Tarımda Yapılan Düzenlemeler Ne Kadar Etkili?

VURAL YEŞİLYURT

Tarım, yalnızca soframızdaki ekmeğin değil, aynı zamanda bir ülkenin geleceğinin de teminatıdır. Dünyanın dört bir yanında iklim krizi, ekonomik dalgalanmalar ve jeopolitik gerilimler tarımı etkilerken, Türkiye de bu dalgalanmalardan bağımsız bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak tarım sektörümüzün sorunları, sadece dış etkenlerle açıklanamaz; içeride yapılan düzenlemeler de ciddi bir mercek altına alınmayı hak ediyor.

Son dönemde, tarımda reform niteliğinde olduğu iddia edilen birçok düzenleme yapıldı. Girdi maliyetlerini azaltmaya yönelik teşvik paketleri, üreticilere sağlanan düşük faizli krediler, kooperatifleşmeyi destekleyen adımlar ve en önemlisi tarımda dijitalleşmeye yapılan yatırımlar… Peki, tüm bunlar çiftçinin hayatına gerçekten dokunuyor mu? Yoksa sadece kâğıt üzerindeki güzel başlıklardan mı ibaret?

Sorun Tespiti Doğru mu?

Devlet, tarımdaki verimsizlik sorununu çözmek için toprak analizi ve planlı üretimi teşvik eden bir sistem geliştirdi. Ancak çiftçilerin büyük bir kısmı hâlâ plansız üretim yapıyor. Bunun en temel nedeni, çiftçiye sunulan desteklerin ve bilgilendirme çalışmalarının yetersiz kalması. Çiftçiye sadece “Bu yıl şu ürünü ek” demek yeterli değil; bunun ekonomik gerekçelerini ve olası risklerini de detaylı anlatmak gerekiyor.

Bir diğer sorun ise fiyat dalgalanmaları. Ürün bazında fiyat istikrarını sağlamak için TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) gibi kurumlara önemli görevler düşüyor. Ancak çiftçinin sattığı ürün ile tüketicinin ödediği fiyat arasındaki fark hâlâ uçurum niteliğinde. Tarladan sofraya uzanan bu zincirdeki kırılmalar, mevcut düzenlemelerin ne kadar etkili olduğunu sorgulatıyor.

Dijitalleşme: Çiftçinin Ufkunu Açıyor mu?

Tarımda dijitalleşme, dünyada hızla büyüyen bir trend. Türkiye de bu trendin gerisinde kalmak istemiyor. E-Çiftçi uygulamaları, tarım drone’ları, hassas tarım teknikleri… Bunlar kulağa hoş geliyor, ama ülkemizde kaç çiftçi bu teknolojilere erişebiliyor? Köylerde internet altyapısı yetersizken, dijitalleşmeden bahsetmek ne kadar gerçekçi?

İthalata Dayalı Politikalara Dikkat

Bir başka tartışmalı konu ise ithalat politikaları. Türkiye, birçok tarımsal üründe dışa bağımlılığını artıran bir politika izliyor. Yerli üretici, ithal ürünlerin düşük fiyatları karşısında rekabet edemez hale geliyor. Örneğin, geçen yıl buğdayda yaşanan ithalat artışı, yerli üreticiyi ciddi şekilde yaraladı. İthalat kısa vadede fiyat istikrarı sağlıyor gibi görünse de uzun vadede tarımsal üretim kapasitemizi baltalıyor.

Sonuç: Çiftçiye Kulak Vermek Şart

Tarımda yapılan düzenlemelerin başarısı, ancak çiftçilerin sahadaki ihtiyaçlarına ne kadar cevap verdiğiyle ölçülebilir. Çiftçiye gerçek bir yol haritası sunulmadan, desteklerin dağıtımında şeffaflık sağlanmadan ve çiftçiye “söz sahibi” olma imkânı tanınmadan tarımsal sorunları çözmek mümkün değil. Tarım sadece ekonominin bir sektörü değil; bir kültür, bir miras. Bu mirası koruyabilmek için günü kurtaran politikalar yerine uzun vadeli, sürdürülebilir çözümler üretmeliyiz. Unutmayalım, güçlü bir tarım sektörü olmadan ne bağımsız bir ekonomi ne de mutlu bir toplum mümkün...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.