Sektörle ilgili kuruluşların fındık üreticisini bahçeye çekmek için organize ettikleri, “Bahçeye Gel” programına destek için açıklamalarda bulunan Mustafa Şahin, bahçelerin bir çocuktan farkı bulunmadığını, her insan gibi bahçelerinde ihtiyaçları olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“Bir çocuk nasıl besleniyor ise fındık dalları da aynısını bekler. Yetiştiği topraktan aldığı güneşe kadar kendisine yardımcı olunmasını ister. Bunlar yapılırsa da ödülünü azami ölçüde verir. Fındık gibi dünyadan talep gören ve iyi para eden bir ürüne bu şekilde bakmamız lazımdır. Bakarsak, fındığın üretildiği doğu da dekarda en az 300, orta Karadeniz ve Batı da ise 400-500 kg ürün alabiliriz. Bu kadar ürünü alabilmek için bugünlerde fındık kurdu ve küllemeye karşı ilaçlı mücadele edilmesi, bitkinin gıdası ortak olan yabancı otlarla birlikte dip sürgünlerinin de temizlenmesi gerekir. Modern ve bilimsel tarım uygulamaları ile çabalarımızı birleştirirsek fındıkta verim ve kaliteyi arttırıp, başta üreticilerimiz olmak üzere ülkemiz kazanır.”
Toprağın vazgeçilemez ve kalıcı bir değer olduğunun son vaka nedeniyle bir kere daha anlaşıldığını ve ülkelerinde ekonomi politikalarını artık toprağa göre yapmaya başladıklarını belirten Mustafa Şahin, “Toprak bir fabrika, dolayısı ile sahibi de fabrikatördür. Kimse toprağının azlığına çokluğuna bakmamalı. Bir dönümde bile çok şeylerin yapılabileceğini bilmelidir. Fındık bahçesi de bir işletmedir. Karadeniz’de 20 dekar bahçesi olan bir işsiz kendine iş arıyor ise, işten kaçıyor demektir. Bir dekarda bile üretim yapmak, mutluluktur. Çünkü en büyük mutluluk üretim, üretim, üretimdir. Ancak bu işi yapacak kişi önce kendini yetiştirecektir. Kendini yetiştirmeyen birinin verimli ve kaliteli fındık yetiştirmesi mümkün değildir. Çünkü, yetiştirmeyi bilmeyenden yetiştirici olmaz. Yetiştirici olamamış biri de bahçeye yarar değil, zarar verir. Yani böyle biri bahçeye bırakın yararı, zarar vermese, bahçe yine ona ürün verir” dedi.