“Cumhuriyetimizin 95’inci yaşı kutlu olsun!” sözleri ile başlayan Başkan Gültekin Aydın, “ Türkiye Cumhuriyeti Devleti 95 yıl önce her türlü zorbalığa, işgale, talana, yok etmeye karşı cesaretle çarpışan, kundaktaki bebesini, gözü yaşlı anasını, dilinden duaları eksik etmeyen eşini bırakıp aziz vatan toprakları için bedel ödemeye giden yiğitler; gerek cephede, gerek cephe gerisinde kadın, yaşlı, çocuk demeden korkusuzca mücadele eden kahramanlar sayesinde kurulmuştur. Bu yiğitlerin önderi gözü pek, bıçağı keskin, silahı tetikte, vatan ve millet aşkı ile yanıp tutuşan, esareti asla kabul etmeyen, emperyalizmi Türk milletinin kaderi olmaktan çıkarmaya ant içen Ulu Önder Atatürk olmuştur. Bu devletin her bir ferdi köklerinden birbirine sımsıkı bağlanmıştır. Ecdadımız en karanlık dehlizlerin hizmetkârlarını imanı, bağımsızlığa olan hasreti, eşi benzeri olmayan inancı ile yenmiştir. İnönü Savaşlarında, Çanakkale’de, Sakarya Meydan Muharebesi’nde, Kurtuluş Savaşı’nda, Büyük Taarruz’da ve daha nice savaşta Türk milleti kahramanlıkları ile düşmanı dize getirmiştir. Vatan bilinci yüksek, kutsal bayrağımıza sahip çıkan, zindanda yaşamaktansa, canını feda etmeyi yeğleyen Türk milletine, 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyeti hediye eden Atatürk, aynı zamanda modern bir devlet inşa etmiştir.
Cumhuriyet; özgürlük, demokrasi, uygar ve aydınlık yarınlar demektir. Cumhuriyet; halkın egemenliği, refahı, topraklarımızın bekası demektir. Cumhuriyet; ayrılıkçı, bölücü unsurlara geçit vermeyen, birleştirici ve bütünleştirici ruh demektir. Bu birleştirici ve bütünleştirici ruh, tutkal gibi birbirine sımsıkı bağlılık Öğrenci Andı’nda da kendini göstermektedir. Bilindiği gibi Türk Eğitim-Sen olarak Öğrenci Andı’nın kaldırıldığı gün, konuyu yargıya taşımıştık. Danıştay 8’inci Dairesi de talebimizi doğru bularak ve çok haklı gerekçelerle Öğrenci Andı’nın okutulması gerektiğini bildirdi. Hükümet’in tutumu, MEB’in konuyu temyize götürmesi biz eğitimcilerde hayal kırıklığı yaratmıştır. Keşke MEB bu yolu tercih etmeseydi, Öğrenci Andı Cumhuriyetimizin 95’inci yılında öğrencilerimize yeniden armağan edilseydi.
Öte yandan “Türküm, doğruyum, çalışkanım” diye başlayan, “Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!” diye sona eren Andımızın, ırkçı, ayrıştırıcı ifadeler barındırmakla itham edilmesi, bir etnisiteye bağlılığın ifadesi gibi yansıtılması toplumun yanlış yönlendirilmesi anlamına gelmektedir ki, bundan çıkar sağlayan birtakım çevrelerin asıl amacı toplumu bölmektir.
Aynı güruh, eli kalem tutuyor gibi görünen dili palalı çetelerdir. Ortalık karıştıran, yandaşlık anlayışıyla bal börek olan, ehil, bilgili, kabiliyetli insanları ötekileştiren, zorbalıklarıyla, şantajlarıyla çalışanları korkutan bu çetelerin hedefinde bu kez de Andımız vardır. Öğrenci Andını duyunca kanı buz kesen çete mensupları bölücü terör örgütü PKK’ya göz kırpanlardır; Fetö’nün paspaslığına soyunanlardır; Cumhuriyet, Atatürk ve Türk düşmanı pespayelerdir.
Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 66. Maddesi, “Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” der. Yine devletimizin kurucusu büyük Atatürk, “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” demiştir. Atatürk bu ifadesinde birleştirici bir dil kullanmış, tüm etnik unsurları bir kenara bırakarak, herkesi tek çatı altında toplamıştır.
Bizler, Türk olmakla gurur duyan, vatanına sevdasını “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?” diye anlatan, bayrağını “Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim” diye tarif eden bir ecdadın çocuklarıyız. Dolayısıyla boş lakırdı içinde olan bu çetelere kulak asılmamalı, ülkemizi yönetenler toplumumuzun kahır ekseriyetinin destek verdiği Öğrenci Andı’nı yeniden okullarda okutmalıdır. Unutulmasın ki; Öğrenci Andı; Türk milletine sadakati içerir, milli kimliğimizi sahiplenmeyi öğretir, bu vatanı, milleti sevmenin en değerli ülkülerden birisi olduğuna vurgu yapar, milli bilincimizi yükseltir, Cumhuriyete bağlılığımızı güçlendirir.
Bu minvalde Cumhuriyete sahip çıkmak, Cumhuriyet değerlerini gelecek nesillere aktarmak, Cumhuriyet bilinci yeşertmek hayat memat meselesidir. Atatürk’ün açtığı yolda gösterdiği hedefe hiç durmadan yürümeyi reddeden, Atatürk’ün manevi şahsiyetine saygısızlık eden, ilke ve inkılaplarını yok sayan, Cumhuriyetin kazanımları sayesinde bu topraklarda yaşadığını unutup, Cumhuriyete düşmanlık besleyenleri, habis bir ur gibi milli birlik ve beraberliğimize zarar vermeye çalışanları da içimizde barındırmamak milli bir görevdir.
Şunu da vurgulamak isteriz ki; milletimiz her daim acı, kan ve gözyaşı bulaşmış zor bir coğrafi konumda yaşadığımızın bilincinde olarak tetikte olmalı; huzur, barış, mutluluk ve bağımsızlık için vatanımıza sahip çıkmalı, Cumhuriyetimizi ebediyen korumalı ve kollamalıdır. Bu vesileyle, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızın 95’inci yıldönümünü kutluyor; Büyük Önder Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimizi saygı, şükran ve rahmetle anıyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” dedi.