Samsun Su Ürünleri Birliği Başkanı Osman Parlak, Türkiye’de su ürünleri sektörünün hızla büyüdüğünü vurguladı. Parlak, “Şunu da çok rahatlıkla söyleyebilirim: Su ürünleri sektörü özellikle yetiştiriciler devletten aldıkları destekleri yatırıma dönüştüren en önemli sektördür ve Türkiye’de hızla büyüyen de sektörde su ürünleri sektörüdür. Her yıl yüzde 20’lere varan bir büyüme göstermektedir. Dünyadaki doğal balık stoklarını korumak için mutlaka yetiştiriciliği arttırmak lazım. Bunu yaparken de sürdürülebilir balıkçılığı esas almak lazım. Çevreyi de öne alarak balıkçılık yaptığımız alanları farklı alanlara kaydırarak yeni üretim alanları da açarak Türkiye’deki balıkçılığı hem üretim açısından hem ihracat açısından hem kalite ve verimlilik açısından daha üst noktalara taşımak gerekiyor. 2030 yıllarında dünyada yetiştiricilik ile elde edilecek balık su ürünleri tüm dünyada avcılıktan da daha öne geçecektir. Yeni üretim alanları açarak üretime katkıda bulunmamız gerekiyor” dedi.
SAMSUN-SİNOP SU ÜRÜNLERİNİN GELECEĞİ
Samsun ve Sinop illerinin su ürünleri yetiştiriciliğinin geleceğini değinen Parlak, “Samsun ve Sinop illerini sadece su ürünleri yetiştiriciliği açısından değil, aynı zamanda avcılık ve işleme açısından birlikte değerlendirmek gerekiyor. Samsun’da 6 bin 500 ton kapasiteli bir üretim var. Zaman içerisinde muhtemelen 10 bin ton barajlarda, Yakakent’te denizlerde 15 bin ton, toplam 25 bin ton civarında bir üretim olacak. Bunlar zaman almaktadır. İnsanlar görerek bilerek yapmak istiyorlar. Su ürünlerinin zor dönemde olduğu günlerde insanlar yatırıma girmek istemiyor. Sinop’ta ise yeni açılan üretim sahalarıyla beraber en az 25 bin ton üretim gerçekleştirileceğini düşünmekteyim. Dolayısıyla Samsun ve Sinop’ta 50 bin tonluk bir yetiştiricilik yapılabilir. Alabalık, somon ve levrek üretimi yapılabilir. Bu ciddi bir rakamdır. Binlerce işçinin çalışması demektir. Samsun’u su ürünlerinin yetiştiricilerinin merkezi olması demektir. Aynı zamanda Samsun, Karadeniz’deki balığın çıktığı noktadır. Samsun Balık Hali, bölgede avlanan balığın büyük bir bölümünü diğer şehirlere nakletmektedir. Samsun için bir avantajdır. Samsun’da işleme tesisleri hızla kurulmaya başlamıştır. Birçok tesis Avrupa Birliği ülkelerine hamsi göndermeye başlamıştır. Birçok tesis hamsi paketleme yapmaktadır. Bunlar zaman içimde daha da gelişecektir. Samsun ve Sinop’u birlikte mütalaa ettiğim zaman çok ciddi bir gelecek görüyorum. Su ürünleri sektörüne yatırım yapmak isteyen iş adamlarına Samsun’da yatırım yapmaları çağrısında bulunuyorum” diye konuştu.
SU ÜRÜNLERİ MÜHENDİSLERİNİN DURUMU
Su ürünleri mühendislerinin genel durumlarını da değerlendiren Parlak, “Su ürünleri mühendisleri su ürünleri sektörünün bu hale gelmesinde çok önemli roller oynamışlardır. Bugün Avrupa Birliği ülkelerine mal satıyorsak, 200 bin ton civarında yetiştiricilik yoluyla balık elde ediyorsak, su ürünleri mühendislerinin ve teknikerlerinin bunda önemli bir rolü var. Kamu su ürünlerine ve su ürünleri mühendislerine yeteri kadar önem vermelidir. Su ürünleri mühendisleri özellikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve diğer bakanlıklarda önemli yerlerde olmaları eğer bir su ürünleri sektörünü 500 bin tonlara iş ve işleyişleri 1 milyar dolarlara ulaştırmak istiyorsak su ürünleri mühendislerine daha çok önem vermeliyiz. Bu gençler Anadolu’nun en uzak ve ücra köşelerinde adeta insanlardan uzak bir hayatı tercih ederek ve çok düşük maaşlarla işlerine devam ediyorlar. Artık bunun bir düzenlenme zamanı gelmiştir. Su ürünleri mühendisleri acilen kanunlarla mühendislikleriyle ilgili tanımlar ilgili kanunlarla yapılarak görev yetki alanları belirlenmeli, kamuya çok süratli bir şekilde su ürünleri mühendisleri istihdam ettirilmeli, özel sektörde su ürünleri maaşlarını belirli bir miktarın altında göstermemeli. Bunu yasayla nasılsa bize ‘bir tesiste 4 mühendis çalıştıracaksın, 3 mühendis çalıştıracaksın’ diye bakanlık söylüyor ve uyguluyoruz. Devletin verdiği desteklerle istihdama destek verilerek su ürünleri mühendislerinin, balıkçılık ve teknoloji mühendislerinin ve su ürünleri teknikerlerinin de durumları iyileştirilebilir. Bu desteklerin bir bölümü bunların maaşlarına yansıtılabilir. Eğer böyle olmasa ne olacak. Eğer bu gençlere istihdam tanımasak yanılmıyorsam 21 tane su ürünleri fakültesi ile yüksekokulu var. Bu okullar tek tek kapanacak. Çünkü artık çocuklarımız bu okullara gitmeyi tercih etmeyecek. Gelinen durumu hep birlikte yeniden değerlendirmek durumundayız. Hem su ürünleri sektörünün temsilcileri hem bakanlığın temsilcileri hem de üniversitelerimiz bu işi yeniden değerlendirmelidir. Yoksa su ürünlerinin geleceğini büyük planlarken su ürünleri mühendislerinin yerini konumunu ücretini ve sosyal haklarını bunun içine oturtamazsak ihracatta da üretimde de verimlilikte de aynı başarıyı yakalayamayız” şeklinde konuştu.
KURAKLIK KÜLTÜR BALIKÇILIĞINI ETKİLER
Su kaynaklarındaki azalma ile meydana gelebilecek kuraklığın kültür balıkçılığını etkileyeceğini söyleyen Parlak, açıklamasını şöyle tamamladı: “Kültür balıkçılığını su ürünleri yetiştiricilerini çok ciddi bir biçimde etkileyecektir. Su ürünleri yetiştiricileri bunlar daha çok kaynak sularında bu tesisler kurulmuştur. Kaynak suları kar yağmadığı zaman mutlaka azalıyor. Yağmurdan çok kar yağışına bağlı. Benim gezdiğim yerlerde sular yarı yarıya düşmüş. İnsanlar balıklarını başka yerlere taşımak zorunda kalıyorlar ya da çok ucuz ellerinden çıkartmaya çalışıyorlar. Kimi kaynak tesislerin üzerinde kuluçhaneler var. Damızlıklar besleniyor, yumurtalar elde ediliyor, yavrular elde ediliyor. Bunlar çok ciddi bir şekilde su ürünlerini etkileyecektir. Aynı zamanda bu suların azalmasıyla Türkiye su ürünleri yetiştiricilerine çok büyük payı olan barajların sularının da ısınması muhtemeldir. Buradan su ürünlerinde yetiştiricilik yapan tüm arkadaşlara sesleniyorum. Bilindiği gibi su ürünleri böyle risklere karşı TARSİM diye devletin bir destekleme kurumu vardır. Sigortalama kurumudur. Yüzde 50’sini devlet karşılamaktadır. Böyle ciddi doğa olayları için kurulan bir kurumdur. Arkadaşlarımız en kısa zamanda bu kuruma başvurarak bir an önce sigortalarını yaptırsınlar. 2014 yılı Su ürünleri açısından çok sıkıntılı bir yıl olabilir.”