Türkiye, Suriye’deki Devrimi Nasıl Fırsata Çevirebilir?

SAİT KUZU

Suriye’de 2011 yılında başlayan ve Besar Esad rejiminin özgürlük taleplerine sert müdahalesiyle büyüyerek çatışmalara dönüşen iç savaş, uluslararası dengenin önemli bir parçası haline geldi. Esad rejiminin zayıflaması ve bazı bölgelerde kontrolü kaybetmesiyle “kartlar” yeniden karıldı. Bu süreçte Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Türkiye gibi bölgesel ve küresel güçler Suriye’de farklı çıkarlar peşinde koştular. Peki, Türkiye, Suriye’deki bu kaotik ortamı kendi lehine çevirebilir mi? Bu sorunun yanıtı, Türkiye’nin jeopolitik hamlelerinde yatıyor.

Türkiye’nin Stratejik Amaçları

Türkiye, Suriye'de üç temel hedef gütmektedir:

  1. Terör Unsurlarının Bertaraf Edilmesi: Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren PKK/PYD-YPG gibi yapıların ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğuna inanıyor. Terörsüz bir Suriye, Türkiye’nin uzun vadeli hedeflerinden biridir.
  2. Göçmen Sorununun Çözülmesi: Türkiye, şu an itibariyle dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Suriyeli mültecilerin bir kısmının güvenli bölgeler oluşturularak geri dönüşünü sağlamak Türkiye’nin öncelikli politikalarından biridir.
  3. Bölgesel Etkinin Artırılması: Türkiye, Suriye’deki krizden çıkan yeni düzenin parçası olma amacında. Bu, hem ekonomik hem de siyasi etkisini genişletmek için bir fırsat sunuyor.

ABD ve Rusya’nın Hesapları

Suriye’deki ABD ve Rusya varlığı, Türkiye’nin Şam'daki hamlelerini şekillendiren önemli bir faktördür.

  • ABD: ABD, DAEŞ ile mücadele bahanesiyle Suriye’de YPG/PYD’ye destek vermektedir. Ancak bu destek, Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden bir unsur olarak algılanıyor.
  • Rusya: Rusya ise Esad rejiminin en büyük destekçisidir ve bu destek sayesinde bölgede kalıcı bir varlık elde etmiştir. Moskova, Türkiye ile çıkarları çatışsa da zaman zaman pratik işbirliğine açıktır.

Fırsatlar ve Riskler

Türkiye’nin Suriye’deki konumu, hem fırsatlar hem de riskler içeriyor.

Fırsatlar

  1. Güvenli Bölgeler: Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi operasyonlarla Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde bir alan oluşturmuştur. Bu bölgeler, mültecilerin geri dönüşü ve yerel ekonominin canlandırılması için bir temel olabilir.
  2. Ekonomik Yeniden Yapılanma: Suriye’de savaşın sona ermesiyle yeniden yapılanma projeleri başlayacaktır. Türk iş insanları ve firmaları bu süreçten büyük kazç sağlayabilir.
  3. Bölgesel Liderlik: Türkiye, Suriye krizinin çözülmesinde kilit bir oyuncu olarak, bölgede liderlik rolü pekçiştirebilir.

Riskler

  1. Terör Tehdidi: PKK ve uzantılarının Suriye’deki varlığı, Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmeye devam edebilir.
  2. Uluslararası Baskılar: Batı, Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarına yönelik eleştirilerini artırabilir.
  3. Ekonomik Yük: Savaşın yarattığı ekonomik maliyet, Türkiye’yi zor durumda bırakabilir.

Ne Yapılmalı?

Türkiye’nin Suriye’deki şartları kendi lehine çevirmesi için şu adımlar kritik önem taşıyor:

  1. Diplomasi: ABD ve Rusya ile dengeli bir diplomasi yürütmek, Türkiye’nin çıkarlarına hizmet edecektir. Aynı zamanda Suriye’deki Arap ülkeleriyle işbirliği geliştirilmelidir.
  2. Yerel Halkla Entegrasyon: Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde oluşturduğu güvenli bölgelerde yerel halkın desteğini kazanmalıdır. Bu, bölgede istikrarı sağlayacak en önemli faktördür.
  3. Ekonomik Planlama: Suriye’nin yeniden yapılanma sürecine aktif olarak katılmak için planlamalar yapılmalı ve Türk firmaları bu sürece dahil edilmelidir.

Sonuç

Türkiye, Suriye krizinin sona ermesiyle birlikte yeni düzenin önemli bir aktörü olabilir. Ancak bu, riskleri minimize eden ve fırsatları maksimize eden stratejik bir vizyon gerektiriyor. Doğru adımlar atıldığı takdirde, Türkiye sadece kendi güvenliğini sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda bölgede önemli bir güç olarak konumunu pekçiştirecektir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.