puant gaz talebimizin en az 2 katı seviyesine çıkartılmalı.
• Yapımı yılan hikâyesine dönen Tuz Gölü Yeraltı Doğalgaz Depolama Tesisi projesi ivedilikle bitirilmeli, Silivri ve Tuz Gölü’nün kapasite geliştirme ihaleleri yapılmalı ve ülkemizin depolama kapasitesi, yıllık doğalgaz tüketimimizin en az %20’sine yükseltilmeli (61 milyar m³ tüketim → 12 milyar m³ gaz deposu).
• Doğalgaz tüketiminin 2 katı giriş kapasitesi ve %20’si oranında depolama kapasitesi sayesinde, Türkiye’nin herhangi 1 veya 2 gaz kaynağından eş zamanlı olarak gaz akışı tamamen kesildiği acil durumlarda enerji arz güvenliğinin garanti altına alınması sağlanmalı.
• Güçlü ve dirençli bir enerji altyapısı için, elektrik iletiminde TEİAŞ, doğalgaz iletiminde de BOTAŞ uzun vadeli arz-talep projeksiyonları ve Acil Durum Eylem Planları hazırlamalı ve bunu sanayiciler başta olmak üzere ilgili tüm paydaşların bilgisine sunmalı.
• Yeraltı doğalgaz depolama, LNG terminali ve FSRU tesisleri şeffaf fiyatlarla üçüncü taraf erişimine açılmalı, böylelikle doğalgaz arz güvenliğinde esneklik artırılmalı.
• Yeni doğalgaz ithalat anlaşmaları, yabancı enerji ticaret merkezlerindeki referans fiyatlara veya petrole endeksli değil, enerji borsamız EPİAŞ altında oluşan Gaz Referans Fiyatına (GRF) endeksli fiyat formüllerine dayalı şekilde imzalanmalı.
• Stratejik öneme sahip enerji KİT’lerimiz BOTAŞ ve TPAO, uluslararası kurumsal yönetişim ilkelerine uyumlu şekilde yeniden yapılandırılmalı, iktidarın arpalığı ve Hazine’nin milyarlarca dolarlık batık şirketi olmaktan çıkartılmalı, yurtiçi ve yurtdışında stratejik projelerde ortaklıklara yönlendirilmeli.
• Elektrikteki arz-talep dengesizliğini gidermek için, tüketimin yoğun olduğu Marmara Bölgesi başta olmak üzere, tüm Türkiye’de yılda 8.765 saat kesintisiz sabit üretim yapabilecek yeni termik santral yatırımlarının hayata geçirilmesi için özel sektörün önü açılmalı.