Bir Kurban Bayramı daha acısı ile tatlısı ile geldi ve geçti.
Akabinde hemen 10 Kasım törenleri.
Ama Kurban Bayramımızda olsun,
10 Kasım törenlerimizde olsun acımız BİR di.
Bu acı Yaklaşık 20 gün önce Van ve Erciş’ te yaşanan DEPREM gerçeği ve giden canlar ile yaralanan, evsiz barksız kalan insanlarımız.
Onların acısını paylaşmak adına tüm Türkiye tek yürek oldu ve adeta bu bölgeye aktı.
Kimisi evinde ki eski eşyalarını, ilaçlarını, kimsi maddi kimisi de manevi desteğini eksik etmedi.
Dualar ise sadece bu insanlarımıza yöneldi.
Sonuç önceki akşam 5.6 şiddetinde artçı bir deprem daha.
O depremde 2 meslektaşımızın Bayram otel enkazı altında kaldığını öğrendik.
Meslektaşlarımızın akıbeti hakkında gazetemizi baskıya verdiğimiz sıralarda hale bir net bilgi ulaşmamıştı.
Bu noktada gazetecilerin hangi zor ve sıkıntılı şartlarda görev yaptığını bir kere daha anlamanızı isterim.
Yani Van ve Erciş’ te depremde yürekleri yanan ailelerin dramını, sıkıntılarını gündeme getiren meslektaşlarımızı da aynı şekilde kilometrelerce uzakta aynı akıbet yakaladı.
Yani kimin nerede hangi şartlarda hayata veda edeceği hiç belli değil.
Ama sonuçta bir gerçek var ki;
Bu Ülkede vatanın bağımsızlığı ve bölünmezliğini unutarak birilerinin palyaçoluğunu yapanlar ilk Van ve Erciş depremi sonrasında sıcacık yataklarından çıkmadığı gibi hiçbir yerde tek bir cümle açıklamada bile bulunma zahmetine girmediler.
Tam ortaya yeniden çıkmaya hazırlanıyorlardı ki bir daha gelen 5.6 artçı depremi seslerini bir daha kesiti.
Bir avuç aptal topluluğu ve pkk terörist sempatizanlarının hükümete yönelik sloganlarını ise vatandaşlar tepki ile karşılayarak gereken cevabı verdiler.
Yani ülke içinde böle, propagandası ve terör oyunlarını hazırlayan veya hazırlayıp uygulayanlara borazancılık yapanlar,
Doğu ve Güneydoğuya yatırım gelmiyor, vermiyorlar bizi bilmem kaçıncı sınıf vatandaş görüyorlar diyenler.
Biz kendi dilimizi konuşmak istiyoruz diyerek yalandan ortalığa fitne sokmaya çalışanlar…
Bu bölgede deprem veya doğal başka afet olduğunda kuyruklarını bir yere sokup piyasadan kaybolmasını da biliyorlar.
Ama ortalık rahata kavuşup rahatladıkları anlarda medya karşısına çıkıp yalancı pehlivanlar gibi bas bas ayağına basılmışlar gibi böğürmeyi biliyorlar.
O nedenle sormadan edemeyeceğim.
Deprem felaketinde yöre halkını Türkiye aleyhine çocuklarının ellerine taşlar vererek kandırıp asker ve polisimize taş, Molotof kokteyli attıranlar…
Fareler gibi deliklerine neden girdiler.
Neden bir başsağlığı dilemediler.
Kandile temsilci gönderirken dağlarda yürüyenler neden deprem alanında enkaz altında, içinde yürüyüp halkımıza sahip çıkmadılar.
Hani özgürlük, demokrasi içinde yöre halkını yaşatmak istiyorlardı.
İşte bu tür bozgunculara Allah güzel cevabını böyle verdi.
Yöre halkını kucaklarına, bağrına basan yine bu ülke oldu.
Yine kendi insanımıza yine taş attırdıkları çocuklara taş atılan, kurşun sıkılan, Molotof kokteylleri ile saldırılan askerlerimiz, polislerimiz, memurlarımız, öğretmenlerimiz velhasıl TÜRKİYE el uzattı.
Her zaman olduğu gibi…
İşte TÜRK İnsanının içinde ki insanlık ve millet sevgisi…
İnsanına olan bağlılığı…
Dün Somali’ de, Afrika’nın en ücra bölgesine uzanan TÜRK eli bir kere daha mertliğini gösterdi.
Türkiye’ den başka Türkiye yok.
,Ve bu millet tüm gerçekleri net olarak bir kere daha gördü.
O nedenle diyorum ki;
Bu vatan öylesine güzel, öylesine bereketli ki…
Birileri azdığı vakit ders vermesini de biliyor, birlik ve beraberlik içinde kucaklaşmasını da…
O vakit teröristlere, hainlere, yalancı ve provakötörlere artık yaşam alanı kalmıyor ve kalmayacaktır a…
Bir kere daha Van ve Erciş’ te ki ikinci depremde de hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ve bölge halkı ile Türk Halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Pazartesi günü bambaşka konu ile görüşmek üzere sağlıcakla sağlıklı kalın…