81 ilden gelen 2 bin muhtar ile Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zamana kadar yapılan muhtarlar toplantıları ile ilgili muhtarlara bilgi verdi. 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin darbecilerin ateşine maruz kaldığını söyleyen Erdoğan, “Türkiye’nin bir daha öyle karanlık geceler yaşamamısı için bu hatıraları canlı hafızamızda tutmalıyız” dedi.
Türkiye’nin 11 gün sonra çok önemli bir halkoylamasına gideceğini söyleyen Erdoğan, içerik itibariyle ülkenin yönetim sistemini değiştirecek olması bakımından halkoylamasının tarihi bir öneme haiz olduğunu kaydetti. Yeni sistemin en büyük özelliğinin milli iradenin ülke yönetimi üzerindeki gücünü artırması olduğunu belirten Erdoğan, “Kaymakam ve belediye başkanının yetkileri ile donatılmış muhtarın mahallesine getirebileceği hizmetleri düşünün. Fakat bunu anlamayanlar var. Ana muhalefetin başındaki zat bunu anlamış değil. ‘17 Nisan’da muhtarlıkları cumhurbaşkanı kapatabilir’ diyor. İnanın böyle bir yalan makinesi ben görmedim. Muhtarların nasıl seçildiğini dahi bilmiyor. Tayyip Erdoğan nasıl seçildiyse muhtarda öyle seçiliyor Sayın Kılıçdaroğlu. Aramızda fark yok. Beni de millet seçti, sizleri de millet. Muhtarlar kararname ile gelmedi ki, muhtarlar yasal düzenleme ile geldi. Yasal düzenleme ile gelen yasal düzeleme ile gider. Muhtar deyip geçmeyin, adı üzerinde muhtar. Ne yazık ki muhtarı bu beyefendi hafife alıyor. Ben BM toplantısında konuşuyorum, o da burada konuşuyor, ‘BM toplantısında Tayyip Erdoğan konuşurken bir yurttaş olarak, ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak utandım, dünya liderlerine mi, muhtarlara mı konuşuyor belli değil’ diyor. Bunu kayıtlardan çıkarttırdım. Burada da muhtarlara toplantı yapıyor, bir muhtar ‘Siz BM’de Cumhurbaşkanımızın konuşmasını böyle değerlendirdiniz, ben rahatsız oldum’ diyor. Ne dese beğenirsiniz ‘Haddimize mi.’ Yahu söyledin işte. Ağzından çıkan lafın esiri olursun. Sır ağzından çıkana kadardır, çıktı mı sen onun esiri olursun. ‘Lokantaları kapatacak’ diyor, tövbe tövbe, lokanta ile cumhurbaşkanının ne işi var. Lokantayı kapatacaksa belediyeler kapatır. Ben belediye başkanlığı yaptım, bu işleri iyi bilirim. Böyle bir insanı bu ülkede nasıl olacakta böyle bir siyasi parti, üstelikte ana muhalefet partisi teslim edilecek. Muhalefet çok önemli. Muhalefet akıllı ve ciddi muhalefet yaparsa iktidara güç katar. Muhalefet muhalefetini doğru yapmazsa hem kendi kaybeder hem de ülke kaybeder” diye konuştu.
Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığın birleştirildiğini belirten Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir radyo programında yaptığı konuşmayı muhtarlara dinletti. Erdoğan, “Sıkıntı bu işte. Zaten bu kavga çıkmasın diye Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığı birleştiriyoruz Sayın Kılıçdaroğlu anladın mı?” şeklinde konuştu.
Daha önceki dönemlerde cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında yaşanan tartışmaları anlatan Erdoğan, “Hükümet öyle koalisyonlarla, pazarlıklarla, kavgayla, nasıl pazarlıklar yapıldı, nasıl bakanlıklar dağıtıldı, hep parayla bunlar. Şimdi hükümet Mecliste kurulmayacak, doğrudan sandıkta milletimiz tarafından kurulacak. Siz sandıkta yetkiyi veriyorsunuz cumhurbaşkanına, cumhurbaşkanı parlamento içinden değil, isterse oradan da kurar ama dışarıdan alacak. Dışarıdan kabineyi oluşturacak. Milletvekilliği sıfatı olmayacak. ‘Siz o bakana gidebilir misiniz?’ diyor, niye gidemesin. Cumhurbaşkanının görevi o bakanlar kurulunu çalıştırmak” ifadelerini kullandı.
“Şimdi bizim çok daha ileriye gitmemiz lazım, bu elbise artık bize dar geliyor” açıklamasında bulunan Erdoğan, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine Türkiye’nin çıkartılması gerektiğini kaydetti. Erdoğan, “Bizden öncekiler şunu yapmış, biz bizden öncekileri solladık. Biz bunu bile yeterli görmüyoruz. Şuanda Batı bize hayran olmaya başladı. Şu İstanbul Boğazı’nın üzerine dizdik ya, üçüncü köprüyü oraya yaptık ya, bunların eşi benzeri yok, tuttuk denizin altından Marmaray’ı yaptık. 3 yılda Marmaray’dan 200 milyon insan geçti denizin altından. Bizim dedemiz Fatih karadan Haliç’e indirdi kadırgaları, bizde torunları olarak denizin altından yapalım dedik, denizin altından yaptık. Onunla kalmadık, bir de otomobilleri denizin altında götürelim, Avrasya Tüneli'ni yaptık. Osman Gazi Köprüsü’nü yaptık Körfez’e. Buradan İstanbul-İzmir’i 3 saat 15 dakikaya indiriyoruz. 18 Mart’ta Çanakkale’nin temelini attık. 2 kule arası 2 bin 23 metre, dünyada bir numara. Bu köprü ile Avrupa-Asya’yı farklı bir yerden farklı bir şekilde bağlıyoruz. Bu millet çok ezildi, çok ezdiler, artık buna son. Bu milletin şanlı bir tarihi var, şimdi biz bu şanlı geçmişe yeniden döndük. Bunu yeniden inşa ve ihya ediyoruz. 5 yılda bir yapılacak seçimlerde milletimizin önüne 2 sandık gelecek. Bu sandıklardan birisi cumhurbaşkanlığı, öteki milletvekili. Bunu da karıştırıyor galiba, Yerel seçimlerde de belediyeler ve muhtarların seçimi yapılacak. 5 yılda bir yapıldığı zaman ülkeye istikrar gelecek. Devlet 5 yıl sonrasını görecek. Yatırımcı 5 yıl sonrasını görecek. Yurt dışına gittiğimiz zaman yaptığımız görüşmelerde bize ‘seçim var mı?’ derler. Şimdi seçimin zamanı var, ilan edilen zamanda. Bize gelene kadar bu ülkede 16 ayda bir hükümet kurulmuş. Bunların içinde 25 gün süren hükümetler de olmuş. Ortalaması 16 ayda bir, 48 hükümet kurulmuş. Bunlar maalesef boyacı küpü gibi hükümeti küpün içene sokup sokup çıkartmışlar. Böyle bir ülkede istikrar olur mu? Biz geldiğimizden bu yana tarih ne zamansa o tarihlerde seçim yaptık. İstikrar, güven bu” dedi.
“Bu ülkeyi 70 cente muhtaç edenler bu işin günahkarlarıdır”
AK Parti iktidarından önceki Türkiye’nin durumu ile AK Parti iktidarlarında Türkiye’ye yapılanları anlatan Erdoğan, “Bu ülkeyi 70 cente muhtaç edenler bu işin günahkarlarıdır. Merkez Bankamızın rezervi göreve geldiğimizde 27,5 milyar dolardı, hamdolsun şimdi 110 milyar dolarda döviz rezervimiz. Bizler kararlıyız. Bu istikrarla bunları yakaladık. Seçimden sonra cumhurbaşkanı hükümeti ile birlikte ülkeyi yönetecek. Meclis, yasama ve denetim görevleri ile kendi işini yapacak. Yargıda bağımsızlığın yanına tarafsızlığı da ekleyerek görevini yapacak. ‘Yasama organı da olmayacak’ diyor Kılıçdaroğlu, ayıptır, nasıl böyle yalan söylüyorsun. Yasama organı daha etkin olacak. Yasama organı cumhurbaşkanının Yüce Divana gitmesine varıncaya kadar bir yetki ile donatılıyor. Şuanda böyle bir yetkisi yok. Kişisel suçlardan dahi cumhurbaşkanı Yüce Divana sevk edilebilecek. Bunu getiriyoruz. Bunu yasama organı yapacak. HSYK’nın 7 üyesini parlamento seçecek, Kılıçdaroğlu bu 18 maddeyi okumadın mı, bir dersini çalışsaydın, ayıp oluyor” dedi.
16 Nisan’da yapılan halkoylamasının bir diğer adının da 2007 anayasa değişikliği ile yapılan sürecin devam ettirilmesi olduğunu kaydeden Erdoğan, o dönemdeki gelişmeleri anlattı. Erdoğan, “16 Nisan’daki değişikliğin hiç olmazsa o zaman gerçekleştirilmesi gerekiyordu. Ama Türkiye Gezi olaylarında, 17-25 Aralık olaylarına kadar o kadar çok hadise yaşadı ki böyle bir imkan olmadı. 15 Temmuz darbe girişimi artık bu işin ötelenemez hale geldiğini gösterdi. Mecliste MHP ile AK Parti’nin anlaşması ile ki, ben her iki genel başkanı teşekkür ediyorum. Genel başkanları ile birlikte hareket eden milletvekillerine de teşekkür ediyorum. Bu dayanışma, ‘yapılamaz’ denilenin yapılacağını gösterdi. 339 oy ile halkoylaması kararı alındı. Şimdi göründüğü gibi yeni yönetim sistemimiz gökten zembille inmiş değildir. Uzun bir sürecin sonunda kendini göstere göstere geldi. Nasip bugüneymiş, bugün de bazı eksikler olabilir, ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ diyorum ya, bundan rahatsız olanlar da var. Bizim kendi geleneklerimiz, ilmi siyasetimiz var, bunları bir kenara mı koyacağız. Bunlardan istifade edeceğiz. Eşek arısı gibi değil, bal arısı gibi dünyada ne varsa nasibimizi alacağız ve balımızı yapacağız. Ana muhalefet partisinin sanki ömürlerinde ilk defa görüyor gibi meseleye yaklaşıyor olması ülkenin gerçeklerinden ne kadar kopuk olduğunu gösterir” diye konuştu.
“Niye ayrıldın oradan, milletin arasında kalsaydın ya”
Yapılacak değişikliğin gelişme aşamasını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana muhalefet konuşur, biz yaparız. Ana muhalefetin başındaki zat ‘örtülü bir darbedir’ diyor. Sen şehitlerimize bu hakaret yetkisini nereden buldun. Örtülü darbeyse, zerre kadar haysiyetin, şahsiyetin varsa çık dosyalarını ortaya koy. Biz de gereğini yapalım. Siyasi hayatımda ne aldanan oldum ne aldatan oldum. Bundan sonra da ne aldanan olacağız ne aldatan olacağız. Dürüst olun, doğru olun. Bu millete yalan konuşma. ‘Örtülü darbe girişimi’ diyorsun, ben o gece geç saatlerde Yeşilköy’e indiğimde orada binlerce kardeşim çağrıya uymuş oraya gelmişti. Dediler ki ‘Kılıçdaroğlu geldi ve ayrıldı’ dediler. iye ayrıldın oradan. Sonra öğrendik ki Bakırköy Belediye Başkanının evine gitmiş. Milletin arasında kalsaydın ya. Hani önceden ‘darbe olduğu zaman ilk tankın üzerine ben çıkarım’ diyordun. Tanklar oradaydı sen neredeydin? bu iş lafla olmaz yürekle olur” şeklinde konuştu.
“Kimsin sen, önce haddini bil”
Dün Gabar’da 3 şehit olduğunu belirterek rahmet dileyen Erdoğan, “Ama bedelini 20 teröristi etkisiz hale getirmek suretiyle ödettik. Ben TSK’ya, bakanımıza, Emniyet Genel Müdürümüze, Jandarma Genel Komutanımıza teşekkür ediyorum” dedi.
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un sözlerini de eleştiren Erdoğan, “Çıkıyor arkadan bir milletvekili ‘evet’ diyenleri İzmir’de denize dökmekten söz ediyor. Kimsin sen, önce haddini bil. Seni Samsunlular Samsun’a sokmaz, Amasya’ya, Sivas’a sokmazlar, oralarda yürüyemezsin sen. Terbiyesiz herif bu millet Yunan mı? Biz Yunan’ı denize döktük, sen ‘evet’ diyenleri denize dökeceksin, senin ayakta durmaya mecalin var mı? Genel başkanları ‘doğru bulmam’ diyor. Sen bu adamı at, atamıyorsan bu CHP gider. Bunun adı bölücülüktür, ülkeyi parçalamaktır. Biz bu ülkeyi bu tür bölücülerden temizliyoruz. Biz ‘hayır’ diyenleri denize dökmeyiz. ‘Hayır’ diyenlere özel bir siyaset müzesi kuracağız ve orada objeleri sergileyeceğiz. Öyle bir tarih geldi ki ‘hayır’ diyenler de vardı, onların da tezleri şunlardı diyeceğiz. Biz demokrasiyi böyle anladık, siyaseti de böyle yaparız. Biz ‘hayır’ diyenlerin konuşmalarını eleştirilerini anlayışla karşılıyoruz, ama kalkıp ta denize dökmeyiz. Ben çadırlarına gittim. 80 milyon yaptığımız eserlerden istifade ediyor, biz birlikten, beraberlikten, kardeşlikten yanayız. Artık kulağımızın duymadığı çok zırvalar var. Lafa gelince demokratlığı, özgürlükcülüğü, halkçılığı kimseye bırakmazlar, ama milletin iradesine saygı duymazlar. Milletimiz bunlara 16 Nisan’da gereken dersi verecek. Biz, türlerinin son örneği olan tek parti dönemi artığı siyasetçileri müzeye kaldıracağız. Bunlar için fazla söz söylemek israftır” ifadelerini kullandı.