“ Türk futbolunun yazar-çizer ve düşünürleri; “Türk futbolu nasıl kurtulur?” sorusuna yanıt aramak yerine, güncel ve popüler konuları konuşmayı daha çok tercih ediyor:
O pozisyonda gerçekten penaltı var mıydı, yok muydu?
Hakemin kırmızı kart kararı doğru muydu?
Fenerbahçe ve/veya Beşiktaş’ın yeni teknik direktörü kim olacak?
Galatasaray hangi futbolcunun peşinde?
Bu sene hangi takım şampiyon olur?
Hangi takımlar küme düşer?
Diğer Kurtulma metodu Değişikliklerdir
Türkiye’de yapılan en büyük hatalardan biri de kişilerden medet umulmasıdır:
“Fenerbahçe’ye yeni bir hoca gelecek ve her şey çok güzel olacak” (!)
“Galatasaray’da başkan bir değişse her şey güllük gülistanlık olacak” (!)
“Beşiktaş’a iyi bir santrafor transfer edilirse her şey daha güzel olur” (!)
Fikirleri tartışmak yerine kişileri ya da olayları tartışmaya devam ettiğimiz sürece başarılı olamayız!
Türk futbolu ne de kulüplerimiz çok iyi yönetilmiyor!
Her hafta hakemlerin ve hakem kararlarının tartışıldığı bir lig mi olur?
Kulüp başkanlarımız da karşıt görüşteki siyasi partilerin liderlerini andırıyor. Sürekli bir gerilim ortamı…
Kulüpl Futbol “seyir amaçlı” bir oyundur. Gösteri niteliğindedir. Kötü bir sinema filminin gişede hüsrana uğradığı gibi veya tutmayan bir TV dizisinin yayından kaldırılması misali, seyir zevki olmayan futbola da toplumun ilgisiz kalması gayet doğaldır.
Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’deki kadar duraksayarak oynanmıyor futbol.
Kendini yere bırakmayı alışkanlık haline getiren futbolcular.
Yerli yersiz her pozisyona düdük çalan hakemler.
Taktiğini takımına futbol oynatmak yerine, rakibine futbol oynatmamak üzerine kuran teknik direktörlererimiz yüksek borç yüküyle boğuşurken…
Ayrıca dikkatimi çeken bir husus daha var: Maç sonlarında istatistikler yayınlanıyor. Futbolcuların isabetli pas oranları gösteriliyor. Diyelim ki filanca futbolcu yüzde 80 isabetli pas yapmış oyunda! Veriler oyuncunun başarılı olduğunu gösteriyor. Halbuki yapılan pasların çoğunluğu oyuncuların kendi yarı sahasında. Daha net ifade edeyim, oyunu uyutmak için yapılan paslar. Şunu demek istiyorum: Süper Lig’de “başarı” kavramı bile göreceli, yani kime ve neye göre başarılı?
Skor/sonuç/tabela odaklı teknik adamların, medyanın ve taraftar grupların futbol anlayışları bu yönde olduğu sürece de bu tablo zor değişir.
Bazı Fenerbahçeliler, Galatasaray’ın, bazı Galatasaraylılar da Fenerbahçe’nin Avrupa’da başarısız olmasından mutluluk duymaya devam ede dursunlar…Bazıları genişletebiliriz Trabzon,Beşiktaş vs diye
Ülke puanımız içler acısı durumda! “
Kısacası çalışmadan üretmeden kurtulamayız diyelim mi ?
Yazarlarımızdan Hasan Eser beyden Son zamanlarda okuduğum güzel spor yazılarından biri ,aynen katıldığım için kısaltarak alıntıladım
Sağlıklı ve spor dolu günler diliyorum