Her Türk asker doğar kelimesinin sözünün ne kadar gerçek olduğunu görmekteyiz. Önceki gün arkadaşlarımla bir karar almıştım. ‘Arkadaşlar herkes bir dilekçe yazsın askere gidiyoruz ‘dedim. Onlarda beni kırmayıp ‘Başkan doğru söylüyor, biz neden duralım ordu bizim. Biz bu ordunun bir neferiyiz’ dediler. Dilekçelerimizi yazdık ilçe jandarma komutanlığına gittik. Bizden önce birkaç vatandaşımızda dilekçe vermişti.
Fakat bir terslik olunca Çarşamba Memur Sen Mensubu kardeşlerim bizden önce davranıp jandarma komutanlığımıza bizden önce gidip gönüllü dilekçelerini verdiler. Bizde Çarşamba günü öğleden sonra gidip gönüllü dilekçelerimizi verdik. Aldığım son bilgi doğrultusunda ülke genelinde milyona yakın bir gönüllü ordusu kurulmuştur.
Seferberlik ilan edilse zaten gideceğiz ama biz yerimizi safımızı belli etmek için gittik. Biz mukaddes ordumuzun polisimizin yanında olmaktan yanında olmaktan onlarla vatan için can vermekten onur, gurur duyan topluluğuz .
İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Her Türk asker doğar' sözü ve bu söyleve benzeyen nice sözler ve kelimeler şu an ülkemde hayat bulmaktır. Bizler ulus olarak savaşçı milletiz. Türkler İslam’la tanışmadan önce de savaşçı milletti. Türkler oba olarak yaşayan göçebe olan gittiği toprakları yurt edinen bir ulustur. Talas savaşı sonrası İslam’la şereflenince kimyası daha çok kuvvetlenip cihad şuuruna bürünüp 7 kıtada at koşturmuş aleme nizam getirmiş, tuğlar dikmiştir.
İslam dini Türkler sayesinde ve Allahın izniyle daha çok yayılmış ve cihana ün salmıştır. İşte tarih tekerrürden ibarettir. Mükemmel bir ordumuz olmasına rağmen insanlarımızın askerlik şubelerine jandarma komutanlıklarına başvurmaları bunun bir gerçeği değimlidir. Türkler özgürlüğüne, namuslarına, şereflerine, izzetlerine düşkün bir millettir. Esir olmaktansa ölmeye razı bir ulustur.
Bizim şanlı tarihimiz böyle destanlarla doludur. Ayrıca mazlumun yanında olan, mazluma kucak açan bir ulusuz tarihimizde örnekler çok olsa da ben yakın tarihimizden hatırlatayım. Avrupa zulmünden kaçan Arnavut , yunan Boşnak göçmenleri , Afgan göçmenleri Afrika'dan gelen zenci kardeşlerimiz ve en son Suriye'den gelen muhacir kardeşlerimizdir.
Bizler ulus olarak millet olarak kutsal bir topluluğuz. Bizde bu değeri katan İslam inancımız ve örf ananelerimizdir. Biz kendimizle ne kadar övünsek azdır. Bizler sütçü imamın torunlarıyız, "bağımsızlık benim karakterimdir" diyen bir lidere sahibiz. Ne mutlu ki; böyle bir millete sahibiz diyoruz.
Önceden olduğu gibi bugünde içimizde yaşayan bukalemunlar var aramızda nifak tohumları ekmeğe çalışan geri zekalılar var. Gelin bunlara pabuç bırakmayalım. Bunlara derslerini verelim. Her Türk'ün bir ülküsü vardır. Her Türk'ün bir kızıl elması mutlaka vardır. Kendisi bilmese de mutlaka vardır.
Onun için çok okumalıyız, atalarımızı, tarihimizi çok iyi bilmeliyiz. Bir olmalıyız, iri ve diri olmalıyız, saflarımızı sıklaştırmalıyız.
Kısacası şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu'nun dediği gibi; "Bir kilimin desenleri gibi olmalıyız" diyorum. Birlik beraberlik vurgusu yaparak yazdığım bu yazımla görevimi yaptığıma inanıyorum.
Konu vatansa gerisi teferruattır .