Herkes soruyor. "Erol bey AK Partinin tüm Belediye Meclis Üyelerini yazdın da, neden CHP'nin ve diğer partilerin Belediye Meclis Üyelerini yazmıyorsun. Tarafsız, objektif gazetecilik bu mu?..."
Bey hey bizim acar siyasetçiler, siyaset yolu gözleyenler. Halk soruyor soruyor da sizler neredesiniz? Siyasi partilerin Başkanları, Başkan adayları Belediye Meclis Üyelerinin listesini belki yorumlamak isteyecek!. Belki diyorum ama...
Bizim Çarşamba'da muhalefet partilerin ne İlçe başkanları ne de Belediye Başkan adayları yorumun "Y" sini yapacak halleri, dermanları kalmamış. Hiç birisinde "TIK" yok. Bunlar sözüm ona yola çıkarken herkesi kucaklayacaklarını, küskünlük, dargınlık olmayacağını, herkese EŞİT davranacaklarını haykırıyor, bağırıyorlar ya!. Vallahi geçin o naraları. O naraları daha yola çıkarken bile BASIN göremiyorsa, Vallahi bunların halkı kucaklayacağı kesin. Hem de öyle bir kucaklayacak ki sormayın.
(Bunlardan Saadet Partisini ayırıyor tenzih ediyorum. Onlar yola başladıklarından bu yana bizimle olsun, halkla olsun eşit mesafede yürüyorlar)
Bu muhalefetin mantığı, anlayışı ve hazırlıkları belli oluyor. 10 yıllık kucaklaşmayı halkla yapacakları işin rengi şekli belli oluyor. Ama halk nasıl kucaklanacak aklıma kötü kötü düşünceler geliyor. Bir ata sözü vardır: "Gelen gideni aratırmış"
Yeminle korku, endişe başlamadı dersem yalan olmaz. Adamlar kötü kucaklayacak. Çünkü bu gidişatla kucaklamaya hazırlanan muhalefetin hırsı, şimdiden beni bile tedirgin ediyor. Bunların hırsı AK Partili belediyeyi yıkmak ama, AK Partililer 10 yıldır bizi, sizi kucakladı ya!: Durun az da biz kucaklayalım" düşüncesindeler.
Fıkra bu ya!. Anlatalım da anlayan anlasın artık ne anlayacaksa:
Köyün birisinde yıllarca Muhtarlık yapan birisi varmış ve köylü artık yaka silkip, isyan noktasına gelmiş. Yine bir seçim dönemine girilince köylüler toplanıp ilçe Kaymakamına giderek;
Kaymakamım ne et, yap Allah'ını seversen bu Muhtarı bir daha aday yapma. Bıktık canımızdan. Bu adam bizi öldürdü, bitirdi, hiç bir işimizi yapmadı. Hep kendi yakınlarına, eş, dost, akrabasına Müslüman, bize ise tam bir Azrail. Bizi bu Muhtardan kurtar" demişler.
Kaymakam ben nasıl aday olmasını engellerim olmaz falan dese de köylü dinlememiş ve Kaymakam mecburen SÖZ demiş, köylüleri yollamış. Kaymakam hemen o Muhtarı yanına çağırmış ve biraz sohbetten sonra köylünün isyanlarını dile getirmiş ve demiş ki; "Muhtar bu kez sen aday olma"
Muhtar işi çözünce gülerek dönmüş Kaymakama: "Kaymakamım sen düşünme o köylüleri. Onlar ne dediklerini bilmiyorlar, akıllarından zorları var. Akıllı olsalar bunları söylemezler zaten. Bak kaymakamım yıllardır benim bir çömleğim var ve dolmasına aha şu kadarcık kaldı. Onu da doldurayım tamam daha aday olmayacağım. Ama Köylüler bilmiyor ki yeni gelecek Muhtarın çömleği vallahi bomboş o daha yeni doldurmaya başlayacak " demesin mi?
Şimdi çıkın işin içinden. Yeni geleceklerin en popüler söylemleri ne?. Yolsuzluk, bilmem ne bilmem ne?. Hadi tıpkı o muhtar gibi varsayalım bunlar tüm iddia edilenleri yaptı diyelim. Yahu, geleceklerin çömlekleri bomboş onlarda ya gelirse ve ya doldurmaya başlarsa bu halkın hali ne olacak.
O zaman: Henüz yola yeni çıkan bu siyasetçilerin küpleri, çömlekleri, çuvalları, banka hesapları, akraba-i taallukatın cepleri bomboş. Bir de bunların ki mi dolsun. O nedenle bunlar basınla, çevresi ile, partisi ile bile yollarını ayırarak geliyor ki ne geliş. Vallahi hele bir de ola ki; es kaza bir kazanırsalar var ya!. "YANDI GÜLÜM KETEN HELVA"
DEMEDİ DEMEYİN. BUNLARIN NİYETİ ŞİMDİDEN BELLİ. KESTİRMEDEN HERKESE AKILLI SEÇİM YAPIN DERİM...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...