“Koalisyon ve erken seçim bile olsa elde ettiğimiz ekonomik başarıları bozmadığımız müddetçe Türkiye ekonomisi asla krize girmez” dedi.
Sandıktan iktidarın çıkmadığı 7 Haziran seçimi sonrasında koalisyon ve erken seçim tartışmaları devam ederken en merak edilen konuların başında ekonominin seyri geliyor. Koalisyonla iyi bir imtihanı olmayan Türkiye ekonomisinin yeni tablodan olumsuz etkileneceği yönünde oluşturulan algıyı ‘haksızlık’ şeklinde nitelendiren İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, “Seçim sonrasında çıkan sonuçlarla ilgili olarak kargaşa yorumu yapmak demode bir konu” dedi. Elde edilen ekonomik başarıların bozulmadığı müddetçe Türkiye ekonomisinin krize girmeyeceğini söyleyen Kerem Alkin, “Türkiye ekonomisi için yapılacak en büyük hata mali disiplini bozmak, Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını ortadan kaldırmak ve bankacılık sektörünün mali yapısının bozulmasına seyirci kalmak. Bunları yapar da ‘Yatırım yapılabilir ülke’ notumuzu kaybedersek o zaman Türkiye ekonomisinde döviz kurlarının yukarı doğru hareket ettiği makroekonomik dengeler bozulur. Ancak koalisyon ve belki bir erken seçim bile olsa elde ettiğimiz ekonomik başarıları bozmadığımız müddetçe Türkiye ekonomisi asla krize girmez” ifadelerini kullandı.
“EKONOMİ ÇEVRELERİNİN BUNLARI AŞMASI GEREKİR”
2015 Türkiyesini, 70’ler, 80’ler ve 90’larla karşılaştırmanın büyük haksızlık olacağını belirten Kerem Alkin, “Koalisyonlar, hükümet belirsizlikleri ya da aynı hükümet içerisindeki çatışmalar eskiden Türkiye ekonomisinde sıkıntı ve krize sebep oluyordu. Ancak o dönemlerde ekonomi 200 milyar doların biraz üzerindeydi ve kamuya bağımlıydı. Hatta Türkiye ekonomisinin yüzde 40’ı kamu harcamalarından oluşuyordu. Bu nedenle özel sektörün ayakta durabilmesi için kamudan ihale almaya ihtiyacı vardı. Oysa bugün 800 milyar dolara gelmiş bir Türkiye ekonomisi var ve kamunun ekonomideki ağırlığı yüzde 20’lere geriledi. Yani artık özel sektör, işinin yüzde 80’ini kamuya ihtiyaç duymadan kendi arasında ve dünyayla yapıyor. Özetle Türkiye ekonomisi hükümete ya da kamuya bağımlı olmaktan çıktı. Artık sadece Ankara’dan ihale alarak ayakta kalan iş adamımız yok. Herkes dünyaya ihracat yapmaya çalışıyor ve özel sektör kendi arasındaki ticareti büyük oranda geliştirdi. Bu açıdan günümüz Tükiyesini 70’ler, 80’ler ve 90’larla karşılaştırmak büyük haksızlık. İş dünyasının ve Türkiye’deki ekonomi çevrelerinin artık bunları aşması gerekir” dedi.
“ORTADA BİR KRİZ YOK”
Türk halkının yaşam standardının ve satın alma gücünün geçmiş yıllara göre arttığını belirten Prof. Dr. Alkin, “Siyasette bir şeyler olurken Türkiye ekonomisinin çarkları dönmeye devam etmeli. Ortada bir kriz yok. Türk halkının yaşam standardı ve satın alma gücü geçmiş yıllara göre arttı. Dünya ekonomisindeki sıkıntılar, hükümet kurma çalışmalarından çok daha önemli. Siyasetçileri rahat bırakalım ve onlar da yeni büyüme modeli için çalışmalarına hızla başlaması umut edilen koalisyonu oluştursunlar. Türkiye’nin demokrasi kalitesi artıyor. Özel sektör artık bunlara alışmalı ve siyasetle yaşamamalı. Onun için önemli olan daha fazla üretmek, ürün çeşidini arttırmak, ihracat pazarına yönelmek ve iç piyasayı ayakta tutmak” diye konuştu.
“7 BUÇUK ENFLASYONLA 2015’İ KAPATIRIZ”
2015 yılını 7 buçukla 8 arasında bir enflasyon rakamıyla bitirebileceğimizi belirten Prof. Dr. Kerem Alkin, “Önümüzdeki 3 ay enflasyonda dönüş başlıyor. Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında Ramazan etkisine rağmen enflasyon rakamlarının çok sert olacağı kanaatinde değilim. Ağustos sonuna kadar 7 civarına doğru bir çekilme olabilir. Bu yılı 7 buçukla 8 arasında bir enflasyonla bitirebiliriz. Piyasaları derinden etkileyecek bir enflasyon krizinden söz etmemiz mümkün değil. 7 buçukla 8 gibi Türkiye’nin alıştığı bir enflasyona sanki bir kriz varmış gibi tepki göstermek biraz garip olur” ifadelerini kullandı.
“TÜKETİME DEVAM”
Koalisyon sonucunun ardından yatırımlarını durdurmayı düşünen vatandaşlara yönelik bir uyarıda bulunan Kerem Alkin, “Erken seçim ihtimali ve koalisyon kurulma süreci gündemde diye insanlar işsiz kalıyor mu, maaş alamıyor mu, ekonomi üretmeye devam etmiyor mu? İnsanlar her şeyin normal seyrettiğini görmek suretiyle tüketimlerine biraz geciktirerek kaldıkları yerden devam edebilirler” dedi.