Türk Tabipler Birliği ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu öncülüğünde gerçekleşen grevde emekçiler ücretlerin artışını, çalışma koşullarının iyileştirilmesini, herkese eşit, parasız ve nitelikli sağlık ve eğitim hizmeti sunulmasını, emekçileri bölen performansa göre ücretlendirme gibi uygulamaların kaldırılmasını talep ettiler.
Çarşamba’da da Zübeyde Hanım Meydanı’nda bir araya gelen KESK üyeleri yaptıkları grevle ilgili basın açıklaması düzenlediler. Çok sayıda kamu çalışanın katıldığı gözlenen açıklamada, KESK üyeleri okudukları basın açıklaması metni ile taleplerini dile getirdiler. KESK üyeleri adına basın açıklaması metnini okuyan KESK Çarşamba Baştemsilci’si İbrahim Özkaptan açıklamada şunları dile getirdi, “ Bu ülkede çok iktidar, Hükümet değişti ancak hiçbir zaman bizlerin refah ve mutluluğunu, ülkenin esenliğini temel alan bir yönetimine tanık olmadık. Bugün ise AKP iktidarı tarafından “Çoğulculuk” hayat adlında tek seslilik, “ileri demokrasi” adı altında yeni bir diktatörlük biçimlendirilmektedir. Eski statükonun ruhuna rahmet okutacak düzenlemelerle toplumsal yaşamın hemen her alanı en küçük hücresine kadar AKP’lileştiriyor. Buna karşı çıkan tüm kesimler ise baskılarla gözaltı ve tutuklamalarla sindirilmek isteniyor” dedi.
Açıklamasının devamında,” AKP iktidarının ustalaştığı tek alan çarpıtma alanıdır. Ancak AKP’nin bu ustalığının tümünün burada tek tek anlatmaya kalksak günlerimizi, haftalarımızı alır. Bunun için burada belli başlarını kısaca sıralamaya çalışacağız. AKP İktidarı Diyor ki; “Kamu Emekçileriyle Toplu Sözleşme Yapacağız.” Gerçekte ise, AKP iktidarının aslında kamu emekçileriyle toplu sözleşme yapmak değil sadece yapıyor gibi görünmek istediği yaklaşık bir aydır Bakanlar Kurulunda bekletilen yasa taslağının içeriği ile net olarak ortaya çıkmıştır. Yasa taslağının hazırlık sürecinde defalarca üçlü danışma kurulu toplantıları, teknik komisyon toplantıları yapılmış ama sonuçta hükûmet yine kendi bildiğini okumuştur. Kısaca bu taslakta kamu emekçilerinin Grev Hakkı, Örgütlenme Özgürlüğü, Özlük ve Demokratik Hakları yok. Ancak unuttukları bir şey var. KESK, Kamu emekçilerinin geleceklerini çalmaya hedefleyen bu yasa taslağına karşı mücadelesini sürdürmek için var. Bir başka çarpıtma da Ak Parti İktidarının “Kimseyi Enflasyona Ezdirmeyeceğiz” söylemidir. Bugün ülkemizde açlık sınırı 1.000 TL, yoksulluk sınırı ise 3.000 TL’dir. Bu ülkenin kamu emekçileri ise ortalama 1.500 TL maaş alarak açlığa yakın, yoksulluğa uzak bir yaşam mücadelesi vermektedir.
Kamu emekçisinin canını yakan bu vergi dilimleri hususlu biraz açmakta fayda var. Ortalama 1.500 TL maaş alan bir kamu emekçisinin yıl içinde aldığı toplam maaş 9.400 TL oluncaya kadar %15 üzerinden vergi ödemektedir. Toplamda 9.400 TL’yi geçince yani 7. aydan itibaren vergi kesintisi %20’e çıkmaktadır. Bu durumda sene başında maaşına %3-%4 zam yapılan kamu emekçisi çok daha fazlasını yılın ikinci yarısından itibaren ödediği vergilerle geri vermiş olmaktadır. Yani verilen zam daha kamu emekçisinin cebine girmeden buharlaşmaktadır. Temmuz ayından itibaren kamu emekçileri Ocak ayında aldığı maaş miktarının daha altında maaş almaya başlamaktadır” şeklinde devam eden Özkaptan konuşmasının son bölümünde ise taleplerini dile getirdi.
Taleplerini,” Grev hakkımızın yasal teminat altına alındığı 1 Toplu Sözleşme düzeni için, Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesine son verilmesi için, “KHK Demokrasi” sine son verilmesi için, Her türlü güvencesiz çalıştırmaya son verilerek tüm çalışanlara kadrolu iş güvencesi sağlanması için, Tüm çalışanlara insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması, çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi için, Emekçilere dayatılan angarya ve zorunlu fazla mesaiye son verilmesi için, Temel ücretlerin artırılarak, eşit işe eşit ücretin gerçekten hayata geçirilmesi için, Ek ödemelerin tüm emekçiler için eşitlenerek emekliliğe yansıtılması için, Net asgari ücretin açlık sınırı olan 1.000 TL’ye çıkarılarak tüm ücret ve maaşlarda bu tutarı vergi kesintisi dışında bırakılması için, Grev yapıyoruz” şeklinde sıralayan Özkaptan son olarak diğer sendika konfederasyonlarına seslenerek, ”Buradan diğer konfederasyonlara ve tüm kamu emekçilerine çağrıda bulunuyoruz: Hiçbir şekilde sorumlusu olmadığımız bu çarpık düzenin bedelini ödememek için, temel haklarımız için, gelin hep birlikte mücadeleyi yükseltelim. Haklarımıza yapılan saldırılara sessiz kalmayacağımızı hep birlikte gösterelim” dedi.
Açıklamanın ardından slogan atan KESK üyeleri olaysız bir şekilde dağıldı.