Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından yeni müfredat değişikliğine gidileceği açıklanmış ve yeni müfredat “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” Talim Terbiye Genel Kurulu'na sunularak onaylanmıştı. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile ilgili olarak Haber Expres Gazetesi'ne çarpıcı açıklamalarda bulunarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e tepki gösterdi.
“Üniversitelerin sürece dahil edilmesi gerekiyor”
Müfredat değişikliğinin eğitimcilere sorulmadığına tepki gösteren Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Müfredat, eğitimin anayasasıdır ve bütün toplumu ilgilendiren bir konudur. Bu nedenle toplumun genel uzlaşısının sağlanması lazım ve aynı zamanda eğitim bir bilim dalıdır. Dolayısıyla bilimin ışığında bunların hazırlanması lazım. Yani programda geliştirme yapmak, sadeleştirme yapmak, çağın gereklerine göre yeni uygulamalar getirmek başka bir şey; müfredatın tümden değişmesi başka bir şey.”
Müfredat değişikliği tıpkı ülkelerin anayasaları gibi; yani bir ülke kuruldu, bir anayasa yazılır. Bu anayasada o ülkenin çerçevesidir ama insan hakları anlamında, eşitlik, çevre hakları, dünyanın gelişim süreci ile ilgili oraya yeni yasa maddeleri koymak gerekebilir ifadelerini kullanan Özbay, “Bu, anayasayı tümden ortadan kaldırmak anlamına gelmiyor. O nedenle biz müfredatla ilgili şunu söyledik. Birincisi, bunu ortaya koyduğunuzda tümden değişikliğe neden ihtiyaç duyuyoruz? Çünkü anayasayla Milli Eğitim Temel Kanunu ile bağlantılı olması gereken bir eğitim-öğretim programından bahsediyoruz. Buradaki somut olarak belgenin içerisinde yer alan ifadeler, sizin nasıl bir insan, nasıl bir toplum yetiştirmek istediğinizin belgesidir. Bu belgeyle neden değişikliğe gitmek istediğinizin değerlendirmesini yapmalısınız. Usul ve esas açısından sorunlu bir süreç ilerliyor. Çünkü usulünde eğitimin tüm bileşenleri bu sürece dahil edilmesi gerekirdi. Eğer bir müfredat uygulanacaksa burada üniversiteler devreye gireceği için, öğretmenler orada yetişiyor, üniversitelerin sürece dahil edilmesi gerekir” ifadelerini kullanarak devam etti.
“Bilimsel veri yok”
Müfredatta hiçbir bilimsel bilgi olmadığının altını çizen Başkan Kadem Özbay, “AK Parti döneminde 3 defa müfredatlar tümden değişmiş, onlarca defa yama yapılmış, birçok sistem değişikliği olmuş. Bunun değerlendirmesini kamuoyu ile paylaşmak zorundasın. Bunlar niye değiştiğini eğitimci olarak bilmiyorum. Müfredatın içeriğine baktığımızda herhangi bir bilimsel verinin, herhangi bir kaynakçanın belirtilmediğini görüyoruz. Aslında olay şuna dönüşmüş: Bildikleri, bilmedikleri ve duydukları tüm kavramları müfredatın içerisine koymuşlar ve sanki gerçekten çağın şu anki tartışılan eğitim doktrinleri üzerinden bir şey yapmaya çalışıyormuş gibi bir algı var” dedi.
“Müfredatta siyasi parti propagandası yapılıyor”
Müfredatın adının siyasi bir ad olduğunu da ifade eden Başkan Özbay, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli dediğinizde birincisi Türkiye Yüzyılı bir siyasi partinin propagandası. Siz eğitim ile ilgili bir şey yapıyorsanız, bir parti programı yapmadığınız bilinci ile hareket etmek zorundasınız. Ayrıca 'maarif' değil 'eğitim' olmak zorunda. Türkçeyi doğru kullanmak gerekiyor ve anayasa Milli Eğitim Temel Kanunu, Cumhuriyetin felsefesi açısından özgür iradeli insanlar, yurttaşlık bilinci gibi. Ama bir bakıyoruz yeni olacak müfredatta Cumhuriyet yok. Atatürk hiç yok. Bilimi kitaplardan yok etme! Mesela evrim teorisi, integral gibi kavramlar üzerinden bir sadeleşme yaptılar. Baktığımız zaman bunları çıkartırken bir dayanak yok. Niye çıkartıldığını hiç kimse bilmiyor. Ya da Batı’da birçok okulda evrim teorisi okutulurken bu yeni müfredatta bilimsel teorinin neden dışarıya çıkarılmak istendiği ile ilgili de bilimsel bir teori yok. Bu nedenle bu müfredat usul ve esas konusunda çok sorunlu diyebiliriz” diye ifade etti.
Eğitimde eşitsizlik var”
Türkiye’nin eğitimde eşitlik sıralamasında son sıralarda olduğunu vurgulayan Özbay, “Eğitimdeki eşitlikte dünya sıralamasında Türkiye son sıralarda. Bu ne demek oluyor? Eşitsizliğin en çok olduğu ülke Türkiye anlamına geliyor. Bir de baktığımız zaman böyle bir müfredat dayatması ile Türkiye’deki çocukların, öğrencilerin uluslararası karşılaştırmalarda daha üst sıralara geçmesi mümkün değil. Bu, ülkenin geleceğine bir ihanettir ve biz de bu müfredata itiraz ediyoruz. Derhal bu müfredattan vazgeçilmesi gerektiğini söylüyoruz” dedi.