Hayat, acısı, tatlısıyla yaşanıp gidiyor.
Kah üzüntülerle, kah sevinçlerle...
Bazen öyle sevinirsiniz ki; Hayatın tam acı gerçeklerini,
Bir an için unutursunuz...
Bazen ise öyle acır ki dağları delmek ister yüreğiniz.
Bazen sevdikleriniz kayıp gider gözünüzün önünden,
Sevdiğinizi söyleyemeden.
En acısı da sevdiğinizi söyleyememek. Ama yaşarken hareketlerinizle,
Verdiğiniz destek veya tatlı bir kaç sözle.
Anlatmış tırsınız kendinizi sevdiğinize, o onu bilir...
Ama siz açıkça söyleyemeden uçup gider birden bire...
50 küsur yıllık hayatımdan sevdiğim çok isimler gitti...
Hayatın acısı ve tatlısını öğrenirken,
Önce dedelerimiz, ninelerimiz göçüp gittiler. ,
Ardından babam ve ağabeyim...
Hepsini uğurladık yüreğimiz yana yana.
Sonra çevremizde ki sevdiklerimize üzüldük,
Onlar da birer birer göçüp gittikçe.
İşte onlardan birisi Mahmut (Amca) Semizoğlu...
Onun adını ilk kez 1980'li yıllar da duymuştum.
Ardından askeriyede geçen yıllarım sonrası,
Dönüp bu mesleğe başladığım ilk günlerde
Yeniden birebir görüşmeye başlamıştım.
Gazeteciliğe başladığımda ki,
İlk fotoğraf ve kamera mı kendisi vermişti.
Hem de hiç üzmeden.
Sonra uzun çarşıda bir gün yüksek sesle bağırırken gördüm.
Tırsmadım dersem yalan olur.
Bu adam kadar tersini görmedim diye.
Akabinde Alibeyli İlköğretim okulu haberi ile,
Kızmıştı ama söylediği bile kızgınlığının,
Sevecen bir kalbi olduğunu göstermişti.
Ve elbette ki Çarşamba' da bize en fazla sahip çıkan isimdi.
Mahmut Semizoğlu. (Amca)
O ne kadar sinirli olursa olsun "Erol bey gel bakalım" dediği vakit.
Akan sular dururdu benim için...
Kısacası gönül adamıydı, babacandı Mahmut Amca...
Hem de o asabi, sert mizacına rağmen pamuk gibi yüreği vardı.
En yumuşak yanları ailesi, Haluk Koç ve CHP'si idi.
Bu ikisi için yapmayacağı yoktu onun...
Ama eşini ebediyyete uğurladıktan sonra,
Köye çağırıp oturduğumuz kahvehanede söyledikleri,
Yüreğimi yakmıştı...
Daha sonra Mahmut Amca ile az görüştük.
Duydum ki hasta idi "Geçmiş olsun Mahmut amca hayırdır" dediğim de...
Başladı o gür sesi ile nağmesine;
"Ah, dönülmez akşamın ufkundayız... Vakit çok geç. Bu son fasıldır ey ömrüm. Nasıl geçersen geç. "
Dün öğrendim ki Mahmut Amca' da artık dönülmez yola gitmişti.
Bize ise artık bu gün ona yaraşır şekilde uğurlamak kalıyor.
O şimdi iyi biliyorum canı kadar sevdiği eşinin yanına gidiyor.
O çok mutlu ama geride kalan sevdikleri üzgün...
Onun ani gidişine.
Ama olsun kimler gitmedi ki!.
Uğurlar olsun Mahmut Amca...
Mekanın cennet bahçesi olsun.
Gözyaşlarımız da, hakkımız da (varsa) helal olsun.
Seni unutmayacağız...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...