Bu husus NATO Antlaşması'nın 5. maddesiyle çok büyük benzerlik içermektedir. NATO Antlaşması'nın 5. maddesinde, BM Şartı'nın "Kollektif Nefsi Müdafaa" diğer adıyla "Kolektif Meşru Müdafaa" mekanizmasına açık bir şekilde atıf yapılırken, Şuşa Beyannamesi'nde söz konusu 51. maddenin adı geçirilmemekte ama 'BM Şartı'na' uygun şekilde yapılacak yardımdan söz edilmektedir.'2010 anlaşmasının 2. maddesinde ise BM Şartı'nın 51. maddesinde zaten atıf vardır. Bu da ortak savunmadan başka bir şey değildir. Kaldı ki Şuşa Beyannamesi'ndeki cümlenin devamında "Silahlı kuvvetlerin güç ve yönetim birimlerinin koordineli faaliyeti sağlanacaktır." denilmektedir.
Uluslararası hukukta barış ve güvenlikle ilgili en temel belge olan BM Şartı'na atıf yapan NATO Antlaşması'nı çağrıştıran 2010 Antlaşmasınınilk iki maddesinin ve Şuşa Beyannamesi'ndeki bu uzun paragrafın tek cümlelik özeti şudur. Türkiye ile Azerbaycan, "Birimiz ikimiz, ikimiz birimiz için." demişlerdir.
İçlerinden birine yapılacak tehdit ya da saldırı karşısında, diğer devlet tereddütsüz yardıma koşacaktır. Türkiye ve Azerbaycan barış zamanında iki ülke silahlı kuvvetlerinin çağın gereklerine uygun olarak yeniden yapılandırılması ve modernizasyonuna yönelik olarak çaba göstermeyi sürdürmeyi de taahhüt etmektedirler. 2010 antlaşmasının dördüncü maddesinde geçtiği gibi, Şuşa Beyannamesiyle de her iki ülkenin güvenlik konseylerinin düzenli olarak ortak toplantılar yaparak, bölgesel ve uluslararası güvenlik konularını müzakere etmeleri düzenlenmiştir. Ortak askeri tatbikatlar yapılması ve savunma sanayinde kapsamlı iş birliği konuları da Şuşa Beyannamesi'nde yer almaktadır.
Ankara ve Bakü arasında kurulan ittifakın, bu iki devletin topraklarında gözü olmayan herhangi bir tarafı endişelendirmemesi beklenir. Seçimden galip çıkarak bir kez daha yönetime gelen Paşiyan'ın bu bilinçle hareket etmesi halkının ve ülkesinin hayrına olacaktır.