AA muhabirinin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, tekstil ve ham maddeleri sektörü yılın ilk 7 ayında 196 ülkeye ihracat gerçekleştirdi.
Söz konusu dönemde kasasına 5 milyar 509 milyon 32 bin dolar koyan sektör temsilcileri, en fazla kazancını yüzde 38,1 pay ve 2 milyar 98 milyon 161 bin dolarla Avrupa'dan sağladı. Avrupa'yı 993 milyon 295 bin dolarla Eski Doğu Bloku ve 656 milyon 807 bin dolarla Afrika ülkeleri takip etti.
Sektörün gözde pazarı moda ülkesi İtalya
Ülke bazında ise sektör, en çok ihracatını 469 milyon 598 bin dolarla "moda ülkesi" olarak tabir edilen İtalya'ya yaptı. İtalya'yı 367 milyon 960 bin dolarla Beyaz Rusya, 262 milyon 47 bin dolarla ABD ve 239 milyon 905 bin dolarla İspanya izledi.
En fazla geliri ise 3 milyar 573 milyon 804 bin dolarla kumuştan elde eden sektör, iplikten 1 milyar 310 milyon 101 bin dolar ve elyaftan da 625 milyon 126 bin dolar döviz getirdi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, AA muhabirine, Türkiye'nin sanayileşmesinde köklü geçmişi bulunan tekstil sektörünün ülke ekonomisindeki ağırlığının oldukça yüksek olduğunu belirtti.
Tekstil sektörünün lokomotif sektörlerin başında geldiğini vurgulayan Kileci, "Türkiye dünyanın en büyük 5. tekstil ihracatçısı, AB'nin ise en büyük 2. tekstil ihracatçısı konumunda yer alıyor. Sektörümüz Türkiye'deki imalat sanayi istihdamının yüzde 24'ünü oluşturarak 1,2 milyon kişiye istihdam sağlamaktadır. Dünya ihracatından yüzde 3,4 pay alan bir sektörün ekonomide elbette ki önemli bir yeri vardır." dedi.
Entegre tesisler büyük avantaj
Kileci, büyük kayıp yaşatan Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sararak altından kalkacaklarına inandıklarına işaret ederek, her zaman yukarı yönlü olan sektörel ivmeyi kaybetmemek için çalışacaklarını dile getirdi.
Türk tekstil sektörünün entegre tesislere sahip olmasının en büyük avantajlardan olduğunu aktaran Kileci, şunları kaydetti: "Bu avantajımız bize hem fiyat hem de hız anlamında avantaj sağlamaktadır. Türkiye, ülkemizin fiyat-tarife avantajı, üretim kalitesi, verimlilik, teslim süresi, güvenilirlik, sipariş miktarının esnekliği ve Avrupa ülkeleri için pazara yakınlığı ile Avrupa'nın bir numaralı tedarikçisi konumundadır. Geçmişten gelen geleneksel partnerliğimizi ilerleyen yıllarda daha da yukarılara taşımak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bir diğer önemli konu da tabii ki sürdürülebilirliktir. Önümüzdeki dönemde üretim anlayışı tamamen sürdürülebilirlik ve çevresel temalar üzerine inşa edilecek." AA